gözlerin hep o uğursuz mevsimde girdi
penceremden içeri...
önce duvarlarda sonra yastığımda
ve nihayet evimin her köşesinde fark ettim seni.....
sokaklara düstüğümde
yanımdan geçen sendin......
sendin caddelerde yürüyen
konusurken insanlarla ordan burdan
gülümsediğim yüzlerde beliren yine sendin........
o kadar çok gördüm ki seni başka suretlerde
kaçarsın diye korkundan
adam akıllı bir -merhaba- diyemedim......
yokluğun beni hiç rahat bırakmadı
ben ne zaman sevsem
ya da sevmeye kalksam birini
araya girerdi gölgen
azılı bir katil gibi......
kim öpse beni
ya da kim benimle sabahı bulmaya kalksa
o terli gecenin sonunda
hep yüzümde görüyorlardı gözlerini..
geceyi paylaştığım her hangi birinin
yüzüme bakıp:
-seni geçmişinden kıskanıyorum- deyip
bana sırtını dönmesi bu yüzdendi belki...?
seninle aşkı yasarken aklıma gelen
o septik düsünceler
senden sonrasında hiç rahatsız etmedi beni......
her hangi bir şüphe duyduğumda
ya da beynime -acaba- diye bir soru düştüğünde
hiç oralı olmadım.....
yani işkillendiğimde sevdiğime karşı
kendimi hiç yormadım...
gittim ilk önce ben aldattım!
artık yorulmuştum
guvensizliğe karşı soruların cevabını aramaktan......
bu günahım senin omzuna kaydedildi esmer'im!
çünkü sen bana
insanlara güvenmemeyi öğretmiştin...
........
senden sonra yasadığım ilk sevdada
bayağı zorlandım
yani zaman aldı başka dudaklara alışmak
ya da
başka bedenlerde yeniden doğmaya çalışmak......
güzelliğinle donattığım albümü kıskandılar
evet kıskandılar geceleyin
yüzüme yansıyan gülüşünü.......
seni onlara anlatamadım
sustum sadece..
cüzdanımda dün gece resmini buldular........
........
ben.....
yani ben terlemek istemezdim
başka bedenlerin içinde
ah sevdiğim
beni
benim bile hosuma gıtmeyen gecelere sürükledin
oysa sadece seninle bulmak isterdim şafağı
seninle uyanmak isterdim
en güzel sabahlara!
olmadı esmer'im.....
şimdi başkaları günaydın diyor bize her sabah.....
......
tahmin edemeyeceğin kadar yorgunum
sevmeler ve sevilmeler
bana göre değil artık......
işte şimdi hayata daha çok yakışıyor bu suskunluğum
ve sana hiç benzemese de
ben sadece cocukluğundaki yüzüne vurgunum
penceremden içeri...
önce duvarlarda sonra yastığımda
ve nihayet evimin her köşesinde fark ettim seni.....
sokaklara düstüğümde
yanımdan geçen sendin......
sendin caddelerde yürüyen
konusurken insanlarla ordan burdan
gülümsediğim yüzlerde beliren yine sendin........
o kadar çok gördüm ki seni başka suretlerde
kaçarsın diye korkundan
adam akıllı bir -merhaba- diyemedim......
yokluğun beni hiç rahat bırakmadı
ben ne zaman sevsem
ya da sevmeye kalksam birini
araya girerdi gölgen
azılı bir katil gibi......
kim öpse beni
ya da kim benimle sabahı bulmaya kalksa
o terli gecenin sonunda
hep yüzümde görüyorlardı gözlerini..
geceyi paylaştığım her hangi birinin
yüzüme bakıp:
-seni geçmişinden kıskanıyorum- deyip
bana sırtını dönmesi bu yüzdendi belki...?
seninle aşkı yasarken aklıma gelen
o septik düsünceler
senden sonrasında hiç rahatsız etmedi beni......
her hangi bir şüphe duyduğumda
ya da beynime -acaba- diye bir soru düştüğünde
hiç oralı olmadım.....
yani işkillendiğimde sevdiğime karşı
kendimi hiç yormadım...
gittim ilk önce ben aldattım!
artık yorulmuştum
guvensizliğe karşı soruların cevabını aramaktan......
bu günahım senin omzuna kaydedildi esmer'im!
çünkü sen bana
insanlara güvenmemeyi öğretmiştin...
........
senden sonra yasadığım ilk sevdada
bayağı zorlandım
yani zaman aldı başka dudaklara alışmak
ya da
başka bedenlerde yeniden doğmaya çalışmak......
güzelliğinle donattığım albümü kıskandılar
evet kıskandılar geceleyin
yüzüme yansıyan gülüşünü.......
seni onlara anlatamadım
sustum sadece..
cüzdanımda dün gece resmini buldular........
........
ben.....
yani ben terlemek istemezdim
başka bedenlerin içinde
ah sevdiğim
beni
benim bile hosuma gıtmeyen gecelere sürükledin
oysa sadece seninle bulmak isterdim şafağı
seninle uyanmak isterdim
en güzel sabahlara!
olmadı esmer'im.....
şimdi başkaları günaydın diyor bize her sabah.....
......
tahmin edemeyeceğin kadar yorgunum
sevmeler ve sevilmeler
bana göre değil artık......
işte şimdi hayata daha çok yakışıyor bu suskunluğum
ve sana hiç benzemese de
ben sadece cocukluğundaki yüzüne vurgunum