Haykırdım “seni seviyorum… Beni sensiz bırakma” diye
Düşünüyorum düşünemiyorum.
Amansız bir işkenceye dönüyor yokluklar.
Kapı önü nöbetlerinde iki büklüm acılara teslimken…
Kapama gözlerini korkuyorum.
Ve simdi susmak istiyorum çünkü içim acıyor.
Sade içim de değil ruhumda acıyor.
Durmadan düşüyorum geçmişin karanlıklarında...
Usul usul dolaşıyorum düştüğüm duvarların gerisinde…
İzi duran yaralarımdan biriktirdiğim acı günler…
Çok oldu ben büyüyeli ve bu arada sen gideli…
Yeni yeni anlıyorum Gittiğini…
Yokluğunu…
Özledim Seni…
Yaşam sensiz daha acımasız ve anlayışsız…
Biliyor musun senden sonra yenilgilere doymadım hiç…
Doyamadım…
…
Gidişini Hatırlıyorum…
Canımdan can koptuğu için
Kendime bir kez daha yenildiğim için
Her nefesimi sana feda ettiğim için...
Bu vedayı tanıyorum...
Anlıyorum…
Tanımak bir yana... Ya yaşamak?
Yaşayınca insan daha iyi anlıyormuş…
Bu vedayı tanımışken bir de yaşamak?
Anlayamazsın...
Çok zor…
Ne kadar zaman geçmiş bilmiyorum.
Soğuk hava…
Üşüyorum…
Arıyorum…
Arıyorum...
Geçmişte eksik kalan bir şey var aradığım…
Arayıp da bulamadığım…
Bilmediğim bir yerdeyim.
Kimseler yok.
Etraf çok karanlık…
Korkuyorum…
Sessiz ve ıssız…
Bir şeyler dolanıyor etrafımda gölgen gibi ama göremiyorum.
Hissediyorum.
İşte yine yoksun?
Boşuna çabalıyorum belki de
Olmayan bir şey için boşuna
Bakma yüzümün hep güldüğüne
Bakma yıkılmaz gözüktüğüme
Sen beni hiç ağlarken gördün mü?
Ne kadar kahrolduğumu?
Gittiğin Günü hatırlıyormusun?
İnanmam…
Asla sen ölemedin… Toprağa uzandım ve haykırdım burdayım diye…
Haykırdım “seni seviyorum… Beni sensiz bırakma” diye
Yalvardım saatlerce…
Çok vicdansızsın her zaman ki gibi kahrolasıca yerden çıkmadın işte…
Sonra yanına yattım uyuduk seninle…
Hep istediğin gibi koyun koyuna hemde…
O derin uykudan bidaha uyanmamacasına yattık...
Bidahada uyanamadık...
Ölüyorum…
Ölüyoruz...