Gözlerin kayıyor gözlerimden , sözlerin birer bIçak gibi ; karnIma saplanıyorlar teker teker.
sen anlatmaya devam ederken , ben asLında seni dinlemiyorum. kokuların anlatıyor bana gidecegini , simdiden gitmeye başladıLar bile.
ellerini bir yukarı, bir aşagı hareket ettirirken bile gözlerin yükselmiyor yerden.sürekli aynı kelimeleri seçiyorum cümlelerinden "olmadı." "olmaz." , bir döngü halinde iki cümlede bir kendilerini tekrar ettiriyorlar , sen benim gözlerime hala bakamazken.
bütün oda dağıLmış , kitaplar yerlerde , yastıgım kucagımda , bıraktıkların ise yatagın üzerinde duruyorlar ; dokunulmamış.
kırık kapımın hemen berisinde durup bana bakıyorsun , agzına gelen her lafı söylerken.
ben seni dinlemiyorum ki ; sadece ileriye geriye saLLanıyorum. kokularIn gidisinin yasını tutuyorum.
uzun bir sessizlikten sonra "bir şeyler söyle" lafınla bozuluyor sessizlik.
ne diyebilirdim ki sana ; ellerim titrerken , ben yastığıma sarıLmış ileri geri sallanırken.diyecek gücüm mü vardı ki?
hatta , sana bir "gitme" diyebilecek gücüm bile yoktu. yastıgı sıkıyordum ben bütün gücümle ve senden kalanlar yatağın üzerinde duruyordu.
sen beni "hiçbir seysizlik" ile suçlarken , ben seni dinlemiyordum ki.
sen benim "imkansızLık"larımdan bahsederken , ben seni hiç mi hiç dinlemiyordum.
sen bana küfür ederken , ben senin gözlerine son bir kez daha bakmaya çaLışıyordum.
ki , sanırım başarısız oldum.
çünkü ; sadece gözlerim anlatabilirdi sana ne oldugunu. ne hissettigimi , neden yaptığımı , o gün ne olduğunu , kapımı neden kırdığımı , neden sürekli tırnaklarımı yedigimi , neden iç çektigimi , neden olduğum yerde saydığımı.
ama sen benim gözlerime hiç bakmadın ki.
hiçbir kelime anlatamazdı sana , seni ne kadar çok geri istedigimi , eskisi gibi.
ama sana dur da diyemedim , gücüm yoktu.
yitiktim , kötü bir sekilde düsmüstüm.
ve bu sefer kaldıran bir "sen" yoktun.
sen orada senden geri kalanlarI çabucak toplarken , ben yastığımı ısırıyordum , ileri geri sallanıyordum. içimden "gitme" diye bağırıyordum , gözyaşlarıma engel olmaya çaLışarak.
"hala bir sey söylemeyecek misin?" derken parçalandı içim , kendimi bir türlü inandıramadığım "senin gidecegin" gerçegini artık beynim de algıLamaya başlamıştı.
ne diyebilirdim ki.
gitme demeye cesaretim ve gücüm yokken ;
"hosça kal" çıktı ağzımdan.
sen benim Kırık kapımı vurup çıkarken , ben yastığıma sarıLıyordum yere yatıp , kırıLmış camların üzerine , ilk ve son yas töreni için.
sana , "gitme" diyecektim.
ama sen benim gözlerime hiç bakmadın...
sen anlatmaya devam ederken , ben asLında seni dinlemiyorum. kokuların anlatıyor bana gidecegini , simdiden gitmeye başladıLar bile.
ellerini bir yukarı, bir aşagı hareket ettirirken bile gözlerin yükselmiyor yerden.sürekli aynı kelimeleri seçiyorum cümlelerinden "olmadı." "olmaz." , bir döngü halinde iki cümlede bir kendilerini tekrar ettiriyorlar , sen benim gözlerime hala bakamazken.
bütün oda dağıLmış , kitaplar yerlerde , yastıgım kucagımda , bıraktıkların ise yatagın üzerinde duruyorlar ; dokunulmamış.
kırık kapımın hemen berisinde durup bana bakıyorsun , agzına gelen her lafı söylerken.
ben seni dinlemiyorum ki ; sadece ileriye geriye saLLanıyorum. kokularIn gidisinin yasını tutuyorum.
uzun bir sessizlikten sonra "bir şeyler söyle" lafınla bozuluyor sessizlik.
ne diyebilirdim ki sana ; ellerim titrerken , ben yastığıma sarıLmış ileri geri sallanırken.diyecek gücüm mü vardı ki?
hatta , sana bir "gitme" diyebilecek gücüm bile yoktu. yastıgı sıkıyordum ben bütün gücümle ve senden kalanlar yatağın üzerinde duruyordu.
sen beni "hiçbir seysizlik" ile suçlarken , ben seni dinlemiyordum ki.
sen benim "imkansızLık"larımdan bahsederken , ben seni hiç mi hiç dinlemiyordum.
sen bana küfür ederken , ben senin gözlerine son bir kez daha bakmaya çaLışıyordum.
ki , sanırım başarısız oldum.
çünkü ; sadece gözlerim anlatabilirdi sana ne oldugunu. ne hissettigimi , neden yaptığımı , o gün ne olduğunu , kapımı neden kırdığımı , neden sürekli tırnaklarımı yedigimi , neden iç çektigimi , neden olduğum yerde saydığımı.
ama sen benim gözlerime hiç bakmadın ki.
hiçbir kelime anlatamazdı sana , seni ne kadar çok geri istedigimi , eskisi gibi.
ama sana dur da diyemedim , gücüm yoktu.
yitiktim , kötü bir sekilde düsmüstüm.
ve bu sefer kaldıran bir "sen" yoktun.
sen orada senden geri kalanlarI çabucak toplarken , ben yastığımı ısırıyordum , ileri geri sallanıyordum. içimden "gitme" diye bağırıyordum , gözyaşlarıma engel olmaya çaLışarak.
"hala bir sey söylemeyecek misin?" derken parçalandı içim , kendimi bir türlü inandıramadığım "senin gidecegin" gerçegini artık beynim de algıLamaya başlamıştı.
ne diyebilirdim ki.
gitme demeye cesaretim ve gücüm yokken ;
"hosça kal" çıktı ağzımdan.
sen benim Kırık kapımı vurup çıkarken , ben yastığıma sarıLıyordum yere yatıp , kırıLmış camların üzerine , ilk ve son yas töreni için.
sana , "gitme" diyecektim.
ama sen benim gözlerime hiç bakmadın...