Bu sabah başlamalıyım seni unutmaya.Önce gözlerinin yeşillerinde saklanan ve beni her baktığımda ayrı diyarlarda dolaştıran uçurum ürpertisi cennet sohbeti su yeşili ömrümün gördüğü en güzel gözleri unutabilmeliyim.
Biz seninle kaç kişiydik? Daha kaç kişi olurduk gitmeseydin?
Bu kalabalık korkuyu kalbimin sokaklarına sokmasaydın...Kendi hayatımın küllerini savuruyor gibiyim hayata yokluğunu suluyor gözyaşım.
Nicedir görünmez oldu yanağımdaki tek gamze. Mavi yalnızlığım benim
kurtarılamayan çığlığım anılarım acılarım benim. Tesellisiz bir günce tutuyor ruhum sanki. Sanki kelebekler kaçıyor açtıkça sayfaları
gitgide tenhalaşıyor içimdeki umut.
Kendi sularımda boğuluyorum kendi yarattığım derinlikler sebebim oluyor. Bu da ne senden ne aşkımdan düpedüz benden...
İpek bir kefen giymiş geçmişin takvimi yapraklarında sonbahar var. Tek el ateş etmeye hazır bir hasretim. Mavi yalnızlığım benim kurtarılamayan çığlığım anılarım acılarım benim.
Canım çay istemiyor şah damarı kanıyor şiirlerin. Çapraz ateşlerde vuruyor şarkılar beni. Mahcup oluyorum duygularıma.
Karanlığa ışığı değil ışığa karanlığı tanıştırdım ben. Dargın bir meleğin masal rengi bulutunu aldım elinden. Gittiğini söylemesen olmaz mıydı?
Ağlarımı dağlara attım balıklar okyanusa varsın diye. Balıkçının zıpkınına gül taktım martılara atsın diye. Fularımı uçurdum kederli bir kırmızı rüzgarın peşinde. Giderken öpmesen olmaz mıydı?
Mavi yalnızlığım benim kurtarılamayan çığlığım anılarım acılarım benim.
Semahındayım seni unutmanın dönüyorum. Göçmeniyim adresinin dönüyorum. Kaçıncı ölümü bu ömrümün dönüyorum. Seninim dönüyorum.
Bu sabah seni unutmaya başlamak için yeniden ölüyorum...
*Ve ben hayatından tamamen gittim... *