Adana genelevi onunde taksicilik yapan amcayi mahallenin yeni yetmeleri kandiriyorlar, yalvar yakar edip ve bir kac sise de raki hediye edince yaslari tutmayan genc grubunu geneleve sokmaya calisiyor taksici.
Kapida aksi mi aksi bir de bekci olunca isler epey zorlasiyor, yine raki
hediyeleri, yine yalvarmalar... Bekci razi oluyor ve kurban bayrami sabahi getir gencleri diyor.
Gencler hevesli, bunca yildir duyduklari mekani gorecekler vs. (ote tarafini da siz tahmin edin). Sabah namaz sonrasi taksici bunlari genelevin kapisinda birakiyor. Kapida bir kuyruk ki sormayin gitsin.
Gencler taksiden inip, bekci ile bir selamlasip siraya girmeden kut giriyorlar kapidan iceri. Siradaki kuyruk homurdaniyor, sesi yuksek cikanlar itiraz ediyor. "Olur mu ya boyle, hem sira bekletmedin, hem de yasi tutmaz gencleri aldin" diye bekciye ver yansin...
Bizim bekci de zaten aksi, basliyorbagirmaya:
''Bunlar o.......ç......... Bayram sabahi analarinin elini opmeye geldiler. Size ne ulan!..
-----------------------------------------------------------------
Yillarca, iki heykel; biri erkek, biri disi, birbirlerine bakar durumda parkta dururlarmis, bir gun bir melek cennetten gelene kadar...
"Sizler iyi ve ornek heykel oldunuz, bu yuzden ben de size ozel bir hediye verecegim. Yarim saat icin sizi canlandiracagim, siz de bu sure icinde ne isterseniz yapabileceksiniz!" demis. Ve melek ellerini cirpar cirpmaz heykeller canlanmis, birbirlerine biraz utanarak yaklasmislar, ama sonra hizla parktaki caliliklarin arkasina kosmuslar.
Kisa bir sure sonra caliliklarin arkasindan kikirdesmeler, kahkahalar duyulmus, calilar sallanmis. Onbes dakika sonra, caliliklardan cikmislar, ikisinin de yuzunde genis bir
tebessum varmis.
"Onbes dakikaniz daha var!" demis melek, gozlerini anlamli anlamli kirparak...
Disi heykelin yuzundeki tebessum biraz daha yayilmis ve erkek heykele donmus:
"Harika! Ama bu sefer guvercini sen tut,
ben sıçıcam kafasina
!..."
:zafer::zafer::zafer::yarıldım::yarıldım::yarıldım::zafer::zafer::zafer:
Kapida aksi mi aksi bir de bekci olunca isler epey zorlasiyor, yine raki
hediyeleri, yine yalvarmalar... Bekci razi oluyor ve kurban bayrami sabahi getir gencleri diyor.
Gencler hevesli, bunca yildir duyduklari mekani gorecekler vs. (ote tarafini da siz tahmin edin). Sabah namaz sonrasi taksici bunlari genelevin kapisinda birakiyor. Kapida bir kuyruk ki sormayin gitsin.
Gencler taksiden inip, bekci ile bir selamlasip siraya girmeden kut giriyorlar kapidan iceri. Siradaki kuyruk homurdaniyor, sesi yuksek cikanlar itiraz ediyor. "Olur mu ya boyle, hem sira bekletmedin, hem de yasi tutmaz gencleri aldin" diye bekciye ver yansin...
Bizim bekci de zaten aksi, basliyorbagirmaya:
''Bunlar o.......ç......... Bayram sabahi analarinin elini opmeye geldiler. Size ne ulan!..
-----------------------------------------------------------------
Yillarca, iki heykel; biri erkek, biri disi, birbirlerine bakar durumda parkta dururlarmis, bir gun bir melek cennetten gelene kadar...
"Sizler iyi ve ornek heykel oldunuz, bu yuzden ben de size ozel bir hediye verecegim. Yarim saat icin sizi canlandiracagim, siz de bu sure icinde ne isterseniz yapabileceksiniz!" demis. Ve melek ellerini cirpar cirpmaz heykeller canlanmis, birbirlerine biraz utanarak yaklasmislar, ama sonra hizla parktaki caliliklarin arkasina kosmuslar.
Kisa bir sure sonra caliliklarin arkasindan kikirdesmeler, kahkahalar duyulmus, calilar sallanmis. Onbes dakika sonra, caliliklardan cikmislar, ikisinin de yuzunde genis bir
tebessum varmis.
"Onbes dakikaniz daha var!" demis melek, gozlerini anlamli anlamli kirparak...
Disi heykelin yuzundeki tebessum biraz daha yayilmis ve erkek heykele donmus:
"Harika! Ama bu sefer guvercini sen tut,
ben sıçıcam kafasina
!..."
:zafer::zafer::zafer::yarıldım::yarıldım::yarıldım::zafer::zafer::zafer: