:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Düşünce Dünyasının AbideLeri.. (alfabetik Sırayla)
PesmisT GirL
#31
JEANvirgs.gif BODİN



(d. 1530virgs.gif Angers ö. Haziran 1596virgs.gif Laonvirgs.gif Fransa)

Fransız siyaset felsefecisi.İlahi hak üzerine kurulu ve yalnızca doğal hukuk ile sınırlanabilen mutlak yasama erkine sahip demokratik bir monarşi içinde kral ve parlamento arasında denge kuran ideal devlet kuramı ile tanınır.

Bodinvirgs.gif 1546 yazında Angers'de Karmelit tarikatına kabul edildi. Üç yıl sonra eğitimini tamamlamak üzere tarikatın Paris'teki okuluna gönderildi. 1551'de bilinmeyen bir nedenle tarikata bağlılık andının geçersiz sayılmasına izin verildi ve Bodiri medeni hukuk okumak üzere Toulouse Üniversitesi'ne gitti. Toulouse'da öğrenci ve öğretmen olarak 1361'e değin kaldı. O yılvirgs.gif Katolikler ile Huguenotlar (Fransız Protestanları) arasında iç savaşın başladığı sırada hukuk öğretmenliğim bırakıp avocat du roi (krallık avukatı) olarak Paris'e döndü. 1571'de kralın kardeşi Alençon dükü François'nın danışmanı oldu; yönetimde ve diplomatik hizmetlerde görevli kişilerle tanıştı. 1576'da Vermandois'dan halk temsilcisi olarak Blois'da toplanan 6tat Generaux'ya (Millet Meclisi) girdi. Bu olay krallığın gözünden düşmesine yol açtı. Huguenotlara savaş açılması yerinevirgs.gif görüşme yapılmasını savundu. Monarşiye zarar vereceği nedeniyle krallık arazisinden feragat edilmesine de karşı çıktı. Soylu ve ruhban sınıfın taleplerin; benimsemeyerek Tiers Etat'nm hakkını savundu. 1583' te Alençon dükünün ölümü üzerinevirgs.gif krallık procurateur'ü (vali) olarak Laon'a çekildi. On üç yıl sonra burada vebadan öldü.

Başlıca yapıtı olan Six Livres de la Republique (1576; Cumhuriyetin Altı Kitabı) 17. yüzyıl İngiliz filozofu Thomas Hobbes'u etkiledi.

Bodin kitabındaki siyasal model ilevirgs.gif vatandaşların gereksinimlerini bilen bir yöneticiye itaat edilmesi üzerine kurulu bir medeni düzeni vurguluyordu. Katolikler ile Huguenotlar arasındavirgs.gif 16. yüzyıl din savaşlannda yaşanana benzer bir anarşiden kaçınmak içinvirgs.gif hükümet kararlanna saygı gösterilmesini gerekli görüyordu. Bodin'in öbür yazıları arasındavirgs.gif evrensel hukuk ilkelerini belirlemeye yönelik eleştirel bir tarih incelemesi (1566) ile dinleri özündevirgs.gif insan davranışlannın ardındaki etik norm olarak gören ve On Emir'e dayandırılmaları gerektiğini öne süren karşılaştırmalı bir dinler araştırması yer alır.


İnsanlık eğer artık dünyanınvirgs.gif evrenin merkezi olduğuna ya da bir öküzün boynuzları üzerinde durduğuna inanmıyorsavirgs.gif bunda en büyük pay hiç kuşkusuzvirgs.gif güneş sisteminin gerçek yapısını yaklaşık olarak açıklayan Copernicus (Kopernik)’tedir.

1473 yılında Polonya’nın Torun kentinde zengin bir tacirin oğlu olarak doğan Kopernikvirgs.gif öğrenimine Krakow Üniversitesi’nde astronomi okuyarak başladı. Daha sonra İtalya’ya giderek Bologna Üniversitesi’nde astronomivirgs.gif Padova Üniversitesi’nde tıp ve hukuk öğrenimi gören ünlü astronomvirgs.gif 1503’te Ferrara Üniversitesi’nde kilise hukuk doktoru oldu. 1504’te Warmie’ye yerleşti ve hayatının sonuna kadar astronomiyle uğraştı. Kopernik’in yaşadığı yıllarda bilimsel ortamvirgs.gif Katolik kilisenin bağnazlığıyla kuşatılmıştı. Bilimsel gözlem ve deneylerden çok İncil’in yazdıkları önemliydi. Dünyanın evrenin merkezi olduğuna ve sabit durduğuna inanılıyordu.

