Sessizce dudaklarından iki kelime döküldü önce; "Sizler ey dostlarım! Sizler..." dedi. "En üzgün halimde bile yakınımdan asla ayrılmayan siz sokaklar...".
Bu belki de çaresizliğin şahdamarlarında usulca süzülmesinin solukları ve etraf kimsesiz kalınca isyan edeceği tek şey olan sözcüklerdi...
Sonra bir sigara çıkardı cebinden Yusuf. Titreyen parmakları demin elinden düşen paslı bıçağa uzandı bir an. Sonra "Bunla olmayacak!" diye düşündü. "Bunu sen yapmalıydın sevgilim bana düşmez bir bıçağın ellerimden girmesi kalbime..."
Yaksam mı diye düşündü sigarayı. Ama aklına yaktığı şehir geldi bu sefer. "Sensiz bir şehir de yaktım ama sen yine yoksun!" dedi bakarken etrafına kimsenin olmadığını anlayınca. Sadece lambalar yanıyordu; turuncumsu loş ama saf bir ışıkla...
Sonra.....................
Bu belki de çaresizliğin şahdamarlarında usulca süzülmesinin solukları ve etraf kimsesiz kalınca isyan edeceği tek şey olan sözcüklerdi...
Sonra bir sigara çıkardı cebinden Yusuf. Titreyen parmakları demin elinden düşen paslı bıçağa uzandı bir an. Sonra "Bunla olmayacak!" diye düşündü. "Bunu sen yapmalıydın sevgilim bana düşmez bir bıçağın ellerimden girmesi kalbime..."
Yaksam mı diye düşündü sigarayı. Ama aklına yaktığı şehir geldi bu sefer. "Sensiz bir şehir de yaktım ama sen yine yoksun!" dedi bakarken etrafına kimsenin olmadığını anlayınca. Sadece lambalar yanıyordu; turuncumsu loş ama saf bir ışıkla...
Sonra.....................