Belirsiz bir saat, yeniden dışarı atıyorum kendimi.Aradığımın ne olduğunu bilmeyen yada bilerek inkar eden gözlerle görüyorum cadddeleri. Seni mi arıyorum?
Neden insan istediklerini inkar etmeye zorlanır defalarca.. Neden karşılıksız kalır en değerli dokunuşlar hiç haketmeden? İkimizde birbirimizden habersiz atarız caddelere kendimizi.. Sen ne aradığını bilmeden, hergece tanınmayan silik yüzlerin arasında oturursun sabaha kadar. Bomboş, yapayalnız bir kalabalığın içinde unutursun kanayan yüzünü. Gün doğduğunda iyileştirici uykunun kollarında aydınlanır ruhunun karanlığı, ta ki yeni bir karanlık gelene kadar pencerelerine.. Ben ne aradığımı bilsemde, hiç umudum olmadığını bilerek sarılırım yalnızlığıma. İnsanlardan kaçarak yürürüm caddelerde. Bütün tanımadığım yüzler yalnızlğımı hatırlatır daha da fazla. Bütün adımlar büyütür acıyan yanlarımı yeniden. Hep tükenmiş olarak dönerim suskun bir güne. Hep kaybetmiş ve ağlamaklı..
İtiraf etmekten korkarak başlamayacağız, ruhlarımızı kurtaracak bir aşka. Mutluluk hiç bize ait olmayacak. Ödünç hayatların gölgelerinde izleyeceğiz uzaktan uzağa. Yıllar geçse de umutsuzluk birikintilerine basarak, başı önde, tanınmayan iki yüz görecek insanlar. Sessizliğin içinde, kimsesiz caddelerde gezinen iki yalnız yürek.
[SIZE=5]Soğuk bir gece, kimsesiz caddeler ve iki korkak yürek...
[/SIZE]