Birçoğunuz belki de Babalar Günü'nün bir tarihçesi olduğunu bilmiyor ve Anneler Günü'ne karşılık ortaya çıktığını zannediyor.
Hep ikinci planda kalan bir kutlamadır hepimiz için bu gün. Anneler gününe dair haftalar öncesi hazırlıklar başlarken, çoğumuz babalarımızın bu gününde değil hediye almak, ellerini öpüp bir sıcak sarılmayı bile düşünmez/hatırlamaz.
Babalar Gününün, annelerinki kadar eskilere dayanmasa da 96 yıllık geçmişi var. Her yıl Haziran ayının üçüncü Pazar günü kutlanan Babalar Günü için iki ayrı kaynak gösteriliyor. Kimi araştırmacılar tarih belirtmeksizin, Batı Virginia'da yaşayan John Dowdy'nin, annesi öldükten onun yerini alan babası için böyle bir gün kutlanmasını istediğini söylüyor.
Diğer bir kısmı ise, 1910 yılında Washington'daki John Bruce Dodd'un, altıncı çocuğunun doğumu sırasında hayatını kaybeden annesinin ardından hayatını çocuklarına adayan babası William Smart'a özel bir gün armağan etmek amacıyla bu fikri ortaya attığını belirtiyorlar. 1966 yılına gelindiğinde, o dönemin ABD başkanı Lyndon Johnson, her yıl Haziran ayının üçüncü Pazar gününün Babalar Günü olarak kutlanacağını açıklayan bir bildirge yayınlıyor.
Kaynağı her ne olursa olsun, nedeni ne olursa olsun bu gün benim için çok özel bir gün; çünkü babam çok özel bir insan ve ben gurur duyulacak bir kızım onun için .. Dilerim benim babam hakkında düşündüğümün ve onunla duyduğum gururun milyonda birini oda benim için düşünür ve duyar.
Öncelikle Baba olmanın keyfini yaşayanların ve sonrasında herkesin babalar günü kutlu olsun.
Bu günde iki hediye babalarımız için. Birisi Can Yücel’den bir şiir; "Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim"
Hayatta ben en çok babamı sevdim.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpı bacaklarıyla- Ha düştü, ha düşecek...
Nasıl koşarsa ardından bir devin,
O çapkın babamı ben öyle sevdim.
Bilmezdi ki oturduğumuz semti,
Geldi mi de gidici hep, hep acele işi!..
Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi,
Atlastan bakardım nereye gitti,
Öyle öyle ezber ettim gurbeti.
Sevinçten uçardım hasta oldum mu,
40'ı geçerse ateş, çağ'rırlar İstanbul'a.
Bir helalleşmek ister elbet, değil mi, oğluyla!
Tifoyken başardım bu aşk oy'nunu,
Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu.
En son teftişine çıkana değin
Koştururken ardından o uçmaktaki devin.
Daha başka tür aşklar; geniş sevdalar için
Açıldı nefesim, fikrim, can evim.
Hayatta ben en çok babamı sevdim.
Ve sonrasında Neslihan’dan bir Türkü; Babam
Duydum ki aman bahar gelmiş.
Yüreğim bunu hiç fark etmiyor.
Yüreğimden çıkan ateşe bir bak baba ateşe bir bak.
Gözlerimden akan yaşlara bir bak baba yaşlara bir bak.
Kim silecek ki?
Duydum ki aman çiçek açmış.
Gözlerim bunu hiç fark etmiyor.
Gözlerime inen perdeye bir bak babam perdeye bir bak.
Yüreğimden çıkan ateşe bir bak babam ateşe bir bak.
Hep ikinci planda kalan bir kutlamadır hepimiz için bu gün. Anneler gününe dair haftalar öncesi hazırlıklar başlarken, çoğumuz babalarımızın bu gününde değil hediye almak, ellerini öpüp bir sıcak sarılmayı bile düşünmez/hatırlamaz.
Babalar Gününün, annelerinki kadar eskilere dayanmasa da 96 yıllık geçmişi var. Her yıl Haziran ayının üçüncü Pazar günü kutlanan Babalar Günü için iki ayrı kaynak gösteriliyor. Kimi araştırmacılar tarih belirtmeksizin, Batı Virginia'da yaşayan John Dowdy'nin, annesi öldükten onun yerini alan babası için böyle bir gün kutlanmasını istediğini söylüyor.
Diğer bir kısmı ise, 1910 yılında Washington'daki John Bruce Dodd'un, altıncı çocuğunun doğumu sırasında hayatını kaybeden annesinin ardından hayatını çocuklarına adayan babası William Smart'a özel bir gün armağan etmek amacıyla bu fikri ortaya attığını belirtiyorlar. 1966 yılına gelindiğinde, o dönemin ABD başkanı Lyndon Johnson, her yıl Haziran ayının üçüncü Pazar gününün Babalar Günü olarak kutlanacağını açıklayan bir bildirge yayınlıyor.
Kaynağı her ne olursa olsun, nedeni ne olursa olsun bu gün benim için çok özel bir gün; çünkü babam çok özel bir insan ve ben gurur duyulacak bir kızım onun için .. Dilerim benim babam hakkında düşündüğümün ve onunla duyduğum gururun milyonda birini oda benim için düşünür ve duyar.
Öncelikle Baba olmanın keyfini yaşayanların ve sonrasında herkesin babalar günü kutlu olsun.
Bu günde iki hediye babalarımız için. Birisi Can Yücel’den bir şiir; "Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim"
Hayatta ben en çok babamı sevdim.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpı bacaklarıyla- Ha düştü, ha düşecek...
Nasıl koşarsa ardından bir devin,
O çapkın babamı ben öyle sevdim.
Bilmezdi ki oturduğumuz semti,
Geldi mi de gidici hep, hep acele işi!..
Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi,
Atlastan bakardım nereye gitti,
Öyle öyle ezber ettim gurbeti.
Sevinçten uçardım hasta oldum mu,
40'ı geçerse ateş, çağ'rırlar İstanbul'a.
Bir helalleşmek ister elbet, değil mi, oğluyla!
Tifoyken başardım bu aşk oy'nunu,
Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu.
En son teftişine çıkana değin
Koştururken ardından o uçmaktaki devin.
Daha başka tür aşklar; geniş sevdalar için
Açıldı nefesim, fikrim, can evim.
Hayatta ben en çok babamı sevdim.
Ve sonrasında Neslihan’dan bir Türkü; Babam
Duydum ki aman bahar gelmiş.
Yüreğim bunu hiç fark etmiyor.
Yüreğimden çıkan ateşe bir bak baba ateşe bir bak.
Gözlerimden akan yaşlara bir bak baba yaşlara bir bak.
Kim silecek ki?
Duydum ki aman çiçek açmış.
Gözlerim bunu hiç fark etmiyor.
Gözlerime inen perdeye bir bak babam perdeye bir bak.
Yüreğimden çıkan ateşe bir bak babam ateşe bir bak.