Çıldırmış martı çığlıklarındaki gizem sende kalsın
İki kaşının altındaki mavi gözlerinden öperek
Senden gidiyorum İstanbul .
El değmemiş neren kaldı neren sade
Kimsesizlerin kimsesi olmuş Sultan Ahmet
Ama Ayasofya benim gibi asude
Kim bilir kaç gelinlik kız işledi seni gergefinde
Kaç şairin şiirine konu oldun
Ve kaç ressamın fırçası kırıldı bu uğurda
Şimdilerde Kara gümrük yanıyormuş
Artık yağmur yağmıyor
Yangılar çıkmıyor mu Üsküdar'ında.
Söylesene İstanbul
Senin için kaç can , can verdi
Kaç Koçyiğit kaç atlı
Boşa mı şehit düştü uğrunda Ulubatlı
Kaç yetimin yüreği buz tutar sokaklarında
Kalamam İstanbul kalamam
Ucuz yosmaların dolaşırken durakların da
Bağışla İstanbul korkutuyor beni
Beyoğlu'nda beyin oğlunun işlediği faili meçhuller
Leş yiyicilerle dolmuş baksana sahiller
Nişantaşı süslenmez ,Etiler makyaj yapmaz mı
Moda ,Modaya uymaz mı ben gidince
Kimse fark etmez zaten yokluğumu
Yaşamaya gidiyorum İstanbul
Sende yaşayamadığım çocukluğumu.
Farzet üşüyen ellerimi ısıtıp hiç çay içmedim Emirganda
Hiç yürümedim Kız Kulesiyle sahilde el ele
Heybeli de hiç mehtaba çıkmadım farzet
İstanbul; titreyen dudaklarım da
Yarım kalan bir şiir olarak kalacak
Arkamdan kal gitme diyecek birimi var
Yada Vefada vefalı dostlarım mı var arkamdan ağlayacak
Benin bu feryadımı duymazmısın
Yer gök hep uyumuş sen uyumazmısın
Sormazsın da biliyorum nereye gidiyorsun diye
Bari arkamdan sisli gözlerle sen el salla Ümraniye
Ara sıra selam yollar mektup atarım
Yüreğimin köşesinden bulursam bir pul
Ben sende yaşayamadım sen içimde yaşa İstanbul
İki kaşının altındaki mavi gözlerinden öperek
Senden gidiyorum İstanbul .
El değmemiş neren kaldı neren sade
Kimsesizlerin kimsesi olmuş Sultan Ahmet
Ama Ayasofya benim gibi asude
Kim bilir kaç gelinlik kız işledi seni gergefinde
Kaç şairin şiirine konu oldun
Ve kaç ressamın fırçası kırıldı bu uğurda
Şimdilerde Kara gümrük yanıyormuş
Artık yağmur yağmıyor
Yangılar çıkmıyor mu Üsküdar'ında.
Söylesene İstanbul
Senin için kaç can , can verdi
Kaç Koçyiğit kaç atlı
Boşa mı şehit düştü uğrunda Ulubatlı
Kaç yetimin yüreği buz tutar sokaklarında
Kalamam İstanbul kalamam
Ucuz yosmaların dolaşırken durakların da
Bağışla İstanbul korkutuyor beni
Beyoğlu'nda beyin oğlunun işlediği faili meçhuller
Leş yiyicilerle dolmuş baksana sahiller
Nişantaşı süslenmez ,Etiler makyaj yapmaz mı
Moda ,Modaya uymaz mı ben gidince
Kimse fark etmez zaten yokluğumu
Yaşamaya gidiyorum İstanbul
Sende yaşayamadığım çocukluğumu.
Farzet üşüyen ellerimi ısıtıp hiç çay içmedim Emirganda
Hiç yürümedim Kız Kulesiyle sahilde el ele
Heybeli de hiç mehtaba çıkmadım farzet
İstanbul; titreyen dudaklarım da
Yarım kalan bir şiir olarak kalacak
Arkamdan kal gitme diyecek birimi var
Yada Vefada vefalı dostlarım mı var arkamdan ağlayacak
Benin bu feryadımı duymazmısın
Yer gök hep uyumuş sen uyumazmısın
Sormazsın da biliyorum nereye gidiyorsun diye
Bari arkamdan sisli gözlerle sen el salla Ümraniye
Ara sıra selam yollar mektup atarım
Yüreğimin köşesinden bulursam bir pul
Ben sende yaşayamadım sen içimde yaşa İstanbul