Aleksandros
(M.Ö. III y.y. - II. y.y.) Sonraki dönemde Peripatos okulunda özellikle "tarihsel bilimler'' önem verilmiştir. Bu dönemden din ve müzik tarihine ait bazı metinler günümüze kadar gelebilmiştir. Daha sonraki dönemde ise M.Ö. I. yüzyılda Peripatos'çular Aristo'nun eserlerinin toplanması bunların açıklamaları ve yorumları ile ilgilenmişlerdir.
Özellikle dil çalışmalarını büyük bir dikkatle yapmışlardır. Aristo'nun bugün elimizde bulunan eserlerini bu Peripatos'çuların titiz ve tutarlı çalışmalarına borçluyuz. Bu yorumcuların en ünlüsü Aphrodisias'lı Aleksandros'tur.
Çeşitli yöndeki çalışmaları sayesinde Peripatos okulu özellikle "bilim dallan" alanında yapılan araştırmaların temelini oluşturmuştur. Aristo Yunan bilim ve felsefesinin gelişiminde bir dönüm noktasıdır.
Aristo'ya gelinceye kadar bilim ve felsefe birbiriyle kaynaşmış durumdaydı. Aristo ile birlikte bağımsız bilimler o zamana kadar genel bilim niteliğindeki felsefeden ayrılarak birer "uzmanlık dalı" şeklinde gelişme göstermiştir. Bu gelişme en yüksek noktasına Atina'da değil de İskenderiye'de ulaşmıştır.
İlkçağın sonlarına doğru İskenderiye bilimsel araştırmaların merkezi olmuştur. O zamanki Mısır hükümdarının yardım ve katkıları sonunda tüm bilimler atılım yaptılar ancak bu konuda aşırılığa kaçıldı. Uzmanlıkta o denli uç noktalara gidildi ki sonunda "bütün" gözden kaçırıldı bir sürü önemsiz ayrıntılar arasında boğulup kalındı.
(M.Ö. III y.y. - II. y.y.) Sonraki dönemde Peripatos okulunda özellikle "tarihsel bilimler'' önem verilmiştir. Bu dönemden din ve müzik tarihine ait bazı metinler günümüze kadar gelebilmiştir. Daha sonraki dönemde ise M.Ö. I. yüzyılda Peripatos'çular Aristo'nun eserlerinin toplanması bunların açıklamaları ve yorumları ile ilgilenmişlerdir.
Özellikle dil çalışmalarını büyük bir dikkatle yapmışlardır. Aristo'nun bugün elimizde bulunan eserlerini bu Peripatos'çuların titiz ve tutarlı çalışmalarına borçluyuz. Bu yorumcuların en ünlüsü Aphrodisias'lı Aleksandros'tur.
Çeşitli yöndeki çalışmaları sayesinde Peripatos okulu özellikle "bilim dallan" alanında yapılan araştırmaların temelini oluşturmuştur. Aristo Yunan bilim ve felsefesinin gelişiminde bir dönüm noktasıdır.
Aristo'ya gelinceye kadar bilim ve felsefe birbiriyle kaynaşmış durumdaydı. Aristo ile birlikte bağımsız bilimler o zamana kadar genel bilim niteliğindeki felsefeden ayrılarak birer "uzmanlık dalı" şeklinde gelişme göstermiştir. Bu gelişme en yüksek noktasına Atina'da değil de İskenderiye'de ulaşmıştır.
İlkçağın sonlarına doğru İskenderiye bilimsel araştırmaların merkezi olmuştur. O zamanki Mısır hükümdarının yardım ve katkıları sonunda tüm bilimler atılım yaptılar ancak bu konuda aşırılığa kaçıldı. Uzmanlıkta o denli uç noktalara gidildi ki sonunda "bütün" gözden kaçırıldı bir sürü önemsiz ayrıntılar arasında boğulup kalındı.