:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Düşünce Dünyasının AbideLeri.. (alfabetik Sırayla)
PesmisT GirL
Seneca:


Milattan önce 5 ve Milattan sonra 65 yılları arasında yaşamış ünlü Romalı düşünür. Stoacı ahlak görüşüyle tanınan Senecavirgs.gif ahlakının temeline doğaya uygun yaşama ilkesiylevirgs.gif bir bilge idealini yerleştirmiştir. Zamanın toplumunu bir vahşi hayvanlar topluluğu olarak gören Senecavirgs.gif bilge kişisinivirgs.gif kendi kendine yetenvirgs.gif hazza olduğu kadar eleme karşi da duygusuzvirgs.gif korku bilmezvirgs.gif evrenin gerçek efendisivirgs.gif erdemi özgür iradesinin sonucu olan ve ölümden korkmayan kişi olarak tanımlamıştır. Başka bir deyişlevirgs.gif her ne kadar Stoacı maddeciliği benimsemiş olsa davirgs.gif Tanrı'nın aşkın olduğunu öne süren Senecavirgs.gif pratik felsefeyi öne çikarmis ve gerçek erdemle değerinvirgs.gif dışarıda değil devirgs.gif insanın içinde olduğunu belirtmiştir. Harici iyiler ve zenginliklervirgs.gif insana mutluluk sağlamazlar.
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
SOKRATES:


M.Ö. 469-399 yılları arasında yaşamış olan ünlü Yunanlı düşünür. Platon'un hocası olan Sokratesvirgs.gif yazılı hiçbir şey bırakmamışvirgs.gif tüm zamanını özellikle gençlerle felsefe tartışarak geçirmiştir. Görüşlerivirgs.gif tartışmaları yeni iktidarın temsilcileri tarafından beğenilmeyen Sokratesvirgs.gif 'yeni tanrılar icat ettiğivirgs.gif görüş ve tartışmalarıylavirgs.gif gençleri baştan çıkardığı' gerekçesiyle ölüme mahkum edilmiştir. Sokrates'in felsefedeki ve felsefe tarihindeki önemivirgs.gif onun bilinçli ve ahlaki kişiliğin bulunduğu yer olarak ruh kavramını bulmuş olmasından kaynaklanır; felsefenin merkezine insanı geçirenvirgs.gif insanın kendisiylevirgs.gif evrenle ve toplumla olan ilişkisinin ne olduğunu ve ne olması gerektiğini araştıranvirgs.gif insan yaşamının kişiselvirgs.gif toplumsal ve ahlaki boyutunu ön plana çıkaran Sokratesvirgs.gif insanlara özsel bileşenlerinin ruh olduğunuvirgs.gif onların ruhlarına özen göstermeleri gerektiğini anlatmaya çalışmışvirgs.gif bu düşüncesini ifade etmekvirgs.gif onu eylemleriyle somutlaştırmak için devirgs.gif yaz kış çıplak ayakla ve ince bir entariyle dolaşmıştır. Fiziği itibariyle çirkin biri olan Sokratesvirgs.gif insanların yüzlerini ve fiziki yapılarını değiştiremeyeceklerinivirgs.gif fakat ruhlarını ve karakterlerini değiştirip geliştirebileceklerini belirtmiştir. Buna görevirgs.gif Sokratesvirgs.gif felsefesinde her şeyden öncevirgs.gif insanın doğasıvirgs.gif ihtiyaçlarıvirgs.gif amaçları ve değerleri üzerinde durmuşvirgs.gif neyin onu tamamlayacağını araştırmıştır. Ovirgs.gif aynı çerçeve içindevirgs.gif dilin doğasıyla ilgilenmiş ve düşünmevirgs.gif anlamvirgs.gif mantık ve tanım konusunu ele almıştır. Yaşadığı dönemde yoğun bir kavram kargaşasının hüküm sürdüğünüvirgs.gif bunun ahlak alanını da kapsadığını düşünen Sokratesvirgs.gif bilgeliğinvirgs.gif adaletinvirgs.gif cesaretinvirgs.gif v.b. anlamının ne olduğu bilinmedikçevirgs.gif bilgecevirgs.gif adil ya da cesurca eylemekten söz edilemeyeceğini iddia etmiştir. Çünkü aynı sözcükleri ya da kavramları kullanan insanlarvirgs.gif bu sözcük ya da kavramlarla farklı şeyleri kastediyorlarsa eğervirgs.gif Sokrates'e görevirgs.gif buvirgs.gif insanların anlaştıklarını sanarak anlaşmadan konuştukları anlamına gelir ve sonuçvirgs.gif kargaşadan başka hiçbir şey olmaz. Kargaşavirgs.gif Sokrates'e görevirgs.gif hem entelektüel ve hem de ahlaki yönden olur. Ona görevirgs.gif entelektüel olarak sözcük ve kavramlarıvirgs.gif sizin kullandığınız anlamdan farklı bir anlamda kullanan biriyle tartışarakvirgs.gif bir kavga dışındavirgs.gif hiçbir yere varamazsanız ve ahlaki olarak davirgs.gif söz konusu sözcükler ahlaki fikirlere karşılık geldiği zamanvirgs.gif sonuç bir anarşiden başka bir şey olmaz. Sokrates işte bu kargaşayı sona erdirmekvirgs.gif insanlara ahlaki gelişmelerinde yol göstermek içinvirgs.gif bir tartışma ve öğretim yöntemiylevirgs.gif bir tanım yöntemi geliştirmiş ve tartışmalarıylavirgs.gif evrensel değerlerin özünü ve gerçek anlamını ortaya koymaya çalışmıştır.
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
THALES:


