Birbirini arayan düşünceler. Kavuşmayı bekleyen iki kol ve bu ânı ölümsüzleştirmek için patlatılan flaşlar. Sesler yok oluyor karışık sokaklarda. Umutsuzluk bile kaybolmuş. Sözler karanlık. İçine, tersine giden bir düzen. İddialar, ölümler, cezalar. Yasaklar ve onları delenler. Tüm bunlara inat, yeni umutlar veriyor her doğan bebek…
Yollar karanlık. Acemice duvara yazılmış aşk sözleri, soyulmuş ve yağmalanmış kırışık yüzler. Uzun uzadıya sevgi sözcükleri, yalvaran insan figürleri.
İddialar asılsız, insanlar boş. Zaman sessizce oturmuş, bu kargaşanın dinmesini bekliyor. Bekleyen sadece zaman mı?
Yollar ıslak. Sallanıyor tüm salıncaklar rüzgârdan. Bekliyorlar, küçük çocukları, şen kahkahaları. Bu kargaşada herkes, her şey bekliyor…
Yollar ıslak. Kayboluyor tüm üzüntüler, acılar. Bir gün güneş umut olacak, biliyor insanlar. Kayboluyor tüm sokaklarda karanlık. Düşünceler sessiz. Usulca, o temiz koku doluyor vücuda. Aldım, verdim, ben seni yendim.
Kaygan yüzeyde doğrulmaya çalışan insanlar. Çalışan ama hiçbir şey ifade etmeyen saatler. Yavaşça, içimizde beliren hain. Sessizce yazılan derme çatma yazılar. Her gün biraz daha yozlaştırılmayı bekleyenler. Haybeden kazanılan paraların yararsızlığı. Oysa insanlar için elleri ne önemli! O eller, o düşünceler ve o donmuş yüzler. Boş bakışlı, çoktan seçmeli insanlar. Onlar, bugün. Onlar, yarın. Onlar, gelecek.
İstemesem de bunu söylemeyi, yollar çok ıslak. Bilinmezlikler. Küfrü meziyet sanıp ortalıkta dolaşanlar, hakareti borç bilen büyük aptallar. Ödül için her şeyi değişenler, zamanı hoyratça kullananlar. Yollar çok ıslak. Yağmur boşa yağmıyor. Her bir taneciği temizlesin diye sokakları. Oysa sokaklar öyle kirli ki…
Karanlık şimdi. Yarın elbette aydınlık olacak. Zamanı şimdi, tüm küfürlerin. Nasıl olsa aldıran yok. Kim bilir, çıkar belki.
Karanlık şimdi. Yarın elbette aydınlık.
Yollar ıslaksa ne olmuş, temizlenecek her güneş doğuşunda.
Masallar bitmişse ne olmuş, yazılacak ardından en güzelleri.
İçimizdeki yabancı bir varmış bir yok olmuş…
Yollar ıslaksa ne olmuş, temizlenecek her güneş doğuşunda.
Masallar bitmişse ne olmuş, yazılacak ardından en güzelleri.
İçimizdeki yabancı bir varmış bir yok olmuş…