Neden acıdır hayat..
Neden, niçin, niye...
Yaşım küçüktür belki, güçsüzüm; acizim bil ki..
Ama umutlarımdır deryalar misali..
Duygularım tonajlar emsali..
Bakışlarım semavi siyahi..
Ve devasa yalnızlığım.
.............................. .................... ...................
Acıyla bakan gözler bunlar mı?..
.............................. .................... ...............
Sende mi benim gibisin?!..
.............................. .................... .............
Ellerim üşür benim..
Yiyemediğim pastaların o sıcak kokusu ısıtır üşüyen ellerimi..
Bir ısınmayan yüreğimdir benim..
Ellerim boyalı ve kirli olsada, masumdur yüreğim
.............................. .................... .......................
Ekmek kırıntıları gibi kırıldı tuz buz halde kalbim..
Sızlayan küçük yüreğimi bilmez kimse..
Üstüm başım ne halde..
Ben sensizim nerdesin can Anne
.............................. ................... ....................
Ellerim koynumda, çaresizim..
Bir cıkış noktam var: o da ağlamak
.............................. .................... ........................
Gün batımında güneşe meydan okuyan tek şey:
Pırıl pırıl bir yürek!..
.............................. .................... .......................
Sadece yalnızlıktır aradığım..
Kalabalıklardan kaçmam gerek..
Tonlarca elem yüklü sırtımda..
Anlatamadıgım ve anlayamadığım çok şey!..
.............................. .................... ...........................
Bugün nasibini ,yerleştirince kursağına
Yarın nedir;onu bilmez yatar dönüp sağına
Yıkılsa devlet tıkılsa kabre vatan
Vazifesinde değil,çünkü hepsi ALLAH'tan!
Ne hükmü varki esasen yalancı dünyanın
Ölürse yan gelecek cennetinde mevlanın
Fena kuruntu değil:ben derim sorulsa bana
Kabul ederse cehennem ,ne mutlu ona!
MEHMET AKİF ERSOY
.............................. .................... ................
Şimdi sessizliğe tütüyor dumanlar..
Herşey ve herkes sustu..
.............................. .................... ..............
Siyahlar ve ben..
Belki karanlıklardan kopup gelen ışıktır yüreğini ısıtan..
Kara peçelere gömdüm yalnızlığımı..
.............................. .................... ..........
Darağacına tutunmuş olsada elim..
Kara kepenkler olmuş esir yüreğim..
.............................. .................... .............
Dilendiğim ne paradır ne pul..
Zengin olsada bedenin, gönlün olmuş yoksul..
Bense kendini kaybetmiş naciz bir kul..
İşte bak, anlamaz beni kimse..
Bir sensin bana dost; yalnızlığım
.............................. .................... ........
Bedenimi tehdit eden bir kara nokta..
Çaresizliğime şahit midir güneş?..
Can telaşesine kapılmış ürkek ve çekingen..
Yalnızlığın kendini ortaya attığı mekan..
Anne diye bilenen fedakar varlık ve ELLERİ
.............................. .................... .....................
Belki bir busedir gözyaşlarıma değen..
Çile mürekkebinin rengidir siyah..
Belki goncalardır, güller huzurundan boyun eğen..
Dillerden düşmez hiç figanı ahhh!..
.............................. .................... ...............
Esmer, yaralı ve nasırlı eller okşar tenimi..
Bakışlarımda erir yok olur çaresizliği zehiri..
Umutsuz bakmaz gözlerim..
Kırılsada tutmasını bilir ellerim
.............................. .................... ...........
İsyan çığlıkları atıyor ruhum..
Cinnete sürüklenmiş kara duygulara esir oldum..
Ne yapmalı, sen söyle?..
.............................. .................... .............
Yıkıldı, savruldu, talan oldu umutlarım..
Ellerim başımda, caresizliğimi gösterir..
Hayretli ve şaşkın bakışlarımda kaybolur gider dünyam..
Yolum gözükür, sana davetliyim
.............................. .................... ........................
Duaya götüren yol sende saklı..
Eylül rüzgarları gibi hazanı vurursun yuzlere..
AYBI saklamayan hakiki dostsun, şaşkın edersin aklı..
Çöl fırtınası gibi azgınsın, kum serpersin gözlere
.............................. .................... ........................
Bazen esir olmaktır, çaresizce durmaktır..
Beynine kan sıçramış ne yazar, lime lime olmaktır..
Ağlamaktır, sızlamaktır, ahhlamaktır..
İşte o anbeanda bile yalnızlığı tatmaktır
.............................. ................... .............................
Yokluk ve boşluk içindeyim..
Kainaat ve ben, birde yalnızlık..
Nahoş havası ile sessizlik içinde vızırdayan yalnızlık..
ve ben..
.............................. .................... .......................
Anladım sonu yok yalnızlığın
Hergün çoğalacak
Her zaman böyle miydi bilmiyorum
Sanki dokunulmazdı çocukken ağlamak
Alışır her insan, alışır zamanla kırılıp incinmeye
Çünkü olağan yıkılıp yıkılıp yeniden ayağa kalkmak
Yalnızlığım yollarıma pusu kurmuş beklemekte
Acılar gözlerini dikmiş üstüme nöbette
Bekliyorum bekliyorum bekliyorum
Hadi gelin üstüme korkmuyorum
Bulutlar yüklü ha yağdı ha yağacak üstümüze hasret
Yokluğunla ben başbaşayız nihayet...!
.............................. .................... .......................
Kırılan hayallerim saklı, topladım durur eteklerimde..
Istırabın belki ipliğidir, görürsünüz bakın; saçlarımın her telinde..
Hani küçük kızlar istemez mi?: Yüzlerim pak olsun..
Olsun; benim yüzlerim kirli, saclarım dağınık, belki çirkinim belki bakışlarım durgun..
Ama;
Hayallerim var benim, hasetliğe eremeyen aklım var benim..
Ebedi alemde paklığın simgesi, temiz bir yureğim var benim..
Belki yalnızım, yalnızlığım var benim..
Küçük yaşların, büyük umutları..
Yıkılmış ve yığılmış binlerce dert..
Yalnızlık koleşan geziyor her bir yanda..
Uykusuzluğum başımda bir tatlı bela..
Kollarımla kapattım, gözlerim görmesin bu alemi..
Acıya dayanamayacak kadar zariftir yüreğim..
Belki gözyaşlarına hic katlanamaz gözlerim..
Başımı dayadığım bir umudum var yine..
Nedendir, annem ve babam nerdedir?..
Elimde sen tut yalnızlık!..