Batı Felsefesinin ilk filozofu. M.Ö. 6. Yüzyılın ilk yarısında yaşamış olan Thales'tevirgs.gif felsefe bakımından önem taşiyan hususvirgs.gif onun 'Neyin var olduğu'virgs.gif 'Neyin gerçek olduğu' ya da 'Neyin gerçekten var olduğu' sorusu üzerinde düşünmüş olmasından kaynaklanır. O doğada var olan şeylerin tüketici bir listesini yapmayı amaçlamamışvirgs.gif fakat şeylerin varlığa gelmeleri ve daha sonra da yok olup gitmeleri olgusundan etkilenmiştir. 'Neyin var olduğu' sorusunu yanıtlamanın en önemli yoluvirgs.gif onun gözünde birlik ile çokluk ya da görünüş ile gerçeklik arasındaki ilişkiyi doyurucu bir biçimde ifade edebilmekten geçmiştir. Ovirgs.gif buna görevirgs.gif gözle görünen bireysel varlıkların ve değişmelerin oluşturduğu kaosunvirgs.gif çoklugun gerisinde akılla anlaşilabilirvirgs.gif kalıcı ve sürekli bir gerçekliğin var olduğuna inanmıştır. Thalesvirgs.gif çoklugun kendisinden türediğivirgs.gif çoklugun gerisindeki bu birliğin 'su' olduğunu öne sürmüştür. Kendisinden önceki felsefenin bir anlamda tarihini yazmış olan Yunan filozofu Aristotelesvirgs.gif Thales'i bu sonucavirgs.gif herşeyin sıvı bir varlıktan beslendiğivirgs.gif sıcağın da sudan türeyipvirgs.gif suyla beslendiğivirgs.gif herşeyin tohumunun nemli bir yapıda olduğu gözleminin götürdüğünü belirtir. Yinevirgs.gif Thales'in Akdeniz'i aşarakvirgs.gif Mısır'a yapmış olduğu seyahatlervirgs.gif suyun insan yaşamı üzerindeki önemi ve değerini ona göstermiş olabilir. Thales'i arkhenin su olduğu sonucuna götüren nedenler ne olursa olsunvirgs.gif onu felsefe tarihinde ilk filozof olarak önemli kılan şeyvirgs.gif verdiği yanıttan çokvirgs.gif sorduğu sorudur. Buna görevirgs.gif o varlığın ya da dünyanın nihai ve en yüksek doğasının ne olduğu sorusunu sormuş olduğu için önemlidir.
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
Tertullian

(Tahminen 155 - 220) Hıristiyan kilisesivirgs.gif Gnosis'in tam karşıtı olarakvirgs.gif dogmayı her zaman bilgiden üstün saymıştır. Ancak bu konuda da kilise çerçevesinde çeşitli eğilimler; felsefeye dost olanvirgs.gif felsefeye düşman olan akımlar vardır. Felsefeye karşı olumlu bir tutum alanlara düşman olanlardan birisi de Tertullian'dır.

Ona göre dogmalarıvirgs.gif içeriği ne olursa olsunvirgs.gif yalnızca "iman" ile benimsemek gerektir. Biz dogmayı yorumlamakvirgs.gif ona göre bir anlam vermek hakkına sahip değiliz. O kadar ki Tertullian daha da ileri giderekvirgs.gif dogmanın akıla tümüyle "aykırı" olabileceğini de savunur.

