Kimilerine göre küçük, aldığım derslere göre büyük, uzun ve de paylaşılası bir ömür yaşadım.
Gün geldi acımdan kıvrandım, gün geldi mutluluklara teğet geçtim, gün geldi yer çekiminden etkilenmeyecek kadar mutlu oldum ama yaşadım, hep hataya inat, hayatı seve seve yaşadım.
Pişmanlıklarım oldu zaman zaman... Bazense keşkelerle tükettim saatleri, yanlışlarıma teslim oldum. Pişmanlıklarımın en büyüğü ise " aşktan " yana oldu.
Hiç mi doğru insan çıkmadı karşıma?
Çok mu iyi davrandım onlara?
Çok mu merhametli oldum?
Çok mu kadir kıymet bildim de yaranamadım?
Cevapsız bir sürü soru...
Hoş! İlişkilerim boyunca hep daha çok sevilen taraf ben oldum zaten. Gün geldi, bitti.
Anladım ki yitip giden, zamana yenik düşen iyi anılmamak için elinden geleni yapıyor.
Gel bana lanetler yağdır diyor. "Her şeyimsin " demedin ama "Hiç bir şeyimsin" de diyor. İstiyor bunu. Başarıyorda...
Biliyorum. Gün gelecek, nasıl ki yanlışımı bulmuşsam doğrumuda bulacağım.
Ve " Her şeyimsin " kelimesini ilk kez ona söylenmeye değer bulacağım. İlk kez ona aşık olacağım.
İlk kez ona yanacağım. İlk kez ona yaşayacağım, onun yanında huzur bulacağım. Şu sıra herkes doğrumu bulduğumu, elimdekine sıkı sıkı sarılmam gerektiğini söylüyor.
Sen doğrum musun peki?
Gerçekten bir ömür aradığım sen misin?
Her nefesi alışımda iyi ki varsın dedirten, ömrümü ömrüne, canımı canına katan sen misin?
Bilmiyorum bunları şuan. Emin olamıyorum.
Tek bildiğim şey diğerlieri gibi değilsin.
Farklısın sen!
Özelsin!
Benimsin!
Fakat hala zamanı var bazı şeylerin... Hayat akıp gitmeli biraz... Çoçukluğumu özletmemeli bulunduğum zaman... Anı yaşamalıyım.
Çocukluğumu özlüyorum.
Yara bere içindeki dizlerimi...
Pamuk helvaya yapışmış suratımı...
Elma şekerine bulanmış ağzımı...
Yaramazlık yaptığımda annem göremesin diye saklandığım kapı ağzını...
Oysa....
Çoktan sobeledi hayat !!!
Çoktan sobeledi hayat !!!