Tefekkür, kainattaki ilâhî sanata bakıp, Yüce sanatkarı tanımak ve ona hayran olmaktır.
Tefekkür, varlıklarda gizlenen ilâhî güzellikleri ve tecellileri gönül gözüyle seyretmektir.
Kainattaki bütün güzelliklerin, üstünlüklerin, izzet ve şerefin asıl sahibi Allahu Teala‘dır. İnsan olsun melek olsun, her kimde ne varsa O‘nundur.
Aklın vazifesi O‘nu tanımaktır.
Gönlün vazifesi O‘nu aramaktır.
Kalbin vazifesi O‘nun sevgisini tatmaktır.
Yüce Yaratıcı zatını nur ile gizlemiş, tecelliler ile perdelemiştir. Sonra bütün akıllılara, bana gelin, beni tanıyın, benim dostum olun diye haber göndermiştir. İlâhî aşka gönül verenler, her yerde, her şeyde, her sevgilide O‘na ait bir ilim arar, haber sorar.
Yüce Mevla‘yı sevenlerine tanıtacak ve sevgisini tattıracak en güzel yol, O‘nun boyası ile boyanmış, her halleriyle O‘nun şahidi olmuş kâmil müminlerdir
Tefekkür, varlıklarda gizlenen ilâhî güzellikleri ve tecellileri gönül gözüyle seyretmektir.
Kainattaki bütün güzelliklerin, üstünlüklerin, izzet ve şerefin asıl sahibi Allahu Teala‘dır. İnsan olsun melek olsun, her kimde ne varsa O‘nundur.
Aklın vazifesi O‘nu tanımaktır.
Gönlün vazifesi O‘nu aramaktır.
Kalbin vazifesi O‘nun sevgisini tatmaktır.
Yüce Yaratıcı zatını nur ile gizlemiş, tecelliler ile perdelemiştir. Sonra bütün akıllılara, bana gelin, beni tanıyın, benim dostum olun diye haber göndermiştir. İlâhî aşka gönül verenler, her yerde, her şeyde, her sevgilide O‘na ait bir ilim arar, haber sorar.
Yüce Mevla‘yı sevenlerine tanıtacak ve sevgisini tattıracak en güzel yol, O‘nun boyası ile boyanmış, her halleriyle O‘nun şahidi olmuş kâmil müminlerdir