Hatırlar mısın bilmem o mutlu ve yağmurla süslenmiş günü. Hani elimi tutup “sevdiğim” dediğin günü. Yağmur damlacıkları süzülmüştü yanaklarımızdan o gün, utangaç dudaklarımıza. Titremişti ellerimiz, yanmıştı yüreklerimiz. O gün bugün oldu şimdi. Döndüm dolaştım, o günün hatırına bugünü andım. Yıllar önce tam da bugünde. Ilık bir yağmurdan hemen sonra karşı karşıya gelmiştik. Sonra sarılmış ve ağlaşmıştık birlikte. Gözyaşlarımız karışmıştı yağmura. “Olmaz,” demiştim o sıra. “Olmaz ayrılık. Böyle yanarken, böyle severken yakışmaz ayrılık…”
İyi görmüştüm. Yağmurun ıslatıp yumuşattığı saçlarından bir tutam alnından aşağı sarkmıştı. Dokunmak istemiştim o an içimden. Dokunamadım. Bekledim sadece. İzledim saçlarının kıvrımlarını. Sonra o saç tutamından bir damla süzülmüştü. İyi görmüştüm o gün. O yağmur damlası sessizce, içini gıdıkladığını hissettiğim bir şekilde kayıvermişti sağ gözünün kenarından yanağına doğru. Gamze dediğimiz yerde bitmişti damlacığın yolculuğu. Ve o anda sen, elinle eritmiştin. İçim burkulmuştu…
Şimdi eski hatırlarımızla avunduğumu bilsen ne hissedersin..¿? Bencil bir edayla hala seni sevdiğimi, seni düşündüğümü gülümseyerek mi karşılarsın..¿? O yağmurlu günü düşünüp hayallere daldığımı bilsen, bunu benden bıraktığın en etkili iz’in olduğunu düşünür müsün yoksa bırakıp giderken ne kadar acımasızca davrandığını mı anlarsın..¿? Biliyorum verecek cevabın bile yoktur. Cevap vermezsin sen çünkü. Sadece öylece sarhoş gibi çekip gidersin..
Ardına bile bakmadan..
Ardına bile bakmadan..
Gidersin…
Bu da itirafım olsun o ölü kalbine. O kendinden başkasını düşünmeyen salaş kalbine. Unutmadım işte! Unutmadım seni. O yağmurlu günü. O damlacığı. Ellerini tutarkenki sıcaklığı. Unutmadı hiçbir şeyi. Sana inat, senin kör vicdanına inat unutmadı...
Kaldı içinde öylece bir yara gibi. Her yağmurda hatırladı ve kabuk bağlamış yarayı yeniden deşti. Deştikçe acı çekti, acı çektikçe deşmek istedi. Nasıl bir “gelecek” bıraktın gördün mü..¿? İtiraf ettim işte. Beni de skor hanene artı diye yazar mısın bilmem ama unutamadım seni, o günü, birbirimize bakışımızı, ağlaşmamızı. Unutamadım işte
Kaldı içinde öylece bir yara gibi. Her yağmurda hatırladı ve kabuk bağlamış yarayı yeniden deşti. Deştikçe acı çekti, acı çektikçe deşmek istedi. Nasıl bir “gelecek” bıraktın gördün mü..¿? İtiraf ettim işte. Beni de skor hanene artı diye yazar mısın bilmem ama unutamadım seni, o günü, birbirimize bakışımızı, ağlaşmamızı. Unutamadım işte
Bir "giden"in ardından ağlayan gözün vitrini...