Sus gönlüm.
Çok dile getirme.
Sen dile getirdikçe
gönlün daha da coşuyor,
daha meraklanıyor ve beklemek daha da zorlaşıyor.
Sus gönlüm. Çok laf etme.
Az söyle ki işimiz olgunlaşsın.
Az söyle ki Hakka karşı yanlış kelam çıkmasın.
Sus gönlüm.
Bir elif miktarı sus.
Az kaldı bahara.
Dayan gönlüm.
Denizin içinde meydana gelen
görünmeyen dalgalar gibi yüreğin biliyorum.
Beklemekten başka çare olsaydı, seni durdurmazdım…
İnan bana…
Ama yok.
Başka çare yok.
Unutma ki ilaç bile beklemeden tesir etmez,
çiçek bile vakti gelmeden önce açmaz…
Sus gönlüm.
Bu kışın
bahara dönünceye kadar.
Bu gece
gündüz oluncaya kadar.
Uzak yollar yakınlaşıncaya kadar.
Bu sıkıntının ardından
ferahlık gelinceye kadar.
Ve yüzümüz
vuslat gözyaşlarıyla ıslanıncaya kadar sus…
Sus gönlüm.
Seni senden daha iyi bilen Rabbinin hükmü
vuku’u buluncaya kadar.
Senin nasibin sana ulaşıncaya kadar,
Ulaşmayanlarınsa
senin nasibin olmadığını anlayana kadar sus…
Sus gönlüm.
Onun geleceğini görünceye kadar.
Acının bala dönüştüğünü fark edinceye kadar.
Onun gönlünün senin gönlüne
Muhabbet düğümüyle bağlandığını
görünceye kadar.
Sus gönlüm.
Sebepler var edilinceye kadar.
Bahaneler oluşuncaya,
Birbirimizin nasibi oluncaya kadar sus.
Sus gönlüm.
Bütün bu susmalarına karşılık
Her şeyin hayırlısının olacağına inanarak sus.
Sus gönlüm.
Her susuşun bir cevap olsun.
Her susuşun, sabrın olsun.
Her susuşun, duan olsun.
İçten yakarışının adı olsun, susuşun.
Bekleyişinin.
umut edişinin,
inancının,
sevdiğinin vurgusu olsun susuşun…