SON BAHARDAN KALMA KELEBEK
Gidişin gözlerimde, gidişin düşlerimde ve gidişin hala suretimde....
Giderken bu kadar masum ve hüzüne boğulurmu bir insan...Bir insana masumluk ve hüzün bu kadar mı yakışır...Hiç unutmuyorum bana elveda dediğin ve elime sonbahardan kalma kelebekleri bıraktığın günü...Kelebeklerin ömrü üç gün derlerdi oysa...Sen gittin gideli üç ay oldu ama kelebeğin hala avuçlarımda...Seni bekliyor, seni bekliyorum sevgilim...Döneceksin biliyorum, o da biliyor ve beni ona emanet ettiğin için, ölüm gününü geldiğin gün ilan ediyor. Bir deniz kıyısında oturuyorduk seninle deniz ayaklarımıza değiyordu adeta, biz denizi hissediyorduk, deniz de bizi... Biz denizden haz alıyorduk, o da bizden... Biz sevgimizi kahkalarımızla anlatıyorduk, o ise kelebekleri yolluyordu danslarıyla anlatsınlar diye... Kelebekler bizi, biz ise kelebekleri andırıyorduk... Öyle de oldu ya gerçi, onlar kadar hayat dolu ama onlar kadar da kısa ömürlü oldu ilişkimiz... Deniz bizi çağırdı yanına tebessümle karşılık verdik ve el ele tutuşup denize doğru yürüdük... Kendimizce denizde yüzüp, geri dönecektik kıyafetlerimizle kendimizi denize bıraktık... Birden dalgalar arttı ve seni kendilerine doğru çektiler... Çırpındım, bağırdım, sana uzandım ama yetişemedim... Birden karaduman sardı yanımızı ve anladım ki deniz yemin etmişti alacaktı canımızı... Kendimi zar zor kıyaya attım ve gözlerimle seni aradım ama sen hiç bir yerde yoktun... Tam umudumu kaybettiğim bir anda kıyıya doğru bir el uzandı, bu sevgilimin eliydi...Yorgun ve tükenmiş bedenime aldırmadan kıyıya çıkardım onu ve hemen masaj yapmaya başladım, gözlerini açtı ve avucunun arasından sonbahardan kalma bir kelebek çıkardı, nasıl olurdu kelebek kupkuruydu... Şaşkınlığımı anlayacak olacak ki, kelebeğe bakarak bu kelebeğin canını kurtardım ve bana bir can borçlu... Kendimce gülümsüyor, hayatta olduğu için seviniyordum takii... " Avuçlarını aç ve bunu arasına koy, kelebeklerin ömrü üç gündür ama bu kelebek sen ölene kadar, yani öldüğünde ben senin yanına gelene kadar seninle olup, seni koruyacak"diyene kadar... Masumluk ve hüzün kapladı birden yüzünü ve o halde bile çok tatlıydı... "son sözleri ise Seni seviyorum ve sana döneceğim günü bekliyorum" demesi oldu... Ahh beni sonbahardan kalma kelebeklere emanet eden sevgilim, gittin gideli 3 ay oldu ve ben hala ızdıraplı günler çekmekteyim ve hala da gözyaşlarımı ardın sıra dökmekteyim....
Avuçlarımın arasına nasıl bıraktıysan o kelebeği, öyle bulacaksın döndüğünde emin ol sevgili...
Denizlerin benden aldığı yarim,
Şimdi uzaklardasın biliyorum,
Kelebeğinde biliyor...
O senin gelmenle ölümünü,
Ben ise sana kavuşmayı bekliyorum...
Seni Seviyorum ve avuçlarımın arasına bıraktığın
O sonbahardan kalma kelebeğini,
Yemin olsun bir an bile bırakmıyorum..
Giderken bu kadar masum ve hüzüne boğulurmu bir insan...Bir insana masumluk ve hüzün bu kadar mı yakışır...Hiç unutmuyorum bana elveda dediğin ve elime sonbahardan kalma kelebekleri bıraktığın günü...Kelebeklerin ömrü üç gün derlerdi oysa...Sen gittin gideli üç ay oldu ama kelebeğin hala avuçlarımda...Seni bekliyor, seni bekliyorum sevgilim...Döneceksin biliyorum, o da biliyor ve beni ona emanet ettiğin için, ölüm gününü geldiğin gün ilan ediyor. Bir deniz kıyısında oturuyorduk seninle deniz ayaklarımıza değiyordu adeta, biz denizi hissediyorduk, deniz de bizi... Biz denizden haz alıyorduk, o da bizden... Biz sevgimizi kahkalarımızla anlatıyorduk, o ise kelebekleri yolluyordu danslarıyla anlatsınlar diye... Kelebekler bizi, biz ise kelebekleri andırıyorduk... Öyle de oldu ya gerçi, onlar kadar hayat dolu ama onlar kadar da kısa ömürlü oldu ilişkimiz... Deniz bizi çağırdı yanına tebessümle karşılık verdik ve el ele tutuşup denize doğru yürüdük... Kendimizce denizde yüzüp, geri dönecektik kıyafetlerimizle kendimizi denize bıraktık... Birden dalgalar arttı ve seni kendilerine doğru çektiler... Çırpındım, bağırdım, sana uzandım ama yetişemedim... Birden karaduman sardı yanımızı ve anladım ki deniz yemin etmişti alacaktı canımızı... Kendimi zar zor kıyaya attım ve gözlerimle seni aradım ama sen hiç bir yerde yoktun... Tam umudumu kaybettiğim bir anda kıyıya doğru bir el uzandı, bu sevgilimin eliydi...Yorgun ve tükenmiş bedenime aldırmadan kıyıya çıkardım onu ve hemen masaj yapmaya başladım, gözlerini açtı ve avucunun arasından sonbahardan kalma bir kelebek çıkardı, nasıl olurdu kelebek kupkuruydu... Şaşkınlığımı anlayacak olacak ki, kelebeğe bakarak bu kelebeğin canını kurtardım ve bana bir can borçlu... Kendimce gülümsüyor, hayatta olduğu için seviniyordum takii... " Avuçlarını aç ve bunu arasına koy, kelebeklerin ömrü üç gündür ama bu kelebek sen ölene kadar, yani öldüğünde ben senin yanına gelene kadar seninle olup, seni koruyacak"diyene kadar... Masumluk ve hüzün kapladı birden yüzünü ve o halde bile çok tatlıydı... "son sözleri ise Seni seviyorum ve sana döneceğim günü bekliyorum" demesi oldu... Ahh beni sonbahardan kalma kelebeklere emanet eden sevgilim, gittin gideli 3 ay oldu ve ben hala ızdıraplı günler çekmekteyim ve hala da gözyaşlarımı ardın sıra dökmekteyim....
Avuçlarımın arasına nasıl bıraktıysan o kelebeği, öyle bulacaksın döndüğünde emin ol sevgili...
Denizlerin benden aldığı yarim,
Şimdi uzaklardasın biliyorum,
Kelebeğinde biliyor...
O senin gelmenle ölümünü,
Ben ise sana kavuşmayı bekliyorum...
Seni Seviyorum ve avuçlarımın arasına bıraktığın
O sonbahardan kalma kelebeğini,
Yemin olsun bir an bile bırakmıyorum..