Kan Şekeri, İnsülin, Dikkat ve Beyin İlişkisi
Yeterli kan şekeri beynin ve dikkatin en yüksek seviyede çalışmasını sağlar. Yemekten sonra (özellikle bol hamurlu, tatlılı) kan şekerimiz yükselir, bu da şekerin ya da glikozun, enerji için ona ihtiyacı olan hücrelere girmesine yardım eden hormon olan insülini üretmek için pankreası tetikler. Ancak sürekli olarak tekrarlanan keskin kan şekeri yükselmeleri yaşıyorsak pankreasımız fazla çalışıp sonunda daha az etkili olan insülin salgılamaya başlar. Bu da vücudun insülini etkili bir şekilde kullanamaz hale gelmesine neden olur.
Protein ve sebzelerin midede başlayan sindirimi, karaciğerde devam eder. Beynin temel yakıtı olan kan şekeri düzeyi ılımlı olarak yükselir. Gene ılımlı bir ilişkiyle insülin bu düzeyi ayarlamada yardımcı olur. 4 saatlik bir süreç normal bünyenin et ve sebze sindirimi için yeterli olur. Normal insan bünyesinin alıştığı sindirim alışkanlığı budur. Ancak basit şekerlerin sindirimi daha ağızda başlar, aniden kan şekeri yükselir ve buna tepki olarak insülin kanda düzeyi artar. Şeker hızla düşer ancak insülin, milyonlarca yılın verdiği özellik nedeniyle, bu hızlı düşüşe ayak uyduramaz. Kandan çekilmesi daha uzun sürer ve kan şekeri normal sınırların altına iner. Kan şekerinin normal sınırların altına düşmesiyle alarm durumuna geçilir. Bu durumda beyin etkin hale geçen karaciğeri, depo şekerini salması için uyarır. Bu arada şeker ile birlikte kolesterol de kanda yükselir.
Güzel haber ise yeme alışkanlığımızı değiştirerek bu sorunları en aza indirebiliriz. Beyinlerimiz formda kalmak için düzenli şeker(ama doğal) akışına ihtiyaç duyar. Bu yüzden beyinde uygun glikoz seviyesini korumak ve kan şekeri dalgalarından kaçınmak gerekir. Kan şekerini ani yükselten ve dönüşte pankreasın daha fazla insülin pompalamasına neden olan besinlerden kaçınmaya çalışarak beyni aşırı şeker istilasından koruyabiliriz.
KAYNAK:
Şimşek, R. (2010). [i]Dikkat Dağınıklığı Önleme ve Beyni Etkili Kullanma Kılavuzu. 2. Baskı. İstanbul: Hermes Yayınları (İmleç Kitap)[/i]
Yeterli kan şekeri beynin ve dikkatin en yüksek seviyede çalışmasını sağlar. Yemekten sonra (özellikle bol hamurlu, tatlılı) kan şekerimiz yükselir, bu da şekerin ya da glikozun, enerji için ona ihtiyacı olan hücrelere girmesine yardım eden hormon olan insülini üretmek için pankreası tetikler. Ancak sürekli olarak tekrarlanan keskin kan şekeri yükselmeleri yaşıyorsak pankreasımız fazla çalışıp sonunda daha az etkili olan insülin salgılamaya başlar. Bu da vücudun insülini etkili bir şekilde kullanamaz hale gelmesine neden olur.
Protein ve sebzelerin midede başlayan sindirimi, karaciğerde devam eder. Beynin temel yakıtı olan kan şekeri düzeyi ılımlı olarak yükselir. Gene ılımlı bir ilişkiyle insülin bu düzeyi ayarlamada yardımcı olur. 4 saatlik bir süreç normal bünyenin et ve sebze sindirimi için yeterli olur. Normal insan bünyesinin alıştığı sindirim alışkanlığı budur. Ancak basit şekerlerin sindirimi daha ağızda başlar, aniden kan şekeri yükselir ve buna tepki olarak insülin kanda düzeyi artar. Şeker hızla düşer ancak insülin, milyonlarca yılın verdiği özellik nedeniyle, bu hızlı düşüşe ayak uyduramaz. Kandan çekilmesi daha uzun sürer ve kan şekeri normal sınırların altına iner. Kan şekerinin normal sınırların altına düşmesiyle alarm durumuna geçilir. Bu durumda beyin etkin hale geçen karaciğeri, depo şekerini salması için uyarır. Bu arada şeker ile birlikte kolesterol de kanda yükselir.
Güzel haber ise yeme alışkanlığımızı değiştirerek bu sorunları en aza indirebiliriz. Beyinlerimiz formda kalmak için düzenli şeker(ama doğal) akışına ihtiyaç duyar. Bu yüzden beyinde uygun glikoz seviyesini korumak ve kan şekeri dalgalarından kaçınmak gerekir. Kan şekerini ani yükselten ve dönüşte pankreasın daha fazla insülin pompalamasına neden olan besinlerden kaçınmaya çalışarak beyni aşırı şeker istilasından koruyabiliriz.
KAYNAK:
Şimşek, R. (2010). [i]Dikkat Dağınıklığı Önleme ve Beyni Etkili Kullanma Kılavuzu. 2. Baskı. İstanbul: Hermes Yayınları (İmleç Kitap)[/i]