tescilli deliliğim....................
An…
Çoğul yanlızlık rahilarının sindiği o metruk aşkların
aforoz anı..
Onlar gideli ,,,
rüzgara yar selamı kadar vakit geçti..
eteğimde kızıl bir vahadın mahşer sonrası nakaratı…
Onlar gitti…
Bir adım ötesi isli sus’lu dehlizlere dayadılar sırtımı…
gerdanımdan mideme dolan acı bir iç çekiş kaldı artlarından…
bağdaş kurdum ömre helal, zamana mekruh kılınan bir ölüm’ün kıyımına…
tırnak aralarımda , tırmalanmış asfaltlardan arta kalan zift kokulu üç beş taş kırıntısı.. ellerimle birikmeliyim ölüme ki,
kötü zanlar düşmesin aşk’a!
Çığlık çığlığa susuyor’um…
An…
Çoğul yanlızlık rahilarının sindiği o metruk aşkların
aforoz anı..
Onlar gideli ,,,
rüzgara yar selamı kadar vakit geçti..
eteğimde kızıl bir vahadın mahşer sonrası nakaratı…
Onlar gitti…
Bir adım ötesi isli sus’lu dehlizlere dayadılar sırtımı…
gerdanımdan mideme dolan acı bir iç çekiş kaldı artlarından…
bağdaş kurdum ömre helal, zamana mekruh kılınan bir ölüm’ün kıyımına…
tırnak aralarımda , tırmalanmış asfaltlardan arta kalan zift kokulu üç beş taş kırıntısı.. ellerimle birikmeliyim ölüme ki,
kötü zanlar düşmesin aşk’a!
Çığlık çığlığa susuyor’um…
bir siyah geceye sızıyor ahh’ım.. uykularım silkiniyor önce yarınlarından, kentin kapısını zorlarken tokmalarına astığım çekinceli ‘belki’lerim…
bir bozulsa ahdım, bir ses çıksa cesedimden,
bir anlasalar gel(ebil)diğimi kendime, biliyorum işte ,
yine düşecekler dilime!
susmayacaklar!
Onlar gitti…………
bir bozulsa ahdım, bir ses çıksa cesedimden,
bir anlasalar gel(ebil)diğimi kendime, biliyorum işte ,
yine düşecekler dilime!
susmayacaklar!
Onlar gitti…………
Geçerken, bir nebze kara çalındı yüreciğime, kirli beyaz kalakaldım öylece…
oysa zifirdi renkleri..
evvelden seçemedim… geceydi………….
Yedi tepesi yedi meleğin kanadına mıhlanmış bir kentin arka sokaklarına sırlandılar.. hep soluma düşen günahlarımı tembihleyip,
KATİBİN’in hızlanan kaleminden bozdurdular düşlerimi…
Uyan’dım ,,
oysa zifirdi renkleri..
evvelden seçemedim… geceydi………….
Yedi tepesi yedi meleğin kanadına mıhlanmış bir kentin arka sokaklarına sırlandılar.. hep soluma düşen günahlarımı tembihleyip,
KATİBİN’in hızlanan kaleminden bozdurdular düşlerimi…
Uyan’dım ,,
sağ elim aşk hanesinin üstü’nde, tarumar olmuş ocağım...
kirpiğimden tutunmuş aşk ki başım vurgun önüme..
yar’e kalkmayan bu kaşın ayıbına,
hadi , sürün beni dünüme…
ne de çok özlemişim seni küçük kız!
bakk badi parmağıma… hani o yıldızlı saçlarına sürdüğüm ‘’işrak ilhamı’’mız vardı ya bizim, yetmedi tahammülleri ,
tam alnıma sürecekken…
şimdi,
anlamını hiç bilmediğim küfürler sıralı dilimde,
ahıma sürülen…
vahayfaaaaaa........!
Dişlerimi gıcırdatıyor kentin paslı sürgüleri..
neden kısa kalıyor hep tırnaklarım aklıma..?
onlar…
ne cüretle zonkluyorlar gecenin bağrında!
‘kentlerde gri yaşanmaz ‘
diye diye hıfzediyorlar lanetlerini ..
anahtar deliğinden tükürdükleri alaca nehirlerde boğularlar cüssemi! Dalsam o gecenin esrarına , hiç yoktan yalayacak beni ecelim!
Kendime kalsam, hani yumulsam içime,
bilmem kaç vakit önce göçmüşler,
yetişemem ardıma…
Onlar gitti………….
Ya hak etmediler beni.. ya da haklanamayandılar!
Tam da heybelerinde ki çocukluğumu yoklamak için
uzattım düşlerimi, yoktular…
tüm heveslerimi alıp terkilerine,
binip atlarına gitmişler………………..
…………………………..
Dokuz vakit öncesi (ydi…
Bellerinde sandık hatırası kırmızı kuşak dolalı anneler, tortusu har zefzefelerin sancılı kapı eşiklerinde sallıyorlardı sarhoş hüzünleri…
uyusun…
uyusun da…
büyüme(me)liydi oysa!
Onlar gitti……………..
Ta içimde dibi tutmuş bir boşlukta ayak izleri,
bir bıraksam kendimi gel(e)mez ahirim!
çömeldiğim yerden sende’liyorum…
soğumaya başladım topuklarımdan, üşümüyorum!
Birden…
ıslak bileklerime bulanmış saçlarımda irileşiyor gözbebeklerim…
Sen(i) kan’ıyor’um…
saçlarımın ivlerinden alnıma çalınıyor al!