Söz gelişi Hıristiyanlıktaki Allah'ın insan biçimine girdiği ve bir insan olarak acı çektiği dogmasıvirgs.gif akla tümüyle aykırı olan bir düşüncevirgs.gif bir paradokstur. Buna rağmen dogmalara inanmak gerekirvirgs.gif çünkü dogmalar aklı alçak gönüllü olmaya zorlar. Böylece Tertullianvirgs.gif dogmaların felsefî yorumunu tümüyle reddeder.

Ona göre dinî inanç ile felsefî bilgi birbirinin karşıtıdır. "İmkânsız olduğu için inanıyorum"virgs.gif yani inandığım şeyevirgs.gif akıla karşı olduğu için inanırım sözüvirgs.gif doğrudan doğruya Tertullian tarafından söylenmemişse bilevirgs.gif onun anlayışını çok güzel açıklar. Ancak tüm bu anlayışlar Tertullian'ınvirgs.gif aynı zamandavirgs.gif Antik felsefenin de etkisi altında kalmasına engel değildir. Nitekim Tertullian'ın Stoa'nın etkisiyle yazılmış olan ruh ile ilgili bir kitabı vardır. Tertullianvirgs.gif imanı bilgiden "üstün" tutan bir düşünce akımına önderlik etmiştir.
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
Thrasyllos

Miladın I. yılında yetişmiş olan Eflatunculardandır. Mısır'daki Myndes kasabasında doğmuştur. Matematik ve astrolojiyi felsefeye karıştırmış ve gelecek hakkında bilgi edinmek isteyen İmparator Tiberiusvirgs.gif onun kahinliğinden yararlanmıştır.Thrasyllosvirgs.gif bu imparator üzerindeki nufuzunuvirgs.gif onu daima iyiliğe yöneltmekte kullandı; fakat bu nüfuz uzun süre sürmemiş ve kendisi imparator tarafından idam ettirilmiştir.

Thrasyllosvirgs.gif Plotinos'un pek saygı gösterdiği bir çok eserler yazmışsa davirgs.gif bunlar kaybolmuştur. Ondan kalan tek şeyvirgs.gif Eflatun'un diyaloğlarını üçlüklü bölümlere ayırarak sınıflamış olmasıdır. Diogéne Laércevirgs.gif Demokrit'ten söz ederkenvirgs.gif Thrasyllos'un şu sözlerini nakleder: "Eğer Anterastlarvirgs.gif Eflatun'un olduğu doğru isevirgs.gif demokrit kendisini tanıtmadan gelipvirgs.gif filozof atlete benzervirgs.gif iddiasında olan Sokrat'la felsefeye dair tartımalara girişen Öopid ve Anaxagor'un öğrencisidir" ve Demokrit'in Fisagorculara da öğrencilik yapmış olduğunuvirgs.gif bu filozofa dair diğer bilgileri "Demokrit'in Kitaplarını Okumaya Giriş" adlı eserinden aldığını kaydeder.

Diogéne Laércevirgs.gif Eflatun'un diyaloglarırı hakkında yazdıklarını da Thrasyllos'tan nakleder. Vorlander devirgs.gif bu filozof hakkındavirgs.gif Eflatun'dan söz ederkenvirgs.gif "İmparator Tiberius'ün döneminde yaşamış olan Yeni Fisagorcu Thrasyllos tarafından dörder eseri kapsayan dokuz dergi halinde düzenlenmiştir" der. Thrasyllos Eflatun ve Demokrit hakkında esaslı bilgiler veren eski bir felsefe tarihçisidir.
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
TİMON:


(İ.Ö. 320 - İ.Ö. 230)

Pirrhon’un ardılı Timonvirgs.gif bununla birlikte grek mantığının görüş noktasındanvirgs.gif karşılık vermenin çok güç olduğu ve zekayla ilgili kimi kanıtlar ileri sürdü. Grekler yönünden tek kabul edilmiş mantıkvirgs.gif tümdengelimseldi. Bütün tümdengelimse Eukleides gibivirgs.gif apaçık sayılan genel ilkelerden başlamak zorunda idi. Timon bu tür ilkeler bulma olanağını kabul etmeli. Böylece her şey başka bir şeyin yardımıyla belgelenebilecek. Ve bütün kanıt ya dönel (circular)virgs.gif ya da bir hiçten sarkan bitimsiz bir zincir olacaktır. Her iki durumda da hiçbir şey saptanamaz.

