Yapılan yeni araştırmada, tüp bebek yöntemiyle dünyaya gelenlerle diğer çocuklar arasındaki farkın genlerin kendisinde değil, onları harekete geçiren mekanizmada olduğu belirtildi.
Bilim adamları, tüp bebek yöntemiyle dünyaya gelen bebeklerin DNA'sının diğer çocuklardan farklılık gösterdiğini, bu durumun, tüp bebeklerin yaşamlarının daha sonraki evrelerinde şeker hastalığı, obezite gibi hastalık riskleriyle karşılaşmaları olasılığını artırdığını belirtti.
Philedelphia'daki Temple Üniversitesi bilim adamlarınca yapılan araştırmanın, tüp bebeklerin düşük kilolu doğma, doğumdan gelen kusurlara sahip olma ve nadir görülen metabolik hastalıklara yakalanma risklerinin neden daha fazla olduğuna da açıklama getirebileceği kaydedildi.
Human Molecular Genetics dergisinde yayımlanan araştırmada, tüp bebeklerle doğal yollarla döllenmiş çocukların plasenta ile göbek bağından alınan kan örnekleri incelendi.
Araştırmacılar, "metilleme" seviyesindeki farklılıkları görmek için kan hücrelerinin DNA'sına baktılar. Metilleme, ihtiyaç olmadığında genlerin faaliyetini durduran, metil grupları olarak bilinen moleküllerin genlere eklemlenmesi sürecini anlatıyor.
Araştırma sonunda, tüp bebeklerden alınan hücrelerdeki metilleme seviyesinin diğerlerine göre önemli ölçüde düşük olduğu tespit edildi. Bunun, bazı genlerin yanlış zamanlarda aktif olduğu anlamına geldiği belirtildi.
Araştırmayı yapanlardan Prof. Carmen Sapienza, "Bu epigenetik farklılıklar, embriyonik gelişmeyi etkileme potansiyelinin yanı sıra birçok hastalık riskinin artmasıyla bağlantılı olan gen dışavurumunun uzun dönemli düzenini etkileme potansiyeline sahiptir" dedi.
Bu tür değişimlerin tüp bebeklerin çocuklarına geçme ve böylece insan gen havuzuna yayılma ihtimalinin de bulunduğu belirtildi. Bulgunun, giderek büyüyen yardımcı üreme teknikleri sanayisi üzerinde önemli etkisi olabileceği ifade edildi.
Bilim adamları, tüp bebek yöntemiyle dünyaya gelen bebeklerin DNA'sının diğer çocuklardan farklılık gösterdiğini, bu durumun, tüp bebeklerin yaşamlarının daha sonraki evrelerinde şeker hastalığı, obezite gibi hastalık riskleriyle karşılaşmaları olasılığını artırdığını belirtti.
Philedelphia'daki Temple Üniversitesi bilim adamlarınca yapılan araştırmanın, tüp bebeklerin düşük kilolu doğma, doğumdan gelen kusurlara sahip olma ve nadir görülen metabolik hastalıklara yakalanma risklerinin neden daha fazla olduğuna da açıklama getirebileceği kaydedildi.
Human Molecular Genetics dergisinde yayımlanan araştırmada, tüp bebeklerle doğal yollarla döllenmiş çocukların plasenta ile göbek bağından alınan kan örnekleri incelendi.
Araştırmacılar, "metilleme" seviyesindeki farklılıkları görmek için kan hücrelerinin DNA'sına baktılar. Metilleme, ihtiyaç olmadığında genlerin faaliyetini durduran, metil grupları olarak bilinen moleküllerin genlere eklemlenmesi sürecini anlatıyor.
Araştırma sonunda, tüp bebeklerden alınan hücrelerdeki metilleme seviyesinin diğerlerine göre önemli ölçüde düşük olduğu tespit edildi. Bunun, bazı genlerin yanlış zamanlarda aktif olduğu anlamına geldiği belirtildi.
Araştırmayı yapanlardan Prof. Carmen Sapienza, "Bu epigenetik farklılıklar, embriyonik gelişmeyi etkileme potansiyelinin yanı sıra birçok hastalık riskinin artmasıyla bağlantılı olan gen dışavurumunun uzun dönemli düzenini etkileme potansiyeline sahiptir" dedi.
Bu tür değişimlerin tüp bebeklerin çocuklarına geçme ve böylece insan gen havuzuna yayılma ihtimalinin de bulunduğu belirtildi. Bulgunun, giderek büyüyen yardımcı üreme teknikleri sanayisi üzerinde önemli etkisi olabileceği ifade edildi.