Çok geç artık bizim için...
Eski sevgililer..
Hayatımıza uğrayıp gittikten sonra bizde derin izler bırakanlar..
Uzun süren ve yorgun bitirilmiş bir ilişkinin ardından yeni birlikteliklerde çoğu kez eski sevgiliden izler aranır. Hatta bazen olur olmadık bir zamanda eski sevgilinin anısı içten içe alevlenir. O nedenledir baş başa yenen muhteşem bir akşam yemeğinde bir anda dalıp gitmeler.. En romantik anlarda “Ne oldu canım?” sorularına belli belirsin söylenen “Yok bir şey” ler.
Bazıları bu hatırlama nöbetlerine aşk acısı diyor. Bence sadece kalan ve gidenden ibaret.
Terk ettiğiniz, hayatınızdan çıkarttığınız kaç sevgilinizi hatırladığınızı düşünün.. Sizi hiç olmadık bir zaman ve yerde duyduğunuz bir şarkıyla hüzünlendiren hep terk edilmeleriniz değil miydi?
Hala düşünülen eski sevgililer kolay kolay açmak istemediğimiz sandıklara benzer. Hatta bazen öyle anlar vardır ki tam kapağını açacakken son anda vazgeçersiniz.
Çoğu zaman o kalmışlığın acısından mı yoksa bir büyüden midir bilinmez sanki tekrar o günleri yaşayabilecekmiş gibi sokulursunuz sandıklara.
Sadece sabır ve zamandır oysa ihtiyacınız olan. Çoğu arkadaşça tavsiye edilen şu en büyük yalan. Zaman! O zaman ki sizi çoğu zaman kanatır, eksiltir. Ve gün gelir bir gün, başka bir mevsim, başka bir takvim, başka bir ilişkide o eski ağrı ansızın geri teper.
Umarım geri teper. Yoksa gerçekten bitmişsinizdir!
Geçmişte bıraktığınız özel kişiye yüklediğiniz anlamlar o kadar yücedir ki onun da sizin gibi sıradan olduğuna inanmak istemezsiniz. Bir an zayıflığınızdan mıdır bilinmez hayatınızın kapılarını tekrar açarsınız geçmişinize.. Belki de muhtaçsınızdır sanki tekrar aynı duyguları yaşayabilecekmişçesine..
Eski sevgililer..
Hayatımıza uğrayıp gittikten sonra bizde derin izler bırakanlar..
Uzun süren ve yorgun bitirilmiş bir ilişkinin ardından yeni birlikteliklerde çoğu kez eski sevgiliden izler aranır. Hatta bazen olur olmadık bir zamanda eski sevgilinin anısı içten içe alevlenir. O nedenledir baş başa yenen muhteşem bir akşam yemeğinde bir anda dalıp gitmeler.. En romantik anlarda “Ne oldu canım?” sorularına belli belirsin söylenen “Yok bir şey” ler.
Bazıları bu hatırlama nöbetlerine aşk acısı diyor. Bence sadece kalan ve gidenden ibaret.
Terk ettiğiniz, hayatınızdan çıkarttığınız kaç sevgilinizi hatırladığınızı düşünün.. Sizi hiç olmadık bir zaman ve yerde duyduğunuz bir şarkıyla hüzünlendiren hep terk edilmeleriniz değil miydi?
Hala düşünülen eski sevgililer kolay kolay açmak istemediğimiz sandıklara benzer. Hatta bazen öyle anlar vardır ki tam kapağını açacakken son anda vazgeçersiniz.
Çoğu zaman o kalmışlığın acısından mı yoksa bir büyüden midir bilinmez sanki tekrar o günleri yaşayabilecekmiş gibi sokulursunuz sandıklara.
Sadece sabır ve zamandır oysa ihtiyacınız olan. Çoğu arkadaşça tavsiye edilen şu en büyük yalan. Zaman! O zaman ki sizi çoğu zaman kanatır, eksiltir. Ve gün gelir bir gün, başka bir mevsim, başka bir takvim, başka bir ilişkide o eski ağrı ansızın geri teper.
Umarım geri teper. Yoksa gerçekten bitmişsinizdir!
Geçmişte bıraktığınız özel kişiye yüklediğiniz anlamlar o kadar yücedir ki onun da sizin gibi sıradan olduğuna inanmak istemezsiniz. Bir an zayıflığınızdan mıdır bilinmez hayatınızın kapılarını tekrar açarsınız geçmişinize.. Belki de muhtaçsınızdır sanki tekrar aynı duyguları yaşayabilecekmişçesine..