Kopernikvirgs.gif bu Ortaçağ görüşüne şiddetle karşı çıktı. Güneş’in evrenin merkezi olduğuna ve dünya dahil tüm gezegenlerin onun etrafında döndüğüne inanan kimi İlkçağ Yunan filozoflarının görüşlerini inceledi. Bu incelemelerini bilimsel gözlemleriyle de birleştiren Kopernikvirgs.gif güneş sistemini kendi adıyla anılan bir şekilde açıkladı.

Kopernik sistemine göre; güneş sisteminin merkezinde güneş vardıvirgs.gif dünya da dahil olmak üzere tüm gezegenler belirli bir yörünge izleyerek hem güneşin hem de kendileri etrafında dönüyorlardı. Üstelik yeryüzünün ekseni de hareketliydi. Bugünkü çağdaş güneş sistemi bilgisini çok yaklaşık olarak açıklayan Kopernikvirgs.gif teorisinivirgs.gif “Göksel Kürelerin Dolanımı Üzerine” adlı ünlü yapıtında açıklayarak ölümsüzleştirdi. Teorisinin doğruluğundan kuşku duymayan Kopernik’e yapıtının ilk nüshası 1543’tevirgs.gif yani ölüm döşeğinde ulaştırıldı. Kopernik’in ölümünden yıllar sonravirgs.gif 1610’da Galilei dürbünü icat etti ve Kopernik sisteminin doğruluğunu kanıtladı.

Kopernik sistemivirgs.gif felsefi açıdan yer merkezlilik tezini yıkarak evren bilimin teolojiden ayrı ve bağımsız bir bilim olmasını sağladı.
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
#32
SİMONE DE BEAUVOİR



1908-1986 arasında yaşamışvirgs.gif başta Le Dewuxieme ¤¤¤e [İkinci Cins] adlı kitabı olmak üzerevirgs.gif denemelerivirgs.gif kısa öyküleri. otobiyografik yazıları ve romanları yüzyılımızda feminist düşüncenin gelişiminde önemli bir başlangıç noktası oluşturmuş olan çağdaş Fransız kadın düşünür.

Hemen hemen bütün yaşamı boyunca birlikte olduğu Sartre’ın etkisi dolayısıylavirgs.gif düşünceleri varoluşçu bir çerçeve içinde ve belli bir özgürlük kavramı üzerinde oldukça bireyselci bir temele dayanan Beauvoir’a görevirgs.gif özgürlük asla ve asla insana Tanrı tarafından verilmiş bir şey değildir. Tam tersinevirgs.gif özgürlükvirgs.gif insanın uğruna hergün yeniden savaşmak zorunda olduğu bir imkanvirgs.gif onun kendisini sürekli olarak yeniden yaratması için bir fırsattır. Özgürlüğü başlangıçta olabildiğince bireyselci bir açıdan yorumlayan ve bu bağlamda ötekilerinivirgs.gif insanın kendi planına göre eylemesinden başka hiçbir şey olmayan özgürlüğün önündeki bir engel olarak gören Beauvoirvirgs.gif savaş deneyimlerinin ardından ötekinin özgürlüğünü insan için bir tehdit olarak değilvirgs.gif fakat kişinin kendi özgürlüğünü gerçekleştirmesinin zorunlu bir koşulu olarak değerlendirmeye başlamıştır. Buradan hiç kuşku yok kivirgs.gif her insanın başka insanların özgürlüğü için kaygılanmak gibi ahlâkî bir ¤¤¤¤i olduğu sonucundan başkavirgs.gif kadının top­lumsal durumu ve onun erkek cinsiyle olan ilişkileri bağlamında önemli sonuçlar çıkar.

Özgürlüğün temel koşulu eylemvirgs.gif kişinin kendi plânlarına göre eylemesivirgs.gif gelecek için amaçlar saptayarakvirgs.gif bunu şimdide dışlaştırması ise eğervirgs.gif Beauvoir’a göre buvirgs.gif geleneksel kadın rol ü içinde gerçekleşmemektedir. Bundan dolayıvirgs.gif onun gözünde kadın özerk değilvirgs.gif görelidir. Başka bir deyişlevirgs.gif kadınların kendilerini erkek olmadan düşünemediklerini ve düşünülmediklerini öne süren Beauvoir’a görevirgs.gif erkeğin özne ve mutlak olduğu yerdevirgs.gif kadın yalnızca erkeğin eksik ötekisidir. Öteki devirgs.gif kendi bağımsız özüne sahip bir şey olarak görülemez.

