Terkedilmek
Hiç bu kadar yalnız hissetmemişti kendini.
Sanki boşluktaydı hiçbirşey düşünemiyor söyleyemiyordu.
Sadece aklında dolaşan birkaç mısra
"Sevda değildi bu
-Sanki bir düştü
-Sürecek diyordum sonsuza kadar
-Takvim yaprağına ayrılık düştü
-Önce gözlerine gelirdi bahar"
Terkedilmişti.
Birden ayağa kalktı ceketini giydi ve dışarı çıktı kapıyı çarparak. Bir minibüse binip deniz kıyısına indi.
Telefonunu kapattı ve çaycıya işaret edip bir bardak çay istedi. Şimdi düşünmeye başladı. Herşeyi...
Birkaç gün öncesinde seni seviyorum diyen birisi nasıl olurda şimdi hayır der?
İnsan sevmediğine elini yanağını dudağını nasıl uzatırdı? Gidiyorum demek bu kadar kolay mıydı?
Yaşanılan herşey öylesine miydi? Yoksa çok mu şey istiyordu sevilmekle? Doğru doğru.
Sevilmek kim sen kimsin diyordu içinden.Ama o kadar sevginin karşılığıda bu olmamalıydı.
En azından sevgi adına birşeyler olmalıydı.Yok yok buda fazla. Hangi bal yiyen arılara teşekkür ediyordu ki.
Hangi arı yaptığı balın keyfini sürdü ki o sevgisini yaşasın istediği gibi. Ama bir yerlerde hata olmalıydı.
Kendisi tamamdı hiçbir şey yapmamıştı onu üzecek. Bir dediğini iki yapmamıştı.
Ya O? Birden soğumuştu ondan.
Bir bıçak gibi kesmişti herşeyi.
Evet hatayı buldu genç adam.
Şanslıydı çünkü birçok kişinin yaptığı hatayı kendisi de yapmıştı ve hatasını anladı.
Birisini çok sevip bunu sürekli dile getirmişti.
Bir insana birşeyi ilk söylediğinde çok ilgisini çeker.
İkincisi üçüncüsü derken artık ilginç olmaktan çıkar ve basitleşir.
Genç adam bunu yapmıştı ve bir şekilde başitleşmişti...
O ise sevdasını hala asil sanıyor hatasına rağmen...