Gözlerimin rengine çevirdin gecenin karanlığını.Nereye baksam sen, nerede seni görsem bir zindan ayrılığı. Herkes senin adın her surat senin yüzün .
Herkes susmuş sanki.Konuşanlarınsa dediklerini zaten ben anlamıyorum. Bazıları yüzüme bakarak bir şeyler anlatıyor ama ben nedense duyamıyor sadece kafamı anlamış gibi sallıyorum.Hatta bazen güldüklerini farkediyorum bende espiri yaptılar heralde diyerek gülümsüyorum.
Beynim sanki üç sese tepki veriyor . Biri şarkımız, diğeri ismini taşıyan çocuklar ,üçüncüsü ise senin kulağımda çınlayan son kelimen. Ben neden başka bir şey duymuyorum?
Senin beni sevdiğini sandığım günlerdeki gibi şuursuzca bakıyorum etrafa. Tek farkı renklerin eskisi kadar canlı olmayışı. Mor ötesi ışıkların dahi gösteremediği parıltıları farkedemiyorum artık. Gözleri doğduğunda mavi olan ama sonradan siyaha dönen bir bebek gibi , renk körü olan bir köpek gibi bakıyorum etrafa....
Yetim bir çocuğun kalbi gibi atıyor artık yüreğim. Yaşamla ölüm arasındaki çizgide ellerim cebimde, ağzımda henüz külü düşmemiş bir sigarayla trapezci gibi değil,emeklemeyi yeni öğrenen bir bebek gibi yürümeye çalışıyorum.O ipten aşşağı düşmekle yürümeye devam etmek arasındaki farkı anlayacak bir beyin kalmadı artık bende.Yemeden, içmeden yaşayıp , köpek gibi siyahla beyazdan başka birşey görmeden hayata kucak açsan ne olucak ki.?....
Sensiz doğan güneşin saçma ışıkları benden çok herkesin dünyasını aydınlatır şimdi.Elalem yine bana üzülürmüş gibi bakar, arkasına dönen çeker gider evine....
Biliyorum yine Senden kalan omuzlarım çürüyecek. Çünkü ne zaman ayrılığı misafir etsem böyle olur. Sevdiğimin başını koyduğu yeri morartıncıya kadar yumruklarım.Aylar sonra morluk geçtiğinde ben hala onu düşünüp ağlıyorsam, unutmak yerine savaş açarım tüm dünyaya. Tüm ayrılık sebeblerine sataşır güneşin nöbetini tutarım.Mucizenin adına Uğur koyar yakarım tüm farlarımı gecenin zifiri karanlığına...
Al işte yine çürüttüm şuralarımı.Başını omzuma koyduğunyer artık ten sarılığından uzak, içim kadar acılarla dolu. Sen iyi geceler der gibi çektin gittin ama ben daha son kelimemi söylemedim. Bekle az kaldı.Hele şu omzumun ayrılık acısı bi geçsin...
Hadi o zaman sanada şimdilik iyi geceler..! Madem öyle, bu kentin en güzel rüyasını yalnızca sen gör . ...
Herkes susmuş sanki.Konuşanlarınsa dediklerini zaten ben anlamıyorum. Bazıları yüzüme bakarak bir şeyler anlatıyor ama ben nedense duyamıyor sadece kafamı anlamış gibi sallıyorum.Hatta bazen güldüklerini farkediyorum bende espiri yaptılar heralde diyerek gülümsüyorum.
Beynim sanki üç sese tepki veriyor . Biri şarkımız, diğeri ismini taşıyan çocuklar ,üçüncüsü ise senin kulağımda çınlayan son kelimen. Ben neden başka bir şey duymuyorum?
Senin beni sevdiğini sandığım günlerdeki gibi şuursuzca bakıyorum etrafa. Tek farkı renklerin eskisi kadar canlı olmayışı. Mor ötesi ışıkların dahi gösteremediği parıltıları farkedemiyorum artık. Gözleri doğduğunda mavi olan ama sonradan siyaha dönen bir bebek gibi , renk körü olan bir köpek gibi bakıyorum etrafa....
Yetim bir çocuğun kalbi gibi atıyor artık yüreğim. Yaşamla ölüm arasındaki çizgide ellerim cebimde, ağzımda henüz külü düşmemiş bir sigarayla trapezci gibi değil,emeklemeyi yeni öğrenen bir bebek gibi yürümeye çalışıyorum.O ipten aşşağı düşmekle yürümeye devam etmek arasındaki farkı anlayacak bir beyin kalmadı artık bende.Yemeden, içmeden yaşayıp , köpek gibi siyahla beyazdan başka birşey görmeden hayata kucak açsan ne olucak ki.?....
Sensiz doğan güneşin saçma ışıkları benden çok herkesin dünyasını aydınlatır şimdi.Elalem yine bana üzülürmüş gibi bakar, arkasına dönen çeker gider evine....
Biliyorum yine Senden kalan omuzlarım çürüyecek. Çünkü ne zaman ayrılığı misafir etsem böyle olur. Sevdiğimin başını koyduğu yeri morartıncıya kadar yumruklarım.Aylar sonra morluk geçtiğinde ben hala onu düşünüp ağlıyorsam, unutmak yerine savaş açarım tüm dünyaya. Tüm ayrılık sebeblerine sataşır güneşin nöbetini tutarım.Mucizenin adına Uğur koyar yakarım tüm farlarımı gecenin zifiri karanlığına...
Al işte yine çürüttüm şuralarımı.Başını omzuma koyduğunyer artık ten sarılığından uzak, içim kadar acılarla dolu. Sen iyi geceler der gibi çektin gittin ama ben daha son kelimemi söylemedim. Bekle az kaldı.Hele şu omzumun ayrılık acısı bi geçsin...
Hadi o zaman sanada şimdilik iyi geceler..! Madem öyle, bu kentin en güzel rüyasını yalnızca sen gör . ...