:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
×[ Aѕкℓαяιи [E]и Güzєℓι ]×
¤ ćaяaмєLL ¤
Hiç korkmadım aşktan
Meydan okuyarak yürüdüm üstüne
Kanadı bazen her yanım
Korkmadım!!!

Neler tükettim
Ya da kaç gece uykusuz kaldım
Kurudu bazen ağlamaktan gözlerim
Yine de değer aşka ve sevdiğime dedim!!!

Hataysa hata...
Yaptığım hiçbir şeye pişman olmadım
Keşkelerimin gölgesine sığınmadım
Kazanmayıda kaybetmeyide senden öğrendim!!!

Sevda masalları yazacak sözler biriktirdim
Ve sana öyle büyük birşey vaadettim ki göremedin.
Zor aşktı benim sana beslediğim.
İmkansızlıktı bana tattırdığın!!!

Ben bu aşkın adını
Yasak bir sevda masalı koydum
Seni Seviyorum!!!
Seni Seviyorum!!!
Yasak aşkım...
Ara
Cevapla
¤ ćaяaмєLL ¤
Sevinçle beklerim geceyi...
Karanlıklar yalnızlığı taşır oysa hayatıma...
Savaşım başlar ışığında yıldızların kendimle,
hesaplaşmalar bir de kaderle...
Göz yaşlarım yol bulur kendine gölge köşelerde...
Hüzünlerim boynuma sarar kollarını...
Ama ben yine de sevinçle beklerim geceyi...
Çünkü,
bilirim,
düşlerim uzanacaktır düşlerine,
gülücüklerim değecektir gülücüklerine...
Sevinçle beklerim geceyi...
Sözüm sözünde yankılanır,
gözüm gözünde akış bulur yüreğine...
Sevinçle beklerim geceyi de,
bir hasretle ellerinin tutamam ...

Bir de, hayal olsa bile,

o sıcacık öpüşünü unutamam...
Ara
Cevapla
¤ ćaяaмєLL ¤
Sevgiyi başkalarından bekleyen bir insanın duygularını anlatıyordu bu dizeler..

Her sevginin başlangıcı, insan yaşamında güneşin doğduğu andır elbette.
Oysa, çaba harcamadan, birilerinin kendisini sevmesini bekleyenler
başarılı olamazlar hiçbir zaman... Ne sazı konuştururlar,
ne neyi üflerler, ne de şiire varır dilleri...

İnsanin bir ömür boyu peşinden koştuğu sevmek nedir peki?
Yüreğin bir başkası için çarpması mı?
Suyun yüzünde, yapraklarını ağır ağır açan bir nilüfer mi yoksa?
Göç mevsimi, yaralı eşini kanatlarıyla örterek
ölümü bekleyen yaban kazlarının vefası mı?
Ya da kayayı delen tomurcuğun direnci mi sevmek?
Kan ve gözyaşından oluşmuş bir dünyanın ortasında bile,
insanı insanla kucaklaştıran duygu mu?

Ya sevilmek?
Bir başkasının bakışlarından biricik olduğunu anlamak mı sevilmek?
Yürürken başı biraz daha dik, dudak kıvrımlarını uçarı,
adımları hafif kılan, sevilmek mi yoksa?
Sesin, sıcacık bir hoşgörüye bürünmesi, bütün canlılara yönelik
sevecenlik, artan coşku, sevilmekten mi hep?

Ya nedir sevmemek?
Küçük hesaplarla ölçüp biçmek midir karşıdakini?
Hoyrat bir rüzgârın, özenle dizilmiş saksıları devirmesi mi?
Dalganın saldırması mı, adı özlem olan bir kayığa?
Koparıp bir çiçeği yakaya takmak mı yoksa?
Kekliği kafese kapatmak mı, siyah örtüler altında ürkek doğasız bırakıp,
avlarda tuzak olarak kullanmak mı sevmemek?
Canlıyı soyuna nankör kılmak, sonra insanlık dersi vermek mi yoksa?
Bir yudum su uzatmaktan üşenmek mi sevmemek?
Gülümsemekten kaçınmak, okşamanın ince kıyılarına inmemek mi asla?

