Dokunma satırlarıma aklından bile geçirme! Ne doğrum senin doğrun ne yanlışım yanlışın...
Çiziyorum yazılan eski satırları, yok aslında içimde hiçbir kin tanesi. Aklımın uçsuz bucaksız kurak bozkırlarında şimşekler çakıyor. Yeniden bulabilir miyim bir umut yetisi?
Virgüller koyamazsın benim hayallerime,
Noktalar yerleştiremezsin, bitiren acımı kederlerimi
Yoktur başı sonu mısralarımın
Hiçbir ünlem taşıyamaz imdatlarımı...
Küçük bir gri bulut yumağı alıp, yalvarıyorum düşürsün birkaç yağmur tanesi. Bir yeşilliği hasret sulanmayan aklım duruyorum esen poyrazların önünde. Kuruyor Tanrım bir bir düşüncelerim, donuyor ayazında sabahın olmayan mor güneşleri ne anlam buluyor birkaç söz, istemiyorum dokunma hatta uzatma elini...
Dokunma satırlarıma aklından bile geçirme
Ne doğrum senin doğrun, ne yanlışım yanlışın
Sen ki sen, düşün hangi gece sabahladın ?
Hangi yıldıza acaba benim gibi baktın?
Ben yüreğimin demirlerine soğuk soğuk parmaklarımı geçirirken,
Sen kendini hangi yalanlara sattın?
İçimde uluyan köpek gibi pişmanlıklarıma, aklımın en uçsuz bucaksız kurak bozkırlarında leşleri sevgilerimin bende koşacak bozkır çok içim kokuyor...
Sen ki sen, hangi soruma cevap oldun yoluma yoldaş?
Ne gün umut bildin umutsuzluğumu?
Yalan yanlış sözlerini döktüğün hangi gecenin lanet saatinde küfrediyor yüzüne utanıyorsun yeminlerinden,
Defol kalbimden!!!