Meclis el koydu Türkçeye saygı!
Türkçe’deki bozulma Meclis’te
TBMM Araştırma Komisyonu, Türkçenin korunması ve geliştirilmesi için alınması gereken önlemleri belirledi. Raporda ilginç öneriler yer aldı
Türkçedeki bozulma ve yabancılaşmanın araştırılması, Türkçenin korunması ve geliştirilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla oluşturulan TBMM Araştırma Komisyonu, “Çocuk programları ve bu programlardaki kahraman adlarının Türkçeleştirilmesi, cep telefonu mesajlarında ve internette ’merhaba’yerine ’mrb’, ’selam’yerine ’slm’gibi dilin bozulmasına yol açan Türkçe kısaltmaların önüne geçilmesi” de dahil çeşitli önerilerde bulundu. Çalışmalarını tamamlayan Komisyon, taslak raporunu hazırladı. Raporda; Türkçede yaşanan sorunlar; “yabancı kelime kullanma özentisi, müstehcen ve kaba sözlerin kullanılması, söyleyiş bozuklukları, deyim ve birleşik fiil, vurgu ve duraklama yanlışları, kelimeleri yanlış anlamda ve biçimde kullanma, anlatım bozuklukları ve Türkçe öğretimindeki yetersizlikler” olarak sayılıyor.
Okul öncesi eğitim
Dilin bozulmasını önlemek ve yabancılaşmasının önüne geçmek için Türkçenin doğru kullanımıyla ilgili bilincin oluşturulmasına öncelikle aileden başlanması gerektiği belirtilen raporda, Milli Eğitim Bakanlığı, Türk Dil Kurumu ve ailelere yönelik özel programlar geliştirmesi gerektiği belirtildi. Okul öncesi eğitim, ilk ve ortaöğretim, yükseköğretimde etkin bir Türkçe öğretimi yapılması gereğine işaret edilen raporda, yabancı dille öğretim yerine, yabancı dil öğretiminin özendirilmesi istendi. (AA)
Kapadokya değil, Ürgüp!
Turizm yörelerinin Türkçe isimleri özenle korunmalı, her türlü tabela bir standarda bağlanmalı, öncelik Türkçeye verilmelidir. Türkçesi önce, yabancı dildeki karşılığı sonra yazılmalı, tarihi kalıntılar kendi adları ile anılmalıdır. Turizm adına Ürgüp, Göreme, Nevşehir’e ”Kapadokya“, Selçuk’a ”Efes“ denilmemeli, Spil Dağının adı değiştirilmelidir. Mahalle, sokak, cadde, park, site ve binalara Türkçe ad verilmeli. Türk dilinin kullanıldığı bütün sanat dalları ve araştırmalarda üç yılda bir ”Cumhurbaşkanlığı Türk Diline Hizmet Büyük Ödülü“ verilmelidir. TDK Kanunundaki eksiklikler giderilerek, 8 yıldan beri verilemeyen Türk Dil Kurumu Ödülleri yeniden verilmelidir. Diyanet İşleri Başkanlığı din görevlileri Türkçe hizmet içi eğitime alınmalı, hutbeler ”temiz Türkçe“ ile hazırlanmalıdır.
Milli dil politikası geliştirilmeli
Memur alımlarında Türkçe bilgisi ve becerisi ön planda tutulmalı ve memurluğa girişte Türkçe yeterlilik sınavında başarılı olma şartı aranmalıdır. Kamu Personeli Dil Sınavı (KPDS) gibi, kamu personeli ” Türkçe Sınavı “ yapılmalıdır. Yurt dışında görevlendirilen kamu görevlileri, yılda bir kez Türkçe mülakatına tabi tutulmalıdır. Dil elbette yasalarla ve yasaklarla korunamaz, ancak bir takım düzenlemeler olmadan sağlıklı şekilde gelişmesi de mümkün değildir. Bu nedenle acilen bazı yasal düzenlemelerin yapılması zorunludur. Ayrıca kanun ve yönetmeliklerin Türkçe ile ilgili hükümleri de uygulanmalıdır. Milli dil politikası geliştirilmeli, fakat dilde politika yapılmamalıdır. Bunun için dil konusunda sorumlu kurumları bir araya getirip koordine edecek yapılanmaya gidilmelidir. Anayasa, Anayasa hukukçuları ile Türk dilini çok iyi bilen edebiyatçı ve dil bilimcilerinden kurulu bir komisyonca yeniden hazırlanmalı, milli dil politikasına Anayasa dilinden başlanmalıdır.
Yabancı ve azınlık okullarına denetim
Milli Eğitim Bakanlığı, Türk Dil Kurumu ile sıkı bir işbirliğine gitmeli, kurumun önerilerine açık olmalıdır. Ders kitaplarında kelime sayıları sınıf seviyelerine göre yükseltilmelidir. Okullarda testler yerine, kompozisyon tipi sınavlara ağırlık verilmeli. Azınlık ve yabancı okullar, Hıristiyan vakıfların veya kuruluşların desteklediği okullar, 3 yılda bir değil, her yıl denetlenmeli, bu okullarda Türkçenin ihmal edilmesine izin verilmemelidir. İlk ve ortaöğretim için hazırlanan 100 temel eserin özel sözlüğü hazırlanmalı ve ortaöğretimi bitiren her öğrencinin bu sözlüğün ihtiva ettiği dil seviyesini kazanmış olduğu çeşitli şekillerde ölçülmelidir.
Garip kısaltmalara bir son vermeliyiz
Bilgisayar, İnternet ve cep telefonu dili, Türkçe olmalıdır. Her türlü bilgisayar yazılım ve donanımında Türkçe karakter zorunluluğu getirilmeli, cep telefonu mesajlarında ve internette “merhaba” yerine “mrb”, “selam” yerine “slm” gibi dilin bozulmasına yol açan Türkçe kısaltmaların önüne geçilmelidir. Bilgisayarlarda “Q klavye” yerine, Türkçeye uygun olan “F klavyenin” yaygınlaşması için ilgili düzenleme ve çalışmalar yapılmalıdır. Eurovision Şarkı Yarışması gibi uluslararası yarışmalarda mutlaka Türkçe eserle katılmalı, eserler Türkçe seslendirilmelidir. Televizyonlarda şarkı ve türkülerimiz alt yazıyla sunulmalıdır.
Türkçe’deki bozulma