Sevilmemek nasıl bir duygu peki?
Yavru kedileri boğmak mı oyun diye?
Kalın topuklu çizmelerle ezmek mi başakları ya da çocukları?
Nedir hiç sevilmemek?
Bir çölün ortasında durmadan susamak mı?
Kapıları dinlemek mi binbir korkuyla? Para biriktirmek mi aç karnına?
Ökseler, pusatlar yapmak dalları ok gibi sivriltmek mi?
Yaz günleri ateşler yakmak mı kocaman bir şehrin ortasında?
Ölümü izlemek mi keyifle? Nedir sevilmemek?
Ne kadar yabancılaştırır insanı insana?


Havada uçuşan bir sözcük müdür sevgi?
Sezilir mi, tutulur mu, görülür mü? Nasıl bilinir varlığı?
Yalnızca yokluğunda mı anlaşılır tadı?

Önce kendini tanımakla başlar sevgi. Kendini onarmakla başlar...
İnsanın, insan olma bilincini, aklıyla, yüreğiyle duymasıyla başlar...
Doğanın ve yaşamın bir parçası olduğunu anlamasıyla...
Yaşam benim için var. Su benim temizliğim.
Ben suyu en uzak dallara taşımalıyım...
Sonra insan var... Doğanın en güzel ürünü...
Üç bin yılda ayağa kalkmayı öğrenen ve beni bugüne hazırlayan insan...
İlmek ilmek örülen kültürümün ilk halkası...
Bir insana duyulan sevgiyle başlayan yaşam...

Peki nedir sevgi?
Birlikte bir gülüşü uzatmak, acıyı paylaşıp azaltmak belki de.
Aynı duaya el kaldırmak. Dokunmak biraz.
Kanın, damarlardan akışını hızlandırarak duymak insanın sıcaklığını...
Aynı anda görebilmek bir şimsek çakımını...
Ocağı birlikte üflemek ısınmak için...
İnsan olmanın o eksikliğini güzelliğini sezebilmek karşılıklı.
Tamamlayabilmek birbirini...

Bir türlü önleyemediğimiz o ses: "benim onurlanacağım kadar önemli
ama benden bir adım geri..." diyorsa eğer, o sesi susturabilmek...

Koltuklara, halılara, kristallere, markalara gösterdiğin özenin
çok fazlasını gösterebilmek bir insana... Duygularını, düşüncelerini
anlamaya çalışmak. Özlemlerini aramak birlikte...

Benim ol ama benden bağımsız bireyliğini de koru.
Olduğun gibi kal ama çoğalsın, zenginleşsin içinin erdemi...
Seni ilk sevdiğim gün gibi sürdür kişiliğini ama durmadan gelişelim birlikte...
Birlikteliktir sevgi... Kimsenin kimseyi kullanmadığı...
Kimsenin kimseye hükmetmediği...
Kimsenin kimseyi mülkiyetine geçirmediği...

Önce beni bekle duraklarda, sonra bekleyeni olmayan bütün yolcuları...
Önce benim için bir şarkı söyle, sonra bütün sağırlar duysun sesini...
Beni sev!
Öyle sev ki, bütün insanlığı kucaklasın sevgin...
Ara
Cevapla
¤ ćaяaмєLL ¤
[SIZE=1][SIZE=1][b][SIZE=2]En fazla,
içimde ölürsün.
En çok
gözlerime gömülürsün.
...
Gözlerimi kaparım
Vasiyetimi yazarım..
[/b][/SIZE][/SIZE][/SIZE]
Ara
Cevapla
¤ ćaяaмєLL ¤
Gökyüzünde dünyayı yaşarken sonsuz özgürlüğümle birlikte,
yaşamı arıyordum ne olduğunu bilemeden...
Bir su damlasıydım, güneşin ışıklarında renklerle oynayan,
karanlıklarda yıldızlarla konuşan...


Mutluydum rüzgarla birlikte maviliğe savrulurken,,
mutluydum kuşlarla kanat çırparken,,
mutluydum gökkuşağı olup renkleri saçarken Takılmışken
bir bulutun peşine, görürdüm yaşayanları yeryüzünde.


Hepsi zamanla koşar gibi, hep bir şeylerin peşinde...
Bazen bir kuşun kanadına karışır, uçardım onunla,
rüzgâra karşı çığlıklarla birlikte.


Yaşamı sorardım kuşlara, nedir diye?
Özgürlük derlerdi bana...
Göklerde özgürce kanat çırpabilmek, rüzgâra başkaldırmak.
Ama yağmur yağdığında özgürlükleri elinden alınır, ağırlaşan
kanatları daha fazla çırpınamazdı damlalar karşısında..
Sığınırken bir kaya kovuğuna, özgürlüklerini teslim ederlerdi yağmura,
sessizce...