Görebildiğimiz denlivirgs.gif bu kanıtvirgs.gif orta-çağlara egemen olan Aristoteles felsefesini kökünden koparmıştır. Günümüzde bütünüyle kuşkucu olmayan kişilerce savunulan kimi kuşkuculuk biçimlerinivirgs.gif eski çağın kuşkucuları görememişlerdi. Onlarvirgs.gif görüntülerden kuşkulanmamışlar ya da kendi kanılarıncavirgs.gif yalnızca görüntülerle ilgili dolaysız bilgimizi dile getiren önermeleri kuşkulu bulmamışlardır. Timon’nun yapıtlarından çoğu yok olmuştur. Elimizde bulunan iki parça bu noktayı açıklayacaktır. Bunlardan biri “görüntünün tümüyle geçerli” olduğunu söylervirgs.gif öbüründeyse şunlar okunmaktadır:

“bal tatlıdır” dememvirgs.gif “bal tatlı görünür”. “balın tatlı olduğunu ileri sürmeyi hayırlıyorum. Onun tatlı göründüğünü bütünüyle evetlerim” derim.
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
Hesiod

(M. Ö. VIII. yüzyıl) Hesiod'a göre insanlar altın döneminde basit ve tekdüze bir yaşam sürdülervirgs.gif fakat buna rağmen çok mutluydular. Bu mutluluk döneminde henüz çelişme ve savaş yoktu. İnsanların başkalarına baskısı da söz konusu değildi. Bu dönemvirgs.gif insanlar arasında tam bir sessizliğin hüküm sürdüğüvirgs.gif doğa nimetlerinden rahatlıkla yararlanıldığı altın bir dönemdir. Hesiod'a görevirgs.gif bu başlangıç dönemivirgs.gif tam anlamıyla bir barış ve huzur dönemidir.

Demokrit ise bu ilk dönemin bir sıkıntı ve çaresizlik dönemi olduğuna inanır. Hesiod'a görevirgs.gif insanın en tehlikeli buluşu ve icadı olan paravirgs.gif yani servetin ortaya çıkmasıvirgs.gif insanların güçlü-güçsüz diye iki sınıfa ayrılmasına neden olmuştur. Altın dönem sona ermişvirgs.gif demir dönemi yani çekişme ve kavga dönemi başlamıştır.

Bundan sonra insanlar arasında paravirgs.gif servetvirgs.gif güç uğruna bir çekişme başlamıştır. Böylece adaletin bulunmadığıvirgs.gif bir baskıvirgs.gif bir zorlama dönemi yaşanır oldu. Fakat zamanla insanda ilk duruma geri dönmevirgs.gif o mutlu dönemi yeniden yaşama isteği doğdu. İnsanlıkvirgs.gif şimdi yaşadığı kötü koşullardan kurtularak ilk mutlu döneme dönebilme tutkusunu sürekli içinde taşıdı.

Hesiod'un bu görüşüvirgs.gif Demokrit'in gelişme görüşü ile çatışır. Demokrit'e göre insanlık tarihivirgs.gif sürekli bir gelişimdir. İnsanvirgs.gif tarihinin akışı içindevirgs.gif başlangıçtaki hayvan yaşamından sürekli uzaklaşarak daha iyi bir yaşama kavuşmuştur.

Hesiod'a göre ise bu tarihvirgs.gif sürekli bir dönüşün hareketidir. Yani tarihvirgs.gif altın dönemden başlayarak demir döneminden geçtikten sonra yeniden altın dönemine dönen bir yol izler. Empedokles bu altın dönemi pek parlakvirgs.gif pek hayalci bir biçimde canlandırır: Bu dönemde insanlarla hayvanlar arasında bile düşmanlık yoktuvirgs.gif doğa canlılara nimetlerini bol bol sunuyordu.

Tarihin akışıyla ilgili birbiriyle çatışan bu iki görüşevirgs.gif felsefe tarihinin akışı içinde sık sık rastlayacağız. Bunu doğrulamak için büyük bir sıçrama yaparak XVIII. yüzyıla bir göz atalım.
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
Aquinolu Thomas


(1225 - 1274)


