Bir zamanlar bir adam...
başlangıcında evvelin
yada âhirin...
keşfedilmemişken hiç bir keşif
aşk'ı buldu kendinde
yoktan vâr edildi yüreği
vardı yada önceleri belki
(yok edilmişti belkide vâr edilmeden önce)
iyiyle kötü kadar karışık
inkâr kadar gizli
ağlamak gibi çaresizdi
istemiş olmak için bir şey istedi Tanrı'dan
Tanrı istemedi bunu...
bi şarkı söyledi kendine
avuntular senfonisi ve çirkin cılız sesiyle...
dinleyeni yoktu ama, cesareti buldu kendinde
alkış almadı hiç bir zaman...
gözlerini kanatıp tenine batırdı
yalnızlığının pas tutmuş kör bıçağını
meraklı meraklılar toplandı etrafına
biri çirkinliğine baktı cesedin
biri çözmeye çalıştı olayı...
hüzün icâd edilmemişti henüz ama
sevinmek her yerde serbestti
ve gülmek
ilk kez o kadar çirkindi...
kalanlar sağ'olsun dedi yinede
kalanlar sağ'olsun...
abes'liğini keşfetmişti hayâtın...
başlangıcında evvelin
yada âhirin...
keşfedilmemişken hiç bir keşif
aşk'ı buldu kendinde
yoktan vâr edildi yüreği
vardı yada önceleri belki
(yok edilmişti belkide vâr edilmeden önce)
iyiyle kötü kadar karışık
inkâr kadar gizli
ağlamak gibi çaresizdi
istemiş olmak için bir şey istedi Tanrı'dan
Tanrı istemedi bunu...
bi şarkı söyledi kendine
avuntular senfonisi ve çirkin cılız sesiyle...
dinleyeni yoktu ama, cesareti buldu kendinde
alkış almadı hiç bir zaman...
gözlerini kanatıp tenine batırdı
yalnızlığının pas tutmuş kör bıçağını
meraklı meraklılar toplandı etrafına
biri çirkinliğine baktı cesedin
biri çözmeye çalıştı olayı...
hüzün icâd edilmemişti henüz ama
sevinmek her yerde serbestti
ve gülmek
ilk kez o kadar çirkindi...
kalanlar sağ'olsun dedi yinede
kalanlar sağ'olsun...
abes'liğini keşfetmişti hayâtın...