Karıştım bir gün yağmur damlalarının arasına, gücü hissedebilmek için...
Toprağa karışmak istedim, çoğalmak istedim,azgın bir
nehir olup akmak istedim, deniz olmak istedim, yaşamı bulmak istedim,
yaşam olmak istedim...
Terk ettim gökyüzünü güneşe veda edemeden...
Altımda gittikçe büyüyen yeryüzü beni kendine doğru hızla çekerken
daha da büyüdüm,çoğaldım.


Koşmaya başladım bir an önce toprağa kavuşabilmek için.
Yaşamı hissedebilmek için... Yaşam olabilmek İçin...
Toprağa İlk dokunuş, ilk sarılış...
Sıcaktı toprak, gökyüzünün olamadığı kadar...
Beni sarmaladı şefkatle, beni içine aldı sevgiyle...
Sevdim onu...
Seviyorum dedim yaşamayı seninle birlikte...
Toprağın derinliklerinde,karanlık sıcaklıklarda güveni hissettim...


Zaman geçtikçe büyüdüm,çoğaldım...
Yerimde duramaz hale geldim...
Güneşi özledim...Yıldızlara merhaba demek istedim....
Terk ettim toprağı. Sıcaklığını, şefkatini.


Bir sabah çiçekler açarken gökyüzünü gördüm yeniden...
Öylesine mavi, öylesine sınırsız, öylesine özgür...
Aktım, gittikçe büyüyerek...
Beni sarmalayan toprağa dokunarak aktım...


Nereye gittiğimi bilemeden...
Sadece yaşamı öğrenebilmek için aktım...
Benimle çiçekler açtı ağaçlarda, topraktan otlar fışkırdı delicesine...
Ben onlara yaşamı sunarken, cevap veremediler bana
sonra bir sabah, daha güneş ışıklarını serpmeye başlamamışken dünyaya,
uzaklarda maviliği gördüm...


Gördüm orada canlılığı,başkaldırmışlığı,hasreti...
Kavuşmak istedim bir an önce, sarılmak istedim...
Koynuna girmek istedim bir sevgili gibi...
Sevişmek istedim onunla...
Yaşamı istedim ondan.. Dokunduğumda denize,balıklar kaçtı benden,
suyum karıştı denize...Bir oldum onunla..


Ufacık bir damlaydım, bulut oldum,toprak oldum,
deniz oldum, okyanus oldum.
Kapladım dünyayı canlılığımla. dalgalarla oynarken
derinliklere karıştım...
Derinliğin sessizliğinde güzellikleri Buldum...


Yaşam gizlenmiş güzellikler midir diye sordum denize?
Cevap alamadım...
İnsan olmak istedim...
Yaşamın ne olduğunu öğrenirim diye...


Döl oldum genç bir erkeğin ateşli vücudunda...
Yıldızlı bir gecede can oldum bir dişiyle...


Büyümeye başladım içinde olduğum insana fark ettirmeden...
Büyüdüm, büyüdüm..
Aynı toprak gibi sıcakve karanlık bu yer bana güven verdi, huzur verdi...


Zaman geçtikçe, yerime sığamaz hale geldim...
Güneşe sarılmak istedim...Yıldızları görmek....denizle konuşmak istedim...


Yaşamı insanlara sormak istedim...
Işıkla tekrar kavuştuğumda özgürlüğümü hissettim yeniden...


Küçük bir su damlasıyken gezdiğim gökyüzünü yeniden görebilmek
mutluluk verdi..

Büyüdüm zamanla... Diğer insanlarla birlikte, zamanla birlikte...


Sordum insanlara
- yaşam nedir diye?.. Cevap veremediler...
Bir gün aşık oldum birisine, neden diye sormadan kendime...
Bir kuş gibi özgürce, bir nehir gibi delicesine akarak,
bir deniz gibi sınırsızca sevdim birisini...
O zaman anladım ki;
YAŞAM SEVGİDİR...
SADECE SEVGİ.
Ara
Cevapla
¤ ćaяaмєLL ¤
Ne zaman düşünsem..!
Duygularım çılgınca soyunur sana
Tenim direnir unuttuğun sıcaklığında
Gözlerin düşünce aklıma
Sarhoş eder İstanbul'un denizi
Tüm düşlerim sana yaslanır
Kızıl bir güneşle sevişircesine yanarım
Adın ıslak bir şarkı olur dolanır dilime
Ansızın uyanınca rüyam
Ağlar sevdam kuruyan dudaklarımda

Ve ben...!
Uslanmaz bu sevdanın
Utangaç uçarı talebesi
Ne zaman düşünsem
Duygularım çılgınca soyunur sana
Ara
Cevapla
¤ ćaяaмєLL ¤
Suskunum…

Tüm acım tüm isyanım tüm feryadım
tek bi kelimeye nasılda sığabiliyor hayret!


