Hayat mı garip yoksa biz insanlar mı? Ölümden öncesinde ve ölümden sonrasın da diye yemin etmişti iki küçük yürek.hiç kavuşamama ihtimali gözümüzün önünde tüm çıplaklıyla dururken bile. Sadece kelimeler de yaşanan bir masaldı aşk. Sonsuz maviliklerde gezdik ele ele,bazen dağın zirvesinde seyrettik dünyayı,bazen yemyeşil kırlarda papatyalar topladık,yetmedi gökkuşağından demetler yaptık sunduk birbirimize,sen benim ay yüzlümdün,ben senin sonsuz sevdan.yorulunca tutkunun rengi kırmızıda seviştik gizlice,ay ışığında yıkandık. Bir tek yıldızları şahit yaptık aşkımıza, çünkü bir tek onlar anlayabilirdi bu masal aşkı. Doktorların bile ilaç diye reçetemize yazdığı idik. Devamız sadece aşkımızdaydı.
Yargılayanları,kınayanları duymadık,dinlemedik. Biliyorduk ki bu anlatılamaz sadece yaşanabilirdi.Anlayanlar kıskandı bu yüce aşkı.Anlamayanların zaten aramızda işi olmazdı.
Yargılayanları,kınayanları duymadık,dinlemedik. Biliyorduk ki bu anlatılamaz sadece yaşanabilirdi.Anlayanlar kıskandı bu yüce aşkı.Anlamayanların zaten aramızda işi olmazdı.
Yarım kalmışlıklar ve yaşanmamışlıklar bizi yordu,bekledik ki belki aşk geldiği gibi sessizce gider. Ama gitmedi,gidemedi. Ben geldiğimde sen gitmiş oluyordun,sen geldiğinde ben bitmiş oluyordum. Yorulan yüreklerimizi dinlendirirken,unutmaya bu aşkı yok saymaya çalıştık. Her seferin de gördük ki aşk hep bizimle. Biz aşkı uzaktan izlediğimizi zannederken aslında bizi izleyen aşkmış bunu fark ettik.
Aşk korkağı değilim diyerek kendimizi kandırdık, aşktan korktuk. Her gelişim de bu sefer son, konuşacağım aşka dair ne varsa diyerek geldiğim yollardan hep elimiz boş döndük. Uzaktayken çağlayan kelimeler yan yana gelince başka başka cümlelere büründü. Anlatmak istediğimizi değil,anlamsız şeyleri konuştuk.Ama gözlerimiz dilimizin kurduğu cümleleri duymadı bile,diller farklı farklı kelimeler kurarken,gözler sessiz ve sakince anlaştı.Belki de her yan yana gelişimiz de ayrılırken ki doyumumuz bundandı.Asl olan yüreklerdi ve o yürekler birbirlerinin ismini duyarlardı.Yetmez di bazen kelimelerde ki aşk,bedene bürünsün isterdik. Ve işte o zaman o nokta da tıkanır kalırdık. Yolları bilirken bildiğimiz yollarda kaybolmaya başladık. Bir labirente düşmüş gibi sürekli aynı yollarda dolanıp durmaya başladık.
Aşk korkağı değilim diyerek kendimizi kandırdık, aşktan korktuk. Her gelişim de bu sefer son, konuşacağım aşka dair ne varsa diyerek geldiğim yollardan hep elimiz boş döndük. Uzaktayken çağlayan kelimeler yan yana gelince başka başka cümlelere büründü. Anlatmak istediğimizi değil,anlamsız şeyleri konuştuk.Ama gözlerimiz dilimizin kurduğu cümleleri duymadı bile,diller farklı farklı kelimeler kurarken,gözler sessiz ve sakince anlaştı.Belki de her yan yana gelişimiz de ayrılırken ki doyumumuz bundandı.Asl olan yüreklerdi ve o yürekler birbirlerinin ismini duyarlardı.Yetmez di bazen kelimelerde ki aşk,bedene bürünsün isterdik. Ve işte o zaman o nokta da tıkanır kalırdık. Yolları bilirken bildiğimiz yollarda kaybolmaya başladık. Bir labirente düşmüş gibi sürekli aynı yollarda dolanıp durmaya başladık.
Ey sevgili,ne dersen de bu yürek senin isminle yaşıyor. Dünyaya başkaldıran ben, bir tek senin kelimelerinde hayata küsüyorum. Bir tek sen canımı acıtabiliyorsun. Güçlü bir kadın gibi durduğuma bakma emi,gücümü aşkımdan alırken ,güçsüzlüğüm ise sensin. Hayatlar yeniden yıkılıp kurulabilir ama acıtılan bu yürek bir tek senin gülümsemenle can buluyor.
Bazen aşkla sohbet ediyoruz,birbirimize kavuşmak için harcadığımız zaman içinde "aşk ne alemdesin" diye soruyorum ona.Yüzünde ki kocaman gülümsemeyle yüreğime aydınlık vermeye devam ettiğini görünce anlıyorum ki o yüzyıllardır beklemeye alışkın ,sadece iki beceriksiz aşığın kavuşamamasıyla eğleniyor.
Bazen aşkla sohbet ediyoruz,birbirimize kavuşmak için harcadığımız zaman içinde "aşk ne alemdesin" diye soruyorum ona.Yüzünde ki kocaman gülümsemeyle yüreğime aydınlık vermeye devam ettiğini görünce anlıyorum ki o yüzyıllardır beklemeye alışkın ,sadece iki beceriksiz aşığın kavuşamamasıyla eğleniyor.
Ay yüzlüm, sevdanın en koyusunu yaşarken,hayat bizi mutsuz edebilir mi ?
Nefes alırken bile aşkı soluyoruz farkında değil misin? Ölümü yakınımda hissettiğim anlarda bile ölmekten değil,aşkımı sana anlatamadan bu dünyadan çekip gideceğimden korkmuştum. Aşk yaşama sebebimiz ise hayatın mutsuzluklarından bize ne.Yüreğim yüreğinde atıyorken,en koyu yalnızlıklarımda bile ismin geçince tüm dünyam bir anda kalabalıklaşıyorsa ve ben pervane sen ışığımsan ,söylesene sevgili ışığını söndürürsen ben ölmez miyim?
Nefes alırken bile aşkı soluyoruz farkında değil misin? Ölümü yakınımda hissettiğim anlarda bile ölmekten değil,aşkımı sana anlatamadan bu dünyadan çekip gideceğimden korkmuştum. Aşk yaşama sebebimiz ise hayatın mutsuzluklarından bize ne.Yüreğim yüreğinde atıyorken,en koyu yalnızlıklarımda bile ismin geçince tüm dünyam bir anda kalabalıklaşıyorsa ve ben pervane sen ışığımsan ,söylesene sevgili ışığını söndürürsen ben ölmez miyim?
Seni sevmeyi seviyorum sevgili,sende sevilmeyi seviyorum. Baksana etrafına ikisini bir arada bulabilen kaç kişi var,çok az değil mi? Ve bunları bulabilenler zaten aşkı yaşayabiliyorlar. Hayatımız boyunca ya seviliriz,ya severiz. Hep sorgulamışımdır,seven mi olmak güzel sevilen mi olmak diye. Ama asıl hem sevilen hem seven olduğunda aşk ortaya çıkarmış,seninle öğrendim tüm bunları.
Öğretenim olmaktan vaz mi geçeceksin şimdi.
Öğretenim olmaktan vaz mi geçeceksin şimdi.
Ey sevdam yüreğim seninle atıyor,bunu unutma. Senden hiçbir beklenti içine girmeden sevdim seni. Buradayım,her zaman seninleyim.
Seni seviyorum yüreğimin ince sızısı