Napoli krallığının soylu ailelerinden birinin oğluydu. Derebeyi yaşamını değilvirgs.gif okumayı ve araştırmayı tercih etti. Dominiken tarikatına girdi. Tarikata girmesine karşı olan babası tarafından Paris’e giderken yakalanıpvirgs.gif şatosunda tutsak edildi. İki yıl sonra kaçmayı başardı. Büyük Albert’in öğrencisi olan Thomasvirgs.gif Skolastik felsefenin en büyük düşünürüydü. Öğretisi önemli ölçüde Aristoteles’in ¤¤¤¤fiziğine dayanıyordu. Ortaçağ’da Hıristiyan felsefesinin doruğu olan bu öğretivirgs.gif daha sonra Katolik kilisesinin resmi felsefesi haline geldi. Skolastiğin ilk dönem anlayışında inanılan ile bilinenvirgs.gif birbirine denk ve birbiriyle örtüşüyordu. Thomas’a göre dini doğrular ile akıl iki ayrı bilgi kaynağıdır. Bize başka başka şeyler öğretirler. Bilmek tanıtlamak demektir. İnanmak ise açıklamayı olduğu gibi doğru saymaktır. Ona göre bilgi insanavirgs.gif en yüksek ışığı anlaması için ön koşullar sağlar. Thomas bilginin çıkış noktasının deney olduğunu düşünür. Duyusal bilgilerimizi genel kavramlar haline getirebildiğimiz için mantığımızla işlememiz gerekir. Kavramlarvirgs.gif nesnelerin özlerini bize verirler. Direkt olarak her şeyi kavrayan bir bilgi formu insanoğluna kapalıdır. Bir objeyi ancak özünü ve özünün etkilerini kavramlaştırarak bilebiliriz. Objenin düşüncemizdeki yansısı gerçeğe uyuyorsa bilgimiz doğrudur. Bu soyutlama işleminin bizi vardıracağı en yüksek kavram ‘varlık’tır.

Thomas tümel kavramların nesnenin özünde olduğunu düşünür. Bu kavramlarvirgs.gif nesneyi nesne yapan zorunlu belirlemelerdir. Her olup biten nesnedeki özsel formların açılması ve evrimidir. Formlarvirgs.gif tıpkı bir tohum gibi maddede gizli bir güç olarak bulunurlar. Dünyada her olup biten belli bir ereğe göre belirlenmiştir. Oluşu başlatan davirgs.gif oluşun ereği de Tanrı’dır. Thomasvirgs.gif evreni varlık aşamalarına böler: Cansız cisimlervirgs.gif bitkilervirgs.gif hayvanlarvirgs.gif insanlarvirgs.gif melekler ve en yüksek basamakta da Tanrı yer alır. Varlık aşamaları gelişen hayatın basamaklarıdır. Ahlak öğretisindevirgs.gif istenç özgürlüğü her türlü ahlakın ön koşuludur. Ancak özgür olanvirgs.gif akla dayanan düşüncelerden doğan eylemler iyidir. Aristoteles gibi Thomas’da da insan toplumsal bir varlıktır. Devlet doğal bir zorunlulukturvirgs.gif başındakiler bir itaat bir örnektir.
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
Andreas VESALIUS (1514-1564)

Belçikalı anatomist Andreas VESALIUSvirgs.gif 1514 yılında Brüksel'de dünyaya geldi. Tıp kökenli bir ailede büyüyen Vesaliusvirgs.gif çocukluk dönemini medikal kitaplar okuyarak geçirdi. Babası İmparator Maximillian'ın başeczacısı idi.

1528-1533 yılları arasında Louvain Üniversitesi'nde san'at eğitimi alan Vesaliusvirgs.gif 1533 yılında Fransa'ya giderek Paris Üniversitesi'nde tıp eğirimine başladı.

Fransa'da savaş çıkması üzerine 1536 yılında Padua Üniversitesi'nde tıpğ eğitimine devam eden Vesalius aynı yıl tıp doktoru diploması aldı.

Vesaliusvirgs.gif Padua Üniversitesi'nde anatomi dis¤¤¤¤iyon çalışmaları sırasında cerrahi ve anatomi dersleri vermeye başladı. Dis¤¤¤¤iyon çalışmaları sırasında detaylı notlar alan ve çizimler yapan Vesaliusvirgs.gif 1543 yılında tıp tarihinin en önenmli eserlerinden biri olan "De Humani Corporis Fabrica Libri Septem" isimli kitabını yayınladı. Tıp tarihinde ilk anatomi eseri olarak kabul edilen 663 sayfalık kitabında Vesaliusvirgs.gif Galedn'in anatomi ile ilgili teorilerinin yanlışlığını ortaya koydu. Dönemin ünlü san'atçılarından Titian ile birlikte çalışılarak hazırlanan 277 adet anatomi çiziminde özellikle iskelet-kas ve sinir sistemi ile ilgili ince detaylar yer almaktadır. Bu ünlü eser tamamlandığında Vesalius yalnızca 29 yaşında idi.

1543 yılında üniversiteden ayrılan Vesaliusvirgs.gif ölüm tarihi olan 1564 yılına kadar imparatorluk ailesinin doktorluk görevini sürdürmüştür.
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
KIBRISLI ZENON:


M.Ö. 335-263 yılları arasında yaşamış olanvirgs.gif Stoa Okulunun kurucusuvirgs.gif Yunanlı filozof. Akademi'de Krates'in nezaretinde felsefeyle meşgul olan Zenonvirgs.gif Stoalılar tarafından benimsenen temel ilkeleri belirlemiştir. Ona görevirgs.gif gerçek olan herşey maddidir. Fakat evrenvirgs.gif pasif bir maddeden oluşmamıştır. Değişen bir yapısı olan düzenli bütün olan evrendeki pasif maddeden başkavirgs.gif doğadaki düzenleyicivirgs.gif aktif ögeyi temsil eden bir güç daha vardır. Bu aktif güçvirgs.gif maddeden farklı değildirvirgs.gif ancak maddenin değişik bir görünümüdür. Ovirgs.gif hava akıntısı ya da nefes gibivirgs.gif sürekli olarak hareket eden ince bir şeydir. Zenon bu gücün ateş olduğunu söyler; ona görevirgs.gif bu ateş var olan herşeye yayılır. Bu maddi ateşin en temel özelligi akıldır. Bu ateşvirgs.gif evrendeki en yüksek varlık türüdür. Zenon'a görevirgs.gif Tanrı herşeydir. Yanivirgs.gif Tanrı bireyleri birbirleriyle birleştiren ateş ya da sıcak nefestir. Ovirgs.gif doğanın içindeki akıl ya da rasyonel güçtür. Tanrı'nın ateş ya da rasyonel bir güç olduğunu söylemekvirgs.gif doğaya aklın ve akıl ilkesinin egemen olduğunu söylemekten başka bir şey değildir. Maddevirgs.gif kendisinde bulunan bu akıl ilkesine göre davranır. Maddenin bu ilkeye göre olan sürekli eylemivirgs.gif Zenon'a görevirgs.gif bizim doğa yasası dediğimiz şeyi meydana getirir. Zenonvirgs.gif bilgi anlayışındavirgs.gif sözcüklerin düşünceleri ifade ettiğinivirgs.gif düşüncelerin isevirgs.gif bir nesnenin zihin üzerindeki etkisi sonucu ortaya çiktigini söyler. Zihinvirgs.gif doğuştan boş bir levhadır ve düşünce dağarcığını dış dünyadaki nesnelerden etki aldıkça doldurur. Bu nesnelervirgs.gif duyuların oluşturduğu kanallardan geçerekvirgs.gif zihinde izlenimler meydana getirirler. Aynı nesnelerle tekrarlanan çok sayıda ilişkivirgs.gif izlenimleri çogaltirvirgs.gif belleğimizi geliştirir. Buvirgs.gif bize önümüzde duran nesnenin ötesine geçerekvirgs.gif genel kavramlara ulaşma olanağı sağlar. Zenon'a görevirgs.gif bir şeyin doğru ya da iyi olduğu şeklindeki bir yargı izlenimlerimizin bir ürünüdür. Zenonvirgs.gif insan ve ahlak anlayışındavirgs.gif dünyanın bir parçası olan insanın da aynı şekilde maddi bir varlık olduğunu ve tanrısal ateşten pay aldığını söyler. İnsandaki bu ateşvirgs.gif onun tüm vücuduna nüfuz eder ve insana hareket etme ve dış dünyadan duyumlar alma olanağı verir. Yanivirgs.gif Zenon'a görevirgs.gif insandaki bu ateşvirgs.gif onun ruhunu meydana getirir. Ovirgs.gif insan ruhunun en iyi ifadesini akılda ve akıllılıkta bulduğunu savunur. İnsan için akıllılık isevirgs.gif onun kendisinin de bir parçası olduğu yetkin doğa düzenini anlayıp bilmesi anlamına gelir. Zenon'un ahlakıvirgs.gif işte bu doğa ve insan anlayışına uygun olarakvirgs.gif bir yandan akla ve bilgiyevirgs.gif bir yandan da doğal düzene boyun eğmeye dayanır.
Ara
Cevapla


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 5 Ziyaretçi
  Tarih: 11-24-2024, 05:52 AM