Canım yanıyor parça parça bölünüyor içimdeki kök hücrelerim

Kalbim saklı haznesinden kurtuluyor da atıyor kendini bedenimin boşluğuna

İstila var herkes bi parça kopartma derdinde
Geriye kalanlar hurdacının eskicinin bile almayacağı kadar virane enkaz
olacak biliyorum…

Suskunum hiç bir şey yapamıyorum

Elinden oyuncağı alınırken karşı koymaya çalışan bi çocuk edasından
kurtulalı çok oldu
Tepindim ağlamaktan haykırmaktan yerle bir ettim ortalığı da
Ne oldu…
Hiç bir şeyim geri verilmedi bana benim olan ne varsa…

Ağlamak çığlık atmak bağırmak tepinmek nafile
hiçbir işe de yaramıyor
Giden zaten aklına gitmeyi koymuşsa kimse o gideni geri döndüremiyor
Yada onun
Senin oyuncağın olması onu dünyalar kadar çok sevmen bu mahkemelerde hafifletici sebep yerine bile geçmiyor…

Bu yüzden suskunum aklı başında bi suskunluk aklı firarda bir yürek için çok da akıllıca sayılabilir…
Belklide en büyük isyanım bu belklide tek çıkar yolum
Neden bilmem ama içime kapandım dışarıda bi dünya yıktım içimde bi dünya kurdum
Evimin kapısına da yazdım

Bunalıma gittim biraz zor dönerim…

Herkesi uzaklaştırıyorum kendimden beni seven herkesi
sevmeyen istemeyen her kim varsa ben istemesem de zaten beni terk etti…

Mutlu bir gelecek kurma hayallerim vardı

bir gecede kurulan bir gecede yıkılırmış

Peki o zaman benim dünyam neden her gece
tekrar tekrar yıkılıyor..
Zorlamı ittim ben kendimi bu yola
Zorlamı aklım almıyor dışardan gördüğüm ben içimdeki beni karşılamıyor
yada olmayı hayallettiğim düşlediğim beni
çok gerilerde bıraktım
Tek çıkar yol diye bişey kalmadı
Çıkar yol benim çıkmaz sokaklarımda geri dönüş umudumdu
Geriye dönemiyorum
İleriye gidemiyorum
Kaldım bu soğuk duvarlarda ellerim başımın arasında
Sesim çıkmıyor ağlamak nafile dedim ya
Suskunluk en büyük ceza hem bana hem etrafıma…
Ders almayı bilseydim yaşadıklarım benim kulaklarıma küpe olabilseydi yada ben bu başı taşlara vursaydım da şu yaptığım hataları yapmasaydım
Kader mi
Kısmet mi
Yaşanması gerekli mi
????
Eğer öyleyse amenna
Ama canım yanıyor anla bi yol lazım bana yada yada
Annem kızmasın ama
Bıçak getirin makas getirin kesin beni bu hayattan. Ne bu hayata ne bu bedenene bana ne sana ne yaşadıklarıma daha fazla dayanamaz bu yüreğim…

Aklım firari Ruhum kaçak…
Ara
Cevapla
¤ ćaяaмєLL ¤
Kendimi anlatmak istedim sana ama boşaydı. Senin anlamak gibi bir niyetin yoktu. Çırpınışlarım boşaydı. Çabalarım sonuçsuzdu. İnsan görmek istediğini görür derler. Sen bende görmek istediklerini gördün, bana ait olan şeyleri değil.


Beni anlamadın ya, ona yanıyorum şimdilerde!


Seven bir çift göz vardı bir zamanlar. Sana her bakışında yaşlarla dolan bir çift göz. Başkalarının kaybolmak için her şeyi hiçe saydığı, seninse görmediğin bir çift göz. Şimdi nerelerde, ne yapıyor, kime bakıyor o gözlerdiye sorma bana! Sana bakmayacak, baktığında huzur bulmayacak artık o gözler. Sevdasını dillendirmeyecek. Onu anlamayan gözlerine "Beni anla." der gibi bakmayacak.


Beni anlamadın ya, ona yanıyorum şimdilerde!


Sen haketmedin ne beni ne de sevgimi... Sen saygı duymadın ki aşka... Sen hiç bilmedin ki sevgi nedir? Sen hiç bilmedin ki seven bir yürek nasıl çarpar? Sen hiç sıladakini özlemedin ki... Sen beni hiç anlamadın be sevgili.


Beni anlamadın ya, ona yanıyorum şimdilerde!


Yanışım boşa, biştişim boşa... Bu alevlenen kor boşa... Küllerinden yeniden doğuğ yüreğimi yeniden yakmak mı niyetin? Bu yangın boşa be sevdiğim. Yine geleceksin, yine alevleneceksin yüreğimde ve yine beni anlamadan çekip gideceksin buralardan...


Beni anlamadın ya, ona yanıyorum şimdilerde!


Bu son yanışım olacak bu son bitişim. Yeni bir yangın daha yok sana. Yine gideceksin beni anlamadan... Ardından da küllerini göndereceğim.


Beni anlamadın ya, ona yanıyorum şimdilerde!

Dedim ya bu son yanışım olacak bu son bitişim.
Yan-dım.
Bit-tim.
Sende bende bittin.
Küllerinden tekrar doğmamak üzere bittin.
Bu son yangın!
Artık ne sen varsın ne de ben.
Sende bende bu son yangında kül olduk!
Yeniden doğamayacak kadar yok olduk!
Ara
Cevapla
¤ ćaяaмєLL ¤
79595577xd3.jpg
Bitmene, Gitmene, Ölmeme Rağmen Seviyorum...

İşte yine sensiz bir cuma daha...
Önümde karalanmaktan yorulmuş bir parça kağıt


Elimde bitmeye yüz tutmuş bir kara kalem...
Ve şiirimin her kelimesinde bir damla göz yaşı..

Kulaklarımda ağır bir parça beni anlatan,
Odamda bir sessizlik, sensizim diye bağıran.

Bu kaçıncı gün sensiz bilmiyorum
Sadece ölmemeye çalışıyorum; gün saymıyorum..
Umutsuzca bekliyorum,ama sen gibi gitmiyorum.



Bitmiyorum işte istediğin gibi..!
Hergün yeniden başlıyorum.


Hergün kendime yeni seviyorumlar ekliyorum.
Tam sönecekken kıvılcım oluyorum.
Tekrar Yanıyorum...

Hergün cennetten bir orman yakıyorum yüreğimde.
Yakıyorum kendimi bir günahkar misali...

Cehennem oluyorum Yanan ateşimle
Onca ateşin varlığına rağmen, yokluğunla üşüyorum.

Hergün defalarca acaba döner mi ? diyorum.
Sen gittin ya arkanı dönüp;

Ben hala dönmeyeceğini bile bile bekliyorum.
Sen bitti dedin ya her şeyi silip,

Ben hergün defalarca bitiyorum...
Sen başkasının oldun ya bırakıp gidip..!


Ben bıraktığın yerde, gittiğin günden beri,hergün ölüyorum...

Ve işte bitmeye yüztutmuş kalemimle,
Karalanmaktan yorulmuş kağıdıma,
Her biri bir gözyaşı ile ıslanan,
Son sözlerimi yazıyorum...


Herşeyi silip bitmene,
Arkanı dönüp gitmene,
Ve hergün defalarca ölmeme rağmen,
Seni hala seviyorum
Ara
Cevapla
¤ ćaяaмєLL ¤
83196066jj4.jpg
Az önce uyandım!...

Bedenimde bildik bir yorgunluk... Yinede buradayım!..

Sen gelmeyince ben kaç kez gidiyorum hayattan. Vapur seslerini, tren seslerini, otobüs seslerini dinliyorum, adına umut denilen yanılsamamla, buğulu camlarda göz yaşlarımı
siliyorum...


Beklemek neden zordur?


Ömrümüzün sınırlı olması mı, yoksa kaybetmek korkusu mu? Ama hayalin terketmiyorsa bedenimi, belli ki senden daha vefalı...

Ey yağmurda göz yaşlarımı sildiğim sevgi, sevgili!.. Ne yana baksam sen oldu hayat.



Gözlerim kör olsa da, yüreğim çölde...
Bir damla su dilenmeyeceğim ne buluttan, ne senden!...
Ara
Cevapla


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 13 Ziyaretçi
  Tarih: 11-24-2024, 11:55 PM