..üstat beni müsait bir şiirde indir...
bugün bir şiir bile uğramadı yanıma
sana uğradı mı bilmiyorum
pencere kenarında yağmuru seyrettik yalnızlığımla
balkona astığımız düşlerimizi içeri aldıktan sonra
kimsenin öğretmediği bir şeyi öğretmeni dilerdim../..ayrılırken
ama sen herkesin öğrettiğini yineledin
şimdi aşk../..inançlarını yitiren bir ayyaştır köprü altlarımda
deniz kabuklarından bir mumluk yapmıştım sana
vermeye zamanım olmadı
şimdilerde içinde yakıyorum
sesini duyuramayan kelimelerimin yorgunluğunu
biliyor musun../..bilmem
sen cümlelerimin 1. Kordonuydun
..susmaya gidiyorum.../..birazdan dönerim..
acil servis gibi yetiştim bütün kanamalı sevdalarıma
yanlarına gittiğimde
odaları boştu../..çarşafları temiz
bir küçük not bile yoktu../..”kurtardığınız için teşekkür ederiz”
bu yüzden emekliliğimi istedim yorgun aşkların baş hekiminden
tazminatım suskunluk
beni ait olmadığım şehirlerde aramayın
adresimin caddesi../..burukluk
..teri soğumamış bir ayrılıkla içilen özlem ateş yapar..
dün gibi hatırlıyorum ayrıldığımız günü
24 ocak../..kış../..kıyamet../..felaket
sanki herkes beni görmek için toplanmıştı şehir meydanında
parmaklarıyla gösteriyorlardı../..“işte bu kadın terk edildi” naralarıyla
bu günlerde../.dalgasını geçebiliyorum vedaların
o günlerde../..serum kokularına bulaşmıştı bütün kılcal damarlarım
gerçekte kim olduğunu çok düşündüm
özleminin yer yer sağanak yağışlı olduğu zamanlarda
galiba artık biliyorum
sen../..büyümeye zamanı olmayan çocukların
dar zamanlarda attığı içten bir kahkahasın
beni beklemeye gidiyordun.../..galiba yolu şaşırdın
...bu şiire girmek hüzünlü ve yaşlıdır..
biraz önce gözlerimden düştün
seni ıslattığım için üzgünüm
yanaklarımda kurumanı istemezdim
dudaklarıma almışken ıslaklığını
sen../..gözlerim../..ve katre
sana yaşatmak istediğim çok şey vardı
aşk’da kısa çubuğu ben çektim...
...kırgınlıklarımı kaybettim hükümsüzdür...
sabaha karşı gittiğin için bağışladım seni
sen de kendini bağışladın mı../.. bilmiyorum
zor oldu indirmek resimlerini duvarlardan
ki.../..tozlanma diye albümlerde yaşatmadım seni
seni../..bir “anı” olsun diye sevmedim
...ve hiç aldatmadım../..kirpiklerimle bile
çok önceleri sorduğum bir soruydu
“şiir bir aşk’ı kurtarabilir mi?” diye
yirmi dokuzuma iki adım varken gülümsüyorum da
şiir bir aşk’ın ancak bekçisi olabilir
...bu şiirde U dönüşü yapılmaz...
illegaldir bütün terk edişler
ölümlerde dahil...
...kızım bahara aldanma üstüne yine de bir şiir al sen..
mayıs’ın çocuklarıyız ikimizde
belki de bu yüzden acele ettik ayrılmak için
tenlerimizin ateşi bizi kavurmasın diye..
biliyorsun../..çok erken aldım hediyemi senden
seninkini vermek içinse çok geç
doğum günün kutlu olsun../..unutmadı giritlalesi
mumlarını söndürdüm../..yüzümde gönderdiğim dileklerin gölgesi
...aşk dersem çık ayrılık dersem çıkma...
dedim../..çıkmadın
aşk bitti...
bugün bir şiir bile uğramadı yanıma
sana uğradı mı bilmiyorum
pencere kenarında yağmuru seyrettik yalnızlığımla
balkona astığımız düşlerimizi içeri aldıktan sonra
kimsenin öğretmediği bir şeyi öğretmeni dilerdim../..ayrılırken
ama sen herkesin öğrettiğini yineledin
şimdi aşk../..inançlarını yitiren bir ayyaştır köprü altlarımda
deniz kabuklarından bir mumluk yapmıştım sana
vermeye zamanım olmadı
şimdilerde içinde yakıyorum
sesini duyuramayan kelimelerimin yorgunluğunu
biliyor musun../..bilmem
sen cümlelerimin 1. Kordonuydun
..susmaya gidiyorum.../..birazdan dönerim..
acil servis gibi yetiştim bütün kanamalı sevdalarıma
yanlarına gittiğimde
odaları boştu../..çarşafları temiz
bir küçük not bile yoktu../..”kurtardığınız için teşekkür ederiz”
bu yüzden emekliliğimi istedim yorgun aşkların baş hekiminden
tazminatım suskunluk
beni ait olmadığım şehirlerde aramayın
adresimin caddesi../..burukluk
..teri soğumamış bir ayrılıkla içilen özlem ateş yapar..
dün gibi hatırlıyorum ayrıldığımız günü
24 ocak../..kış../..kıyamet../..felaket
sanki herkes beni görmek için toplanmıştı şehir meydanında
parmaklarıyla gösteriyorlardı../..“işte bu kadın terk edildi” naralarıyla
bu günlerde../.dalgasını geçebiliyorum vedaların
o günlerde../..serum kokularına bulaşmıştı bütün kılcal damarlarım
gerçekte kim olduğunu çok düşündüm
özleminin yer yer sağanak yağışlı olduğu zamanlarda
galiba artık biliyorum
sen../..büyümeye zamanı olmayan çocukların
dar zamanlarda attığı içten bir kahkahasın
beni beklemeye gidiyordun.../..galiba yolu şaşırdın
...bu şiire girmek hüzünlü ve yaşlıdır..
biraz önce gözlerimden düştün
seni ıslattığım için üzgünüm
yanaklarımda kurumanı istemezdim
dudaklarıma almışken ıslaklığını
sen../..gözlerim../..ve katre
sana yaşatmak istediğim çok şey vardı
aşk’da kısa çubuğu ben çektim...
...kırgınlıklarımı kaybettim hükümsüzdür...
sabaha karşı gittiğin için bağışladım seni
sen de kendini bağışladın mı../.. bilmiyorum
zor oldu indirmek resimlerini duvarlardan
ki.../..tozlanma diye albümlerde yaşatmadım seni
seni../..bir “anı” olsun diye sevmedim
...ve hiç aldatmadım../..kirpiklerimle bile
çok önceleri sorduğum bir soruydu
“şiir bir aşk’ı kurtarabilir mi?” diye
yirmi dokuzuma iki adım varken gülümsüyorum da
şiir bir aşk’ın ancak bekçisi olabilir
...bu şiirde U dönüşü yapılmaz...
illegaldir bütün terk edişler
ölümlerde dahil...
...kızım bahara aldanma üstüne yine de bir şiir al sen..
mayıs’ın çocuklarıyız ikimizde
belki de bu yüzden acele ettik ayrılmak için
tenlerimizin ateşi bizi kavurmasın diye..
biliyorsun../..çok erken aldım hediyemi senden
seninkini vermek içinse çok geç
doğum günün kutlu olsun../..unutmadı giritlalesi
mumlarını söndürdüm../..yüzümde gönderdiğim dileklerin gölgesi
...aşk dersem çık ayrılık dersem çıkma...
dedim../..çıkmadın
aşk bitti...