Bugün gidiyor...
Odamın ışıklarını söndürdüm, perdeleri sonuna kadar çektim...Ta şurama kadar...
Öldürdüm duvarlarımı, hiçbiri üzerime ayaklanamayacak..
Ve geceye nazır sancılara hazırlık, midemin sinirlerini aldırdım.Oturup, artık geceyi bekleyebilirim...
Gece geldi, gelmeyenime...Sus, dedi gözlerime...Otur yaz, gelmeyenine...Geçmişte yazdığım mektupları bir bir yerlere attım...Parkeler doldu taştı, bir parçası boş...Bir tane daha yazmaya başladım...Anlaşılan bu sonuncu olacaktı.
''gelmeyenime...
Aramızı yollar dolduracak artık...Aslında, sen bir saniyelik uzağımdayken bile çok çok uzaklardaydın...Gözbebeklerinin ta içine bakardım, ne zaman fark eder, diye...Canevinden uzağa gidiyorsun şimdi..Hoşçakal ? Elveda ? Hangi biri yakışır, gelmeyenime...
Gece...Sancılar canevimde.Hiç acıtmıyor, tüm sinirlerim alınmış!
Bu töhmetler, veballer yareme...Gelmeyenime...''
Ve attım son mektubumu da parkeye...
Belki bir gün gelir okur diye yazdım gelmeyenime...
Bir tutam durukan aktı damarlarımdan, gıdıklar gibi süzüldü geçti...Sanki, tanık mıydı neydi...
*****
Bugün gitti...
Nasıl olur aklım almaz.Onca mektubum cevapsız...Onca yolum telef...Ömrümü bitirdi, bu hasret.Varsın olsun bir mektup daha yazarım gelmeyenime...
''gelmeyenime...
Gittin...
''Seviyorum ! '' dedin, gittin...Affetmeye kalmadan...Affetmeye ramak varken...Tam da affetmişken...
Gittin...
İçinde yaşadığımı bilmeden...
Sıradan ezgiler takınıyorum dilime.Gençliğimdeki gibi, ağır imgeleri kaldıramıyorum.Bu sıradanlığımla ve sıradan mektuplarımla içinde yaşamaya çalışıyorum.
Eskisi gibi uzun uzadıya mektuplar da yazamıyorum.Hepsi az ve öz.Uzun uzun anlatacak mutluluklarım da yok, sen de yok...Mektuplarımda acılarımı uzatmak istemiyorum.İçinde yaşayabilmem zorlaşıyor...
Git...
Üzülme, neler yaşadım gördüm ben...En dar tekerleklerde döndüm.En ıslak topraklardan geçtim.En uzun asırları yaşadım, büyüdüm.
Ben de seni seviyorum gelmeyenim...
Sen bilmeden...
Duymadan...
Gelmeden...''
Odamın ışıklarını söndürdüm, perdeleri sonuna kadar çektim...Ta şurama kadar...
Öldürdüm duvarlarımı, hiçbiri üzerime ayaklanamayacak..
Ve geceye nazır sancılara hazırlık, midemin sinirlerini aldırdım.Oturup, artık geceyi bekleyebilirim...
Gece geldi, gelmeyenime...Sus, dedi gözlerime...Otur yaz, gelmeyenine...Geçmişte yazdığım mektupları bir bir yerlere attım...Parkeler doldu taştı, bir parçası boş...Bir tane daha yazmaya başladım...Anlaşılan bu sonuncu olacaktı.
''gelmeyenime...
Aramızı yollar dolduracak artık...Aslında, sen bir saniyelik uzağımdayken bile çok çok uzaklardaydın...Gözbebeklerinin ta içine bakardım, ne zaman fark eder, diye...Canevinden uzağa gidiyorsun şimdi..Hoşçakal ? Elveda ? Hangi biri yakışır, gelmeyenime...
Gece...Sancılar canevimde.Hiç acıtmıyor, tüm sinirlerim alınmış!
Bu töhmetler, veballer yareme...Gelmeyenime...''
Ve attım son mektubumu da parkeye...
Belki bir gün gelir okur diye yazdım gelmeyenime...
Bir tutam durukan aktı damarlarımdan, gıdıklar gibi süzüldü geçti...Sanki, tanık mıydı neydi...
*****
Bugün gitti...
Nasıl olur aklım almaz.Onca mektubum cevapsız...Onca yolum telef...Ömrümü bitirdi, bu hasret.Varsın olsun bir mektup daha yazarım gelmeyenime...
''gelmeyenime...
Gittin...
''Seviyorum ! '' dedin, gittin...Affetmeye kalmadan...Affetmeye ramak varken...Tam da affetmişken...
Gittin...
İçinde yaşadığımı bilmeden...
Sıradan ezgiler takınıyorum dilime.Gençliğimdeki gibi, ağır imgeleri kaldıramıyorum.Bu sıradanlığımla ve sıradan mektuplarımla içinde yaşamaya çalışıyorum.
Eskisi gibi uzun uzadıya mektuplar da yazamıyorum.Hepsi az ve öz.Uzun uzun anlatacak mutluluklarım da yok, sen de yok...Mektuplarımda acılarımı uzatmak istemiyorum.İçinde yaşayabilmem zorlaşıyor...
Git...
Üzülme, neler yaşadım gördüm ben...En dar tekerleklerde döndüm.En ıslak topraklardan geçtim.En uzun asırları yaşadım, büyüdüm.
Ben de seni seviyorum gelmeyenim...
Sen bilmeden...
Duymadan...
Gelmeden...''