Annem ölmüşya benim, peki kim kınalıyor beni ölümü’ne…?
dalıyorum, bileklerimden……………..
kirpiğimden tutunmuş aşk ki başım vurgun önüme..
yar’e kalkmayan bu kaşın ayıbına,
hadi , sürün beni dünüme…
ne de çok özlemişim seni küçük kız!
bakk badi parmağıma… hani o yıldızlı saçlarına sürdüğüm ‘’işrak ilhamı’’mız vardı ya bizim, yetmedi tahammülleri ,
tam alnıma sürecekken…
şimdi,
anlamını hiç bilmediğim küfürler sıralı dilimde,
ahıma sürülen…
vahayfaaaaaa........!
Dişlerimi gıcırdatıyor kentin paslı sürgüleri..
neden kısa kalıyor hep tırnaklarım aklıma..?
onlar…
ne cüretle zonkluyorlar gecenin bağrında!
‘kentlerde gri yaşanmaz ‘
diye diye hıfzediyorlar lanetlerini ..
anahtar deliğinden tükürdükleri alaca nehirlerde boğularlar cüssemi! Dalsam o gecenin esrarına , hiç yoktan yalayacak beni ecelim!
Kendime kalsam, hani yumulsam içime,
bilmem kaç vakit önce göçmüşler,
yetişemem ardıma…
Onlar gitti………….
Ya hak etmediler beni.. ya da haklanamayandılar!
Tam da heybelerinde ki çocukluğumu yoklamak için
uzattım düşlerimi, yoktular…
tüm heveslerimi alıp terkilerine,
binip atlarına gitmişler………………..
…………………………..
Dokuz vakit öncesi (ydi…
Bellerinde sandık hatırası kırmızı kuşak dolalı anneler, tortusu har zefzefelerin sancılı kapı eşiklerinde sallıyorlardı sarhoş hüzünleri…
uyusun…
uyusun da…
büyüme(me)liydi oysa!
Onlar gitti……………..
Ta içimde dibi tutmuş bir boşlukta ayak izleri,
bir bıraksam kendimi gel(e)mez ahirim!
çömeldiğim yerden sende’liyorum…
soğumaya başladım topuklarımdan, üşümüyorum!
Birden…
ıslak bileklerime bulanmış saçlarımda irileşiyor gözbebeklerim…
Sen(i) kan’ıyor’um…
saçlarımın ivlerinden alnıma çalınıyor al!
Annem ölmüşya benim, peki kim kınalıyor beni ölümü’ne…?
dalıyorum, bileklerimden……………..
silik bir anımsayış sinmiş aklın en ucbe kuytusuna…
deliler hatırlar da,
bir sıralı dizseler cümlelerini,
her şeyi hiçbir şey sanacak
aklı selimler!
deliler hatırlar da,
bir sıralı dizseler cümlelerini,
her şeyi hiçbir şey sanacak
aklı selimler!
Onlar bilmesin…
geç anımsanıyorlar zaten…
ellerinde bir dolu kab balla kentin vahalarına varmıştılar.. sonrası… işte!
yaktılar bağrımızı…………
peki şimdi neyin peşindeler …
geç anımsanıyorlar zaten…
ellerinde bir dolu kab balla kentin vahalarına varmıştılar.. sonrası… işte!
yaktılar bağrımızı…………
peki şimdi neyin peşindeler …
aşk dersen sırra kadem bastı çoktan,dualarda sürçtü aklım, yetişemedi peşi sıra…
yani yorulma’dan durulmuştuk biz…
sonra sabaha a’ma bir leyl girdi araya…
hicranlaşmış zaman, bir kısır döngünün içinde kayıptı kendimize…
bir ben’den ben çıkmazdı ki
düştüler peşime!
Sesleri dürtüyor kıyameti!
İsrafil’in dudak kıvrımına uzanıyor kirpikleri kentin…
Vahayfaaaaaa!
Tırnaklarımla kazıdığım kuyumun , eteğimde birikmiş toprağına gömmem gerek, hiçbir yanlarımı(zın) bilemediği o küçük kızı! Çünkü kundağına ilişmiş öz’leri…
değse nazarım, imtihan hiç’e helak olacaktı!
Bakmadım ne önüme,
ne dünüme…
‘’ zaman iltica etmişse aşka ölüm en efdalidir’’
diye diye tesbihledim çoğunu aza satmış aklı…
Deli’liğe Tescilliyim…
İteleniyorum yüzü koyun!
Gelsem orda mısın eyy aşk………………
Sen bilirsin,
sultan olmak için düştüm ben ,
kuy(t)uma!
Ki,
Bir kere ölmez’sem..
yaşa(ya)mam………………………………
yani yorulma’dan durulmuştuk biz…
sonra sabaha a’ma bir leyl girdi araya…
hicranlaşmış zaman, bir kısır döngünün içinde kayıptı kendimize…
bir ben’den ben çıkmazdı ki
düştüler peşime!
Sesleri dürtüyor kıyameti!
İsrafil’in dudak kıvrımına uzanıyor kirpikleri kentin…
Vahayfaaaaaa!
Tırnaklarımla kazıdığım kuyumun , eteğimde birikmiş toprağına gömmem gerek, hiçbir yanlarımı(zın) bilemediği o küçük kızı! Çünkü kundağına ilişmiş öz’leri…
değse nazarım, imtihan hiç’e helak olacaktı!
Bakmadım ne önüme,
ne dünüme…
‘’ zaman iltica etmişse aşka ölüm en efdalidir’’
diye diye tesbihledim çoğunu aza satmış aklı…
Deli’liğe Tescilliyim…
İteleniyorum yüzü koyun!
Gelsem orda mısın eyy aşk………………
Sen bilirsin,
sultan olmak için düştüm ben ,
kuy(t)uma!
Ki,
Bir kere ölmez’sem..
yaşa(ya)mam………………………………