Elma Şekeri de Aldım Balon Da Pabuç Ta
Düşlerin en güzelini yarattım kendime. Başrolü de ben kaptım!
Ne düşündüğümden habersiz sokak kapısında bekliyordu hüsran, çile desen; uzun yolculuklar ertesi yorgundu, kederdi; ölümüne uyuklayan.
Bende ne kadar sevinç varsa hepsini heba ettim. Yüzü gülmeyen ne kadar insan varsa; hepsini sildim,
yaşadığımı hissettiren ne kadar yürek varsa; topladım etrafıma.
Güle oynaya verdim kendimi sevince, güle oynaya tutuldum aşka, güle oynaya çaldım yüreğimin kapısını.
Ne kadar birikmiş öfkem varsa, gömdüm.
Çaldıkça hayat senfonisi, ben akortlara kulak verdim.
Nice yaş gününü yok saydım, nice gözyaşını akmamış...
Uykuya yatar gibi kıvrılıp bir yüreğin kenarına, en kıyak düşleri bile boş verdim.
Satıp savdım elimde kalanları...
En kötülerini düşmanlarıma reva gördüm, iyilerini; dostlarıma.
Kendime yenilerini yaratmak için sıvadım kollarımı.
Senin haberin olmadan sevdim seni, sana sormak aklıma bile gelmedi!
Tutuldukça güneş gibi aya, bir karardım bir yandım...
Şerefine kadeh tokuşturdum mehtapla..."Şişede durduğu gibi durmasın" diye, ne bulduysam karıştırdım.
Ekmek arası balık kadar lezzetli olmasa da, düş arası sevdada hiç fena değildi.
Yıkıldıkça etrafımı saran kalın duvarlarım, altında kalan hücrelerim için üzülmeye vakit bulamadım.
İlmek ilmek dokudum neşeyi, göz kaçmasın diye pür dikkat!
Bir düz bir ters dedikçe yüreğimin sesi, ben bütün inancımı koydum "motif" diye.
Bahçeye çıkıp, en sevdiğim çınar ağacıyla paylaştım sevincimi.
Gerçek olamayacak kadar asi duran ne varsa hayatın karşısında, bir bir geçirdim yüreğimden, kimin ne dediğinden habersiz...
Yarattığım dünyayı hiç olmamış gibi bıraktım bir köşede.
Bütün ayak izlerimi toprakla örttüm, güneşten yardım diledim, rüzgârdan medet umdum...
Düşlerin en güzelini yarattım, "başrolü de ben kaptım" diyerek.
Sıkılıp kendimden yeni bir ben yarattım ayaküstü.
Ne kadar karanlık varsa, hepsini aydınlık yaptım, ne kadar hüzün varsa; sevindirdim,
ne kadar keder varsa toplayıp bir çırpıda, yaktım benzine buladığım umudumla.
Kaybettiklerimi kazandım saydım, kazandıklarımla öykünmeden.
Sırtımı sıvazladığında dost bildiklerim, düşmanımda olsa gülümsedim.
"Ağlamasın" diye çocuk yüreğim, elma şekeri de aldım, balonda, pabuçta...
Düşlerin en güzelini yarattım kendime. Başrolü de ben kaptım!
Ne düşündüğümden habersiz sokak kapısında bekliyordu hüsran, çile desen; uzun yolculuklar ertesi yorgundu, kederdi; ölümüne uyuklayan.
Bende ne kadar sevinç varsa hepsini heba ettim. Yüzü gülmeyen ne kadar insan varsa; hepsini sildim,
yaşadığımı hissettiren ne kadar yürek varsa; topladım etrafıma.
Güle oynaya verdim kendimi sevince, güle oynaya tutuldum aşka, güle oynaya çaldım yüreğimin kapısını.
Ne kadar birikmiş öfkem varsa, gömdüm.
Çaldıkça hayat senfonisi, ben akortlara kulak verdim.
Nice yaş gününü yok saydım, nice gözyaşını akmamış...
Uykuya yatar gibi kıvrılıp bir yüreğin kenarına, en kıyak düşleri bile boş verdim.
Satıp savdım elimde kalanları...
En kötülerini düşmanlarıma reva gördüm, iyilerini; dostlarıma.
Kendime yenilerini yaratmak için sıvadım kollarımı.
Senin haberin olmadan sevdim seni, sana sormak aklıma bile gelmedi!
Tutuldukça güneş gibi aya, bir karardım bir yandım...
Şerefine kadeh tokuşturdum mehtapla..."Şişede durduğu gibi durmasın" diye, ne bulduysam karıştırdım.
Ekmek arası balık kadar lezzetli olmasa da, düş arası sevdada hiç fena değildi.
Yıkıldıkça etrafımı saran kalın duvarlarım, altında kalan hücrelerim için üzülmeye vakit bulamadım.
İlmek ilmek dokudum neşeyi, göz kaçmasın diye pür dikkat!
Bir düz bir ters dedikçe yüreğimin sesi, ben bütün inancımı koydum "motif" diye.
Bahçeye çıkıp, en sevdiğim çınar ağacıyla paylaştım sevincimi.
Gerçek olamayacak kadar asi duran ne varsa hayatın karşısında, bir bir geçirdim yüreğimden, kimin ne dediğinden habersiz...
Yarattığım dünyayı hiç olmamış gibi bıraktım bir köşede.
Bütün ayak izlerimi toprakla örttüm, güneşten yardım diledim, rüzgârdan medet umdum...
Düşlerin en güzelini yarattım, "başrolü de ben kaptım" diyerek.
Sıkılıp kendimden yeni bir ben yarattım ayaküstü.
Ne kadar karanlık varsa, hepsini aydınlık yaptım, ne kadar hüzün varsa; sevindirdim,
ne kadar keder varsa toplayıp bir çırpıda, yaktım benzine buladığım umudumla.
Kaybettiklerimi kazandım saydım, kazandıklarımla öykünmeden.
Sırtımı sıvazladığında dost bildiklerim, düşmanımda olsa gülümsedim.
"Ağlamasın" diye çocuk yüreğim, elma şekeri de aldım, balonda, pabuçta...