Hani, titrer içi bir çocuğun...
Hani, bir kedinin kaptığını görür ya, yerdeki ekmek kırıntısının peşindeki sevdiceğini; daldaki kumru! ..
Göğsünün ak tüyleri savrulan yârine son bakışı titrer o kuşun senin de gözlerinde...
Ve hani...
Ve hani; bitmiş bir yıldız, parlasa da bilirsin ya; sönmüştür artık feri, ışıktan gözlerinin! ..
Bilirsin, uyusan; yorgun ışık dışarda kalacak! ..
§
Hani, titrer içi bir çocuğun...
Hani, mekâna zamânın yazdığı satırlar gibi görünmeez, ama okunur; hissedilerek! ..
Hani ellerin üşür, bir avuç bulamadığından kendine; zarfı olmayan mektuplar gibi...
Titreer, titrer kelimeler! ..
.....
Zarf bulsaan, adresi olmaz; yorulursun kaybolduğun sokaklarda...
Veya, teneke kumbaralarda terkedilmiş geçmez paralar gibi tıngırdar parmakların; adressiz zarfların içinde donmuş nefessiz cümleler gibi! ..
§
Hani, titrer içi bir çocuğun;
Çayırdaki papatyayla sevişirken üstüne sürü salınmış bir turuncu tırtıl gibi! ..
.....
Hani, titrer içi bir çocuğun;
Bilmez, niye! ..
Sen, çocuktan hüzn'emersin! ..
§
Çocuk, boncuktur; nazârına! ..
Üzülür. Üzülür ve ceplerine sokar ellerini...
İşte o an; durur yanağının en tepesinde, düşmekten vazgeçen damla! .. Işıldar, ıslak gözleri, ve...
Bayramdan kalma şekeri sevinçle çıkartıp cebinden, soyar ve koyar dilinin üstüne! ..
§
[SIZE=5]Hani titrer için bir çocuk gibi; [/SIZE]
korkarsın, üşürsün,
[SIZE=5] üzülürsün, ağlarsın ve cebine sokarsın ya ellerini... [/SIZE]
[SIZE=5] Ordayım! [/SIZE]
[SIZE=5] ..... [/SIZE]
[SIZE=5] Sevgilerim 'senin' cebinde! .. [/SIZE]
Avuçla, ısın, teselli bul, sil bana gözlerinin yaşını...
Ve koy dilinin üstüne;
Bayramdan kalmış bir şeker gibi! ..
-Alıntı-
Hani, bir kedinin kaptığını görür ya, yerdeki ekmek kırıntısının peşindeki sevdiceğini; daldaki kumru! ..
Göğsünün ak tüyleri savrulan yârine son bakışı titrer o kuşun senin de gözlerinde...
Ve hani...
Ve hani; bitmiş bir yıldız, parlasa da bilirsin ya; sönmüştür artık feri, ışıktan gözlerinin! ..
Bilirsin, uyusan; yorgun ışık dışarda kalacak! ..
§
Hani, titrer içi bir çocuğun...
Hani, mekâna zamânın yazdığı satırlar gibi görünmeez, ama okunur; hissedilerek! ..
Hani ellerin üşür, bir avuç bulamadığından kendine; zarfı olmayan mektuplar gibi...
Titreer, titrer kelimeler! ..
.....
Zarf bulsaan, adresi olmaz; yorulursun kaybolduğun sokaklarda...
Veya, teneke kumbaralarda terkedilmiş geçmez paralar gibi tıngırdar parmakların; adressiz zarfların içinde donmuş nefessiz cümleler gibi! ..
§
Hani, titrer içi bir çocuğun;
Çayırdaki papatyayla sevişirken üstüne sürü salınmış bir turuncu tırtıl gibi! ..
.....
Hani, titrer içi bir çocuğun;
Bilmez, niye! ..
Sen, çocuktan hüzn'emersin! ..
§
Çocuk, boncuktur; nazârına! ..
Üzülür. Üzülür ve ceplerine sokar ellerini...
İşte o an; durur yanağının en tepesinde, düşmekten vazgeçen damla! .. Işıldar, ıslak gözleri, ve...
Bayramdan kalma şekeri sevinçle çıkartıp cebinden, soyar ve koyar dilinin üstüne! ..
§
[SIZE=5]Hani titrer için bir çocuk gibi; [/SIZE]
korkarsın, üşürsün,
[SIZE=5] üzülürsün, ağlarsın ve cebine sokarsın ya ellerini... [/SIZE]
[SIZE=5] Ordayım! [/SIZE]
[SIZE=5] ..... [/SIZE]
[SIZE=5] Sevgilerim 'senin' cebinde! .. [/SIZE]
Avuçla, ısın, teselli bul, sil bana gözlerinin yaşını...
Ve koy dilinin üstüne;
Bayramdan kalmış bir şeker gibi! ..
-Alıntı-