SIÄžMAZ ACIM SATIRLARA
BİR TEK KELİME GİDİYORUM
OYSA SÖZCÜKLERE SATIRLARA SIÄžMIYACAK KADAR
SANA İÇİMİ HAYKIRIYORUM…
daha dökülmeden kanadı dudaklarımda kelimeler
yüzüne bakamadım başım öne düştü
ellerim titrek
yüreğim zaten bitik
sessizce qidiyorum diye fısıldadım…
ardıma dönemedim bi adım atamadım
gitme bile demiyordun sessizce bakıyordun gözlerime
anlıyordum içindeki her şüphe hançer gibi saplanıyordu yüreğine
ve ben gidiyordum işte…
elveda diyemeden sana sarılamadan son defa gidiyorum deyip yıkıyordum bizi
anladım gitme vakti gelmişti
ardıma bakmadan yürüdüm
ayak seslerim yankılanıyordu kulağımda
dönüp boynuna sarılmak istedim
ardımdan koş beni yolumdan çevir istedim
ama ne ben dönüyordum sana
nede sen geliyordun yanıma
her adımda ilerledikçe aramıza kapanmayacak bi çukur açıyordum işte
adınıda ayrılık koyuyordum..
sorsaydın da söyleyemezdim zaten gitmek zorundaydım…
ama yalandan da olsa sorsaydın keşke
ve gidiyordum bizi terkedip olduğumuz yerde..
kelimeler tükenmişti artık bizim için
yollar kapkaranlık ışıklar bir bir sönüyordu
gökyüzünde bir kıyamettir kopuyordu
oysa yüreklerimiz kimbilir nasıl feryat figan ediyordu
gittim günlere gecelere sabahlara yaşamaya nefes alamaya dayanamıyordum
biliyordum özlüyordun canından çok
pişmanlık yüreğinde gitme deseydim keşke diyordun
kendini yalan bi gururla avutuyordun sonra
oysa ben gitmek zorundaydım
seni beni bizi yarınlarımı bırakıp gitmek zorundaydım
ve artık yaşamayı bırak
ölmeyi bile beceremiyorum
toprağa girmeden gün yüzü görmeden
ölü yaşıyorum bu sessiz kentte…
üzgünüm seni bensizliğe
kendimi bitkin bir yaşama esir ettim
üzgünüm sevgilim
GİTMELİYDİM…
BİR TEK KELİME GİDİYORUM
OYSA SÖZCÜKLERE SATIRLARA SIÄžMIYACAK KADAR
SANA İÇİMİ HAYKIRIYORUM…
daha dökülmeden kanadı dudaklarımda kelimeler
yüzüne bakamadım başım öne düştü
ellerim titrek
yüreğim zaten bitik
sessizce qidiyorum diye fısıldadım…
ardıma dönemedim bi adım atamadım
gitme bile demiyordun sessizce bakıyordun gözlerime
anlıyordum içindeki her şüphe hançer gibi saplanıyordu yüreğine
ve ben gidiyordum işte…
elveda diyemeden sana sarılamadan son defa gidiyorum deyip yıkıyordum bizi
anladım gitme vakti gelmişti
ardıma bakmadan yürüdüm
ayak seslerim yankılanıyordu kulağımda
dönüp boynuna sarılmak istedim
ardımdan koş beni yolumdan çevir istedim
ama ne ben dönüyordum sana
nede sen geliyordun yanıma
her adımda ilerledikçe aramıza kapanmayacak bi çukur açıyordum işte
adınıda ayrılık koyuyordum..
sorsaydın da söyleyemezdim zaten gitmek zorundaydım…
ama yalandan da olsa sorsaydın keşke
ve gidiyordum bizi terkedip olduğumuz yerde..
kelimeler tükenmişti artık bizim için
yollar kapkaranlık ışıklar bir bir sönüyordu
gökyüzünde bir kıyamettir kopuyordu
oysa yüreklerimiz kimbilir nasıl feryat figan ediyordu
gittim günlere gecelere sabahlara yaşamaya nefes alamaya dayanamıyordum
biliyordum özlüyordun canından çok
pişmanlık yüreğinde gitme deseydim keşke diyordun
kendini yalan bi gururla avutuyordun sonra
oysa ben gitmek zorundaydım
seni beni bizi yarınlarımı bırakıp gitmek zorundaydım
ve artık yaşamayı bırak
ölmeyi bile beceremiyorum
toprağa girmeden gün yüzü görmeden
ölü yaşıyorum bu sessiz kentte…
üzgünüm seni bensizliğe
kendimi bitkin bir yaşama esir ettim
üzgünüm sevgilim
GİTMELİYDİM…