Ovirgs.gif eskiden beri varolan bu durumuvirgs.gif kadının biyolojik analık göreviyle geride tutulmasınavirgs.gif erkeğin dışarıya gitmesine ve kendisini ‘homo faber’ olarak gerçekleştirmesine izin verilirkenvirgs.gif onun içsel olanın bekçisi yapılmasına bağlar. Beauvoirvirgs.gif erkeğin egemenliğininvirgs.gif sıklıkla iddia edildiği üzerevirgs.gif onun bedensel gücünün bir sonucu olmaktan ziyadevirgs.gif eylemde bulunan özne olmasının bir sonucu olduğunu düşünür. Fakat erkekvirgs.gif sadece ve sadece eylem yapmayan nesne sayesindevirgs.gif ve kadına görevirgs.gif başka bir deyişlevirgs.gif dışlaşma ve içselleşme ilişkisinden dolayıvirgs.gif ve kendisinin ötekisine göre böyle olabilir. Beauvoir’a görevirgs.gif kadınların verilmiş olan bu durumu kabul etmemeleri gerekir. Zira ona görevirgs.gif kadına toplumsal örfvirgs.gif adet ve kurumlar tarafından yüklenen bu ikindi rolvirgs.gif biyolojikvirgs.gif ekonomik ve psikolojik yazgının yüklediği bir rol değildir. Yanivirgs.gif Beauvoir dünyaya kadın gelinmediğinivirgs.gif ama kadın olunduğunu söylemektedir.
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
#33
Clemens

(250 - tahminen 211 -215 arası) Tertullian karşıtı bir görüşüvirgs.gif zamandaşı olan İskenderiyeli Clemens temsil eder. İskenderiye'de bir Hıristiyan okulunun yöneticisi olan Clemensvirgs.gif çeşitli kitaplar yazmıştır. Bu eserlerden birisi "Halılar" gibi dikkat çekici bir isim taşır. Halıvirgs.gif çeşitli renk ve şekillerden oluşan bir dokumadır.

Clemens'in kitabı da çeşitli felsefî görüşlerivirgs.gif tıpkı bir halı gibivirgs.gif renkli bir sistem halinde göstermiştir. Clemens de inancı bilgiden üstün tutarvirgs.gif yalnız ona göre inanç ile bilgi arasında bir karşıtlık yoktur.

Önce dogmayı yakın bir inançla benimservirgs.gif sonra da felsefeye dönersekvirgs.gif o zaman inancın felsefe tarafından da doğrulanmakta olduğunu görürüz. Clemens sonradan bu görüşü şu kural ile dile getirmiştir: "Anlamak için inanıyorum"virgs.gif yani inandığım şeyin akıl tarafından da onaylandığını görmek için inanırım.
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
#34
Cerinthe

Miladın I. yüzyılında yetişen irfancılardandır. Mısırlıdır. Öğrenimini İskenderiye'deki Philoncu Okulda tamamlamış sonrasında da Kudüsvirgs.gif Sésarée ve Antakya'yı ziyaret etmiştir.

Geleneğe göre Saint-Pierre ve Saint-Paul ile bir sünnet olma olayı ve bilinmeyen bazı nedenlerden dolayı arası açılmıştır. Saint-Paul'e karşı olan bu düşmanlık havası dolaştığı yerlere o kadar çok yayılmıştır kivirgs.gif saint-Paul'ün mektuplarındavirgs.gif Cerinthe'e taş atan bir çok parçalar vardır.

Cerinthevirgs.gif Saint-Mathiu incilinden başkasını kabul etmezdi. Epiphane'ye göre Cerinthevirgs.gif Kudüs'ten ayrıldıktan sonra Anadolu'ya geçmiş ve orada kendivirgs.gif "Kafirliğinin uçurumu"nu yaymıştır. Doktrinini yaymak için şehirleri dolaşmış ve Ephése'deki seyahatlerinden birinde hamamda havari Saint-Jean'la karşılaşmıştır. Havarivirgs.gif onu görünce çıraklarına: "İçeriye gerçeğin düşmanı girdiğindenvirgs.gif bina yıkılıp altında kalmamak için çabuk buradan çıkalım" demiş.

Cerinthe'nin en çok beynini yoran şeyvirgs.gif âlemdeki kötülüğün nereden geldiği sorunudur. Cerinthe'nin sistemi bu sorunu çözme iddiasındadır. Ovirgs.gif kendisinin üstün bir varlık olmadığını sadece göksel bir takım vahiylere nail olduğunu söylerdi.

Varlığın doruğundaki her türümün kaynağı olan bir tek Tanrı'nın bulunduğunu ve bunun maddeyi yaratmadığını; bunun türüm merdiveninin aşağı basamağında bulunan ve tanrı varlığını bilmeyen meleklerin eseri olduğunu iddia eder. Ona göre diğer irfancı okul şeflerinin öğrettiği gibivirgs.gif Yahudilerin Tanrısıvirgs.gif yaratıcı meleklerin şefi değildir. Din kanunlarını vahyeden melektir. Sisteminin bu noktasına da Cerinthevirgs.gif Philon'un sadık bir çırağıdır.

Sistemin diğer bölüğündevirgs.gif İsa'nın bir bakireden doğmuş Tanrı olmadığınıvirgs.gif belki diğer insanlardan daha yetkin olan Yusuf ve Meryem'den doğmuş bir adam Olduğunuvirgs.gif vaftiz edildikten sonradır kivirgs.gif kutsal ruha ve her şeyin bilinmeyen babasının vahiylerine nail olduğunu iddia eder.

Neandervirgs.gif Ewaldvirgs.gif Gieselervirgs.gif Lipsiusvirgs.gif Kurtzvirgs.gif Baurvirgs.gif Dornervirgs.gif Uressensévirgs.gif Robertsonvirgs.gif Woscott gibi tanınmış kişiler Cerinthe'in düşüncelerinin gerçek niteliğini araştırmışlardır.
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
#35
Marcus Tulius CICERO:


(İ.Ö. 106 - İ.Ö. 43)

M.Ö. 106-43 yılları arasında yaşamış olan Romalı devlet adamıvirgs.gif bilginvirgs.gif hatip ve yazar.

Felsefe öğreniminivirgs.gif Epikürosçu Phaedrosvirgs.gif Stoacı Diodotos ve Akademi'ye bağlı Philon'dan almış olan Cicero'nun önemivirgs.gif Yunan düşüncesini daha sonraki kuşaklara aktarmasından oluşur. Bilgi teorisi açısındanvirgs.gif kesinliğe bağlanmak yerine olasılıkların yolunu izlemeyi yeğleyenvirgs.gif buna karşın ahlak alanındavirgs.gif dogmatik bir tavır sergileyipvirgs.gif Stoacılara ve bu arada Sokrates'e yönelen Cicerovirgs.gif Latincenin felsefe dili olarak gelişmesine katkı yapmış ve bu aradavirgs.gif dinsel görüşleri açısından daima agnostik kalmıştır.

Kuşkuculuğu çürütemeyenvirgs.gif fakat kuşkuculuğun ahlak için yarattığı tehlikenin bilincine varan Cicerovirgs.gif kuşkuculuğa karşıvirgs.gif doğrudan ve kesin olan ahlak bilincinin kurumlarına sığınmış ve temel ahlaki kavram ve ilkelerin doğuştan olduğunu öne sürmüştür. Ovirgs.gif aynı çerçeve içindevirgs.gif erdemin mutluluk için fazlasıyla yeterli olduğunuvirgs.gif kurgusal ya da entelektüel değil devirgs.gif pratik erdemin daha büyük bir değer taşıdığını belirtmiştir.
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
#36
Nicolas COPERNICUS:


(1473 - 1543)

Nicolaus Copernicus 1473 yılında Torun'da doğmuştur. Cracowvirgs.gif Bolognavirgs.gif Padua ve Ferrara üniversitelerinde teolojivirgs.gif hukuk ve tıp öğrenimi görmüşvirgs.gif eğitimini tamamladıktan sonra Frauenburg Katedrali'ne papaz olarak atanmıştır. Ancak Copernicus öncelikle astronomiye ilgi duymuştur; üniversite yıllarında İtalya'nın ünlü astronomlarıyla tanışmış ve onlardan almış olduğu derslerle bu alandaki bilgisini geliştirme olanağı bulmuştur.

Copernicusvirgs.gif Güneş merkezli gök sisteminin kurucusudur; Güneş'in evrenin merkezinde bulunduğunu ve Yer'in bir gezegen gibivirgs.gif Güneş'in çevresinde dolandığını savunan bu sistemivirgs.gif 1543 yılında basılanvirgs.gif Gök Kürelerinin Hareketi adlı ünlü kitabında bütün yönleriyle açıklamıştır. Bu yapıt iki ana bölümden oluşur. Birinci bölümde sistemin ana hatları tanıtılmış ve ikinci bölümde ise ayrıntılara inilmiştir.

Copernicus sistemindevirgs.gif merkezde Güneş bulunur ve sırasıyla Merkürvirgs.gif Venüsvirgs.gif Yervirgs.gif Marsvirgs.gif Jüpiter ve Satürn gezegenlerivirgs.gif Güneş'in çevresinde dairesel yörüngeler üzerinde sabit hızlarla dolanırlar; Ayvirgs.gif bir gezegen değilvirgs.gif Yer'in çevresinde devinen bir uydudur. Satürn gezegeninden sonravirgs.gif bütün gezegenleri kuşatan ve hareketsiz olan sabit yıldızlar küresi gelir. Gece ve gündüzlervirgs.gif Yer'in ekseni etrafındaki dönüşlerindenvirgs.gif mevsimler ise Yer'in Güneş çevresindeki dolanımlarından meydana gelir.

Gök Kürelerinin Hareketi'nin yayınlanması Avrupa'da büyük bir heyecan yaratmamışvirgs.gif astronomlar da dahil olmak üzere pek az kişi bu yapıtın değerini kavramıştır. Genellikle kitapta tasvir edilen sistemvirgs.gif gezegen kataloglarının hazırlanmasına yardımcı olacak yeni bir yöntem olarak benimsenmiştir.

Erasmus Reinhold (1511-1553) 1524'devirgs.gif yani daha Copernicus'un yapıtı basılmadan öncevirgs.gif Güneş merkezli sistemi yeni bir çağın başlangıcı olarak karşılamış ve hemen bu sistemi temele alan ve Tabulae Prutenica olarak tanınan bir gezegen katalogu hazırlamıştı. Bu katalogvirgs.gif o dönemde kullanılmakta olan Alfons kataloglarına göre daha başarılı sayılsa davirgs.gif umulanı verememişti.

Bazı astronomlar ise Copernicus'tan çok daha ileri gitmişlerdi. Battista Benedetti (1530-1590) gezegenlerin meskun olabileceğini söylüyordu. Giordano Bruno (1548-1600) isevirgs.gif Güneş'in rotasyon hareketi yaptığınıvirgs.gif kutuplarda basık olduğunuvirgs.gif sabit yıldızların birer Güneş olabileceğinivirgs.gif evrenin sonsuz olduğunu ileri sürmüştü; bilindiği gibivirgs.gif sonradan bu görüşlerin çoğu doğrulanacaktı. Ancak Brunovirgs.gif Aristoteles ve Batlamyus kozmolojisine dayanan kilise öğretisine karşı geldiği için dinsizlikle suçlandı ve 1600 yılında bu görüşlerinden ötürü yakıldı. Dini çevreler Copernicus'u hoşgörü ile karşılamıyorlardı. En sert tepkiler Protestanlardan gelmişti; Papa'yı İncil'e sadakat göstermemekle suçluyorlardı. Bunların başında Luther ve Melanchton geliyordu. Böyle bir ortam Copernicus ile İncil'i uzlaştırma çabalarına yol açtı. Bir İspanyol İncil'deki şu cümleye dayanarak Yer'in hareketini kabul etmişti: "Kim Yer'i yerinden oynattı ve bunun etkisiyle sütunlar sarsıldı."

Bruno'nun yakılmış ve Galilei'nin engizisyon tarafından cezalandırılmış olmasının etkisi çok büyük olmuştu. Nitekim Pierre Gassendi kutsal kitapla uyuşmuş olsaydıvirgs.gif Copernicus sistemini tercih edebileceğini söylüyordu.

Copernicus'un yapıtı ve Copernicus sistemini konu alan kitaplarvirgs.gif 1882 yılına kadar kilisenin yasakladığı kitaplar listesinde yer aldı ve bu tarihte Kardinaller Meclisivirgs.gif Katolik çevrelerinde Copernicus'un okutulabileceğini ilan etti.

Yeni sistemin bazı soruların yanıtını verememesivirgs.gif yayılmasını ve gelişmesini engelleyen en önemli etkenlerden biriydi. Bu konudaki tartışmalarvirgs.gif Galilei'nin modern fiziğin temellerini atmasıyla son buldu. Böylece düşünce tarihindevirgs.gif yeni atılımlara sahne olacakvirgs.gif yepyeni bir ufuk açılmış oldu.

Gök Kürelerinin Hareketi'nin 1543 yılında yayımlanması Rönesans'ın en önemli olaylarından biridir. Bunun özellikle astronomideki ve genellikle doğa bilimlerindeki ve tüm insan düşüncesindeki etkileri çok derindir. Her ne kadar bazı noktalarda eskiye bağlı kalmışsa da Kant'ın (1724-1804) belirttiği gibivirgs.gif getirmiş olduğu görüş kökten bir değişikliğin sembolüdür. Bu yüzden bilim tarihi açısından bu yapıt Ortaçağ ile Yeniçağ'ı birbirinden ayıran gerçek bir hudut taşı olarak kabul edilir.

Copernicus'ten önce de Güneş merkezli sistemi ortaya koyanlar olmuştuvirgs.gif ama bunların hiç birisi Copernicus gibi etkili olamamıştır. Copernicus temel prensiplerini ortaya koyduktan sonra yaşamının hemen hemen otuz yılını bunu bir hesaplama sistemi haline getirme çabasıyla geçirmiştir. Sonunda çok eleştirildiği gibi karmaşık da olsavirgs.gif hatta Batlamyus'tan daha başarılı olmasa davirgs.gif Yer merkezli sistemin karşısınavirgs.gif aynı ayrıntılı hesaplama olanağına sahip bir ikinci sistemi koyabilmiştir. Almagest'ten hesaplama tekniğinivirgs.gif gözlem sonuçlarını almasına rağmenvirgs.gif Ortaçağ bilimine en büyük darbeyi indirmişvirgs.gif modern astronomiyevirgs.gif modern fiziğe giden yolu açmışvirgs.gif kuşkusuz Yeniçağ'ın öncüsü adını almaya hak kazanmıştır.

Onun astronomiye zaten var olan merakı giderek bir numaralı ilgi alanı oldu. O araştırmalarını kendi başına ve yardım almadan yaptı. Gökyüzünü kathedralin duvarları içindeki bir kuleden gözlemledi ve bu gözlemleri teleskop’un icadına yüzlerce yıl kala çıplak gözle gerçekleştirdi. 1530’da dünyanın kendi ekseni etrafında günde bir kerevirgs.gif güneşin etrafında yılda bir kere döndüğünü iddia ettiği büyük çalışması De Revolutionibus’u bitirdi. Bu o zamanlar inanılmaz birşeydi. Copernik’e kadarvirgs.gif batı dünyası evrenin gerisinde hiçbirşey olmayan kapalı ve küresel bir yapıda olduğunu iddia ettiği Ptolemiac teorisine inanıyordu.
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
#37
O zamana kadar düşünürlerin hemfikir olduğu Claudius Ptolemy Alexandra’da yaşayan bir Mısırlı’ydı. Potelmy’e göre dünya; sabitvirgs.gif hareketsiz ve evrenin merkezine konumlandırılmış güneş dahil herşey onun etrafında dönmekte idi. Bu insan doğasına çekici gelen bir teoriydi. İnsanın günlük gözlemlerine ve egosuna uygun düşen birşeydi. Copernik teorisini yayımlamakta acele etmedi. Teorinin birkaç astronom arasında incelenerekvirgs.gif kendisine fikir verebileceğini düşündü. Copernik’in çalışmalarıvirgs.gif eğer genç bir adam bu çalışmaları 1939’da incelememiş olsaydı hiçbir zaman basılacak duruma gelemeyebilirdi. 66 yaşındaki bir rahibin yazısını okuyup ilgilenen 25 yaşındaki Alman Profesör George Rheticus ‘du. Copernik’in çalışmalarıyle birkaç hafta ilgilenmeyi tasarladı amavirgs.gifiki yıl boyunca teori üzerine çalıştı ve teoriden çok fazla etkilendi. O zamana kadar Copernik teoriyi yayımlamakta isteksizdi. Kilisenin teorisi hakkında ne söyleyeceği ile çok ilgilenmesede o herşeyin mükemmel olmasını isteyen ve 30 yıl teori hakkında çalışmasına rağmen hiçbir zaman tamamlanmadığını düşünen biriydi. Copernik için gözlemler sürekli tekrar edilmeliydi (İlginç olan dünyanın 300 yılının kaybına yolaçan elyazmaları 19. yüzyıl ortalarında Prag’da bulundu. Bu yazmalar gösterdi ki Copernik teorisini sürekli gözden geçiriyordu. Bu yazmaların hepsi o zamanlar için bilgili kişilerin kullandığı latince ile yazılmıştı.). Copernik 1543’de öldü ve hiçbir zaman çalışmalarının nasıl bir sansasyon yarattığını göremedi. Ortaçağdan kalma filozofik ve dinsel inanışlara karşı geldi. Copernik teorisi insanınvirgs.gif evrenin kendisi için yaratılmadığınıvirgs.gif yalnızca onun bir parçası olduğunu düşünmeye zorladı. Onun çalışmalarının en önemli yanı insanın Cosmos’a bakışını değiştirmiş olmasıdır.

Son dört yüz yılda tanık olduğumuz bilimsel gelişmelerin astronomideki bu devrimle başladığı söylenebilir.

Güneş merkezi sistem yalnızca modern bilimin doğuşuna değilvirgs.gif insanın evren içindeki yerini saptamada yeni ve daha ölçülü bir görüşün ortaya çıkmasının başlangıcıdır aynı zamanda. Copernicus'la birlikte insanvirgs.gif kendini doğanın bir parçası saymaya başladı. Önceki süreçlerle ilgili olarakvirgs.gif Babillerin göksel nesnelerle ilgili gözlemlerivirgs.gif Yunanlıların kuramsal incelemeleri ve 17. yüzyıla gelinceye kadar egemenliğini sürdüren "Batlamyus sistemi"'nin yarattığı birikimvirgs.gif bu devrimi hazırladı denilebilir. Copernicus'un bu buluşunun Rönesans ve sonraki sürece tekabül etmesi bir şanstır aynı zamanda.

Batlumyus'a göre gökyüzüvirgs.gif yıldızların çakılı olduğu dönen bir küre idi. Dünya bu kürenin merkezinde sabit bir yere sahipti. Çevresinde ayvirgs.gif güneş vd. gezegenlerden oluşan bir dizi küre mevcuttu. Tanrısal bir düzen olarak algılanan bu sistemle insanoğluna evrenin merkezinde olma onurunu(!) veriyor idi. - Ne var ki bu sistemvirgs.gif Copernicus açısından son derece karmaşıkvirgs.gif tutarsızvirgs.gif parçaları ayrı yerlerde olan bir heykeli andırıyordu.

Copernicus'un ilk çıkışı astronomiyi basitleştirmek ve tutarlı hale getirmek kaygısıyla olmuştur. Sisteme devrimci özelliğini veren şey ise yer merkezli sistem yerine güneş merkezli sistemi savunması ve Yer'in sıradan bir gezegen olduğunu belirtmesidir. (Evren'in sınırlılığı anlayışı terkedilmemiştir.) Copernicus'a göre Gezegenleri taşıyan göksel kürelervirgs.gif dünyanın değilvirgs.gif güneşin etrafında dönüyordu. Dünya merkezde değildir ve sabit de değildir. Yıllık ve günlük dönüşler sergiler.

Copernicus'un Güneş'e karşı olan mistik hayranlığına Platon'un etkisi çerçevesinde bakılabilir. Katolik Kilisesi'nin önceleri belirgin bir tepkisi görülmez. İlk tepki Protestanlardan gelir:

Bu konuda Luther "Bu budala astronomi bilimini alt üst etme sevdasındadır. Oysa Kutsal Kitapvirgs.gif Arzın değilvirgs.gif güneşin döndüğünü söyler. Bu yeni yetmeye halk kulak verecek. Olacak iş mi?" diyerek yersiz bir tepki ortaya koymaktadır. Katolik Kilisesi'ne karşı amansız bir kavga veren Luthervirgs.gif bunun yerine yine Hristiyanlık içersinde bir yapılanma koymaktadır. dogmaların içinde ancak bilim düşmanlığı yapabiliyor.
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
#38
Conring

Doktor ve bilgin Alman filozofu. 1606'da Norden'de doğupvirgs.gif 1681'de ölmüştür. Yaşamı süresince halkın büyük sevgi ve saygısını kazanmıştır. Gezimciliğe olan düşkünlüğü ile ün kazanmıştır. Çok yazmış olmasına rağmen eserlerinde yeni ve orijinal fikir pek azdır. Sağlık durumunun pek zayıf olmasına rağmenvirgs.gif daha çocukken seçkinliğini göstermişvirgs.gif öğrenimlerini başarılı bir şekilde bitirmiştir. Leid Üniversitesindeki meşhur profesörleri dinlemiş ve yirmi altı yaşında Helmstadt'da doğal felsefeyi okutmuştur.

Bir süre Ost-Fris kraliçesine ve kraliçe Christine'e doktorluk yapmış olmasına rağmen bu kraliçe kendisini yanında alıkoyamamıştır. Daha sonra aynı ilde hukuk profesörü olmuş ve bu sıfatla tanınmıştır.

Geniş bilgisivirgs.gif parlak zekası ve sonsuz çalışmalarıyla kendini ispat etmiş ve insanlara kendini tanıtmışvirgs.gif saygılarını kazanmıştır. Almanya'nın sayılı hukukçularından biri olan Cınring'ten bazı hükümdarlar kamu haklarını pek nazik sorunları için yararlanmıştır.

"De Finibus Imperii" isimli eseri Alman sınırları içerisinde büyük etki yaratmıştır. Zamanını hukuk işlerinde eşsiz sayılan Conring'i XIV.Louis de mükafatlandırmıştır. Henri Meibomvirgs.gif kendisiyle birlikte çalışanlardan biridir. Ovirgs.gif bir çeşit canlı ansiklopediydi.

Conringvirgs.gif 201 eser yazmış ve türlü konular üzerinde çalışmıştır. Bunlarvirgs.gif Goebel tarafından toplanarak altı cilt halinde basılmıştır (Brunswickvirgs.gif 1730). Bunlardan felsefeyi ilgileyen Doğal Felsefeye Giriş'idir. Bu eserde bütün gücüyle Aristo ilkelerine dayanmıştır. Aristo'nun Politikasına yorumlar ekleyerek bastırmıştır kivirgs.gif bunda ilkçağlardanvirgs.gif XVII. yüzyıla kadar gelen siyasal bilimler tarihvirgs.gif de vardır. Uygarsal Felsefe'ye dair de gezimcilik esaslarına dayanan birçok eserler de vardır.

O zamanlarvirgs.gif Mélanchtonvirgs.gif Protestan okullarının öğrenim biçimlerini yenileştirmişvirgs.gif Aristovirgs.gif anlaşılır bir duruma getirilerekvirgs.gif skolastiği kaplayan boş inceliklerden kurtarılmıştır. Conringvirgs.gif bunu iyi anlayanlardan bir oldu. Conringvirgs.gif Aristo'ya olan düşkünlüğünden dolayı Descartçılığa düşman görünür. Descartes'in ölümünden sonra bilevirgs.gif onu çekiştirmek hatasına düşmüştür.

Conringvirgs.gif yetkisine giren konular için hakka saygı göstermekten çekinmemiştir. Harvey'in kan dolaşımına dair deneylerini ve kendi ününü gölgede bırakacak olan Grotius ve Puffendorf'un çalışmalarını hayranlıkla övmesi bunu ispat etmiştir. Kendisivirgs.gif Descartes'le çarpıştığı gibivirgs.gif Hobbes ve Gassendi'yle de savaşmıştır
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
#39
Andrea CESALPINO

İtalyan hekimvirgs.gif filozof ve doğabilimci Andrea Cesalpino 1519 yılında Arezzo'da dünyaya geldi. Pisa Üniversitesi'nde tıp eğitimini tamamladı. Eğitim yıllarında tıp dışında botanik ve felsefe ile ilgilendi. Pisa Üniversitesi'nde eğitim sonrası çalışmalarına devam eden Cesalpino aynı zamanda tıpvirgs.gif felsefe ve botanik dersleri vermeye başladı.

1547 yılında Pisa'da Avrupa'nın ikinci botanik bahçesinin açılmasında büyük katkıları olan Cesalpino buranın direktörlüğüne atandı. Aynı dönemde Pisa Üniversitesi'nde tıp ve botanik profesörlüğü ünvanını kazandı. 1592 yılında Roma'dan Sapienza Üniversitesi'nden teklif alan Cesalpinovirgs.gif Roma'da çalışmaya başladı. Bu görevi sırasında Papa Clement VIII'in özel doktoru oldu. Bu görevivirgs.gif ölüm yılı olan 1603 tarihine kadar sürdü.

Andrea Cesalpinovirgs.gif tıp ve botanik alanlarında yaptığı araştırmalar sonrası toksikoloji bilim dalının oluşmasını sağladı. En ünlü eserivirgs.gif 16 kitaptan oluşan ve 1500 bitki türünün tarif edildiği "De Plantis"dir. Büyük yankılar uyandıran bu eserinde bitkilerin sağlık alanında kullanımları ile ilgili detaylar da bulunmaktadır. William Harvey'den önce kan dolaşımı ile ilgili çalışmalarda da bulunmuştur.
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
#40
Arthur Coleman Danto

Arthur Coleman Danto (1924) Amerikalı sanat eleştirmenivirgs.gif profesör and filozoftur. Günümüz estetik teorisinin önemli isimlerindendir.

Arthur C. Dantovirgs.gif New York'ta Columbia Üniversitesi'nde felsefe dalında emeritus profesördür. İki kez Guggenheim ve ACLS ve Fulbright dahil olmak üzere pek çok ödül ve bursa layık görülmüş Amerikan Felsefe Birliği ve Amerikan Estetik Derneği gibi kuruluşların başkanlığını yapmıştır. Karşılaşmalar ve Yansımalar: Tarihsel Günümüzde Sanat ("Encounters and Reflections: Art in the Historical Present") eseri ile eleştiri alanında National Book Critics Circle ödülünü almıştır.

Dantovirgs.gif özellikle 1984'te yazdığıvirgs.gif Hegel'in sanatın sonu tezinin çağdaş versiyonu olan Sanatın Sonu ("The End of Art") isimli makalesi ve sonradan geliştirdiği Sanatın Sonunun Ardından ("After the End of Art") ile tanınır. Danto'nun tezivirgs.gif artık sanat yapılmadığı veya eskisi kadar iyi yapılmadığı değilvirgs.gif Batı sanatı tarihinde bir dönemin kapandığı ve apayrı başka bir dönemin başladığıdır. Bu görüşe göre daha önce sanat tarihinde ideoloji temsili takip etmişvirgs.gif şimdi ise her şeyin meşru olduğu tarih sonrası bir döneme girilmiştir. Sanat üretiminde izlenilmesi gereken felsefi veya üsluba dair kısıtlamalar kalkmışvirgs.gif sanat tarihi anlatısı sona ermiştir.

İlgi alanları: Düşüncevirgs.gif Duyguvirgs.gif Sanat felsefesivirgs.gif Temsil teorisivirgs.gif Felsefi Psikolojivirgs.gif Hegel Estetiğivirgs.gif ve filozoflardan Maurice Merleau-Ponty and Arthur Schopenhauer.
Ara
Cevapla


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi
  Tarih: 11-24-2024, 03:19 PM