İliklerime kadar soğuğa ve efkârlı türkülere batmasaydım bu gece...
sıcak bir ateşin başında, minder üstünde elimde sigara ve bu yalnızlık olmasaydı
güzel şeyler yazabilirdim belki...
beni unutup, seni anlatırdım kendime...
kokusunu içime çekip kafayı bulmak ne de güzel olurdu kızıl saçlarında...
yani...
kavuşmak olsaydı ayrılığımın sonunda, güzel şeyler yazabilirdim belki...
ßen...
her sabah uyandığımda
kâbuslarımın en dehşetli iklimlerinden kaçıp kalktığımda
kâbuslarıma bile dar gelecek bir gerçeğe uyanırım !
ßen...
her sabah uyandığımda, kâbuslarımın en dehşetli iklimlerinden kaçıp kalktığımda
kâbuslarıma bile dar gelen, yokluğuna uyanırım yârin.
çok şey mi Yâ Rabb ?
bu Hasreti bitirmek...
kalemimden bile sakladığım cümlelerim var sana söyleyecek
dilimden sakındığım...
yokluğunda biriktirdim hepsini, yokluğuna bile sarf'etmedim!
seninle soluyamadığım her nefesten bir nebze biriktirdim
sensiz konuştuğum her kelimeden bir hece
ağlayışlarımdan ve her bir hıçkırığımdan
avaz'larım var benim, sana sakladığım
Ki ; İsrafil'in değil !!!
benim Sûr'umdur bu bilesin!
yokluğun kadar yakın olunca varlığın varlığıma
azâd edeceğim tutsak kalmış cümlelerimi!
ve sana haykırırken yarım kalmış sensizliğimi
bir ankâ kuşu gibi, ölüp ölüp dirileceğim yeniden
kusarken içimdeki bu Cehennemi, bu sensizliği !
Sûretinin o baharlar kokan esintisini çekeceğim
patlayıncaya dek Kalbim...
ve biliyorum ki ;
vakitli vakitsiz uyandıracak yine biri beni
düşlerime bile yasağı konulmuş gözlerinden
sensizliğe uyanacağım yeniden...
İmkansız! diye bir şey olmasaydı yer yüzünde...
Sana Güzel şeyler yazmayı ne çok isterdim âh bir bilsen...
sıcak bir ateşin başında, minder üstünde elimde sigara ve bu yalnızlık olmasaydı
güzel şeyler yazabilirdim belki...
beni unutup, seni anlatırdım kendime...
kokusunu içime çekip kafayı bulmak ne de güzel olurdu kızıl saçlarında...
yani...
kavuşmak olsaydı ayrılığımın sonunda, güzel şeyler yazabilirdim belki...
ßen...
her sabah uyandığımda
kâbuslarımın en dehşetli iklimlerinden kaçıp kalktığımda
kâbuslarıma bile dar gelecek bir gerçeğe uyanırım !
ßen...
her sabah uyandığımda, kâbuslarımın en dehşetli iklimlerinden kaçıp kalktığımda
kâbuslarıma bile dar gelen, yokluğuna uyanırım yârin.
çok şey mi Yâ Rabb ?
bu Hasreti bitirmek...
kalemimden bile sakladığım cümlelerim var sana söyleyecek
dilimden sakındığım...
yokluğunda biriktirdim hepsini, yokluğuna bile sarf'etmedim!
seninle soluyamadığım her nefesten bir nebze biriktirdim
sensiz konuştuğum her kelimeden bir hece
ağlayışlarımdan ve her bir hıçkırığımdan
avaz'larım var benim, sana sakladığım
Ki ; İsrafil'in değil !!!
benim Sûr'umdur bu bilesin!
yokluğun kadar yakın olunca varlığın varlığıma
azâd edeceğim tutsak kalmış cümlelerimi!
ve sana haykırırken yarım kalmış sensizliğimi
bir ankâ kuşu gibi, ölüp ölüp dirileceğim yeniden
kusarken içimdeki bu Cehennemi, bu sensizliği !
Sûretinin o baharlar kokan esintisini çekeceğim
patlayıncaya dek Kalbim...
ve biliyorum ki ;
vakitli vakitsiz uyandıracak yine biri beni
düşlerime bile yasağı konulmuş gözlerinden
sensizliğe uyanacağım yeniden...
İmkansız! diye bir şey olmasaydı yer yüzünde...
Sana Güzel şeyler yazmayı ne çok isterdim âh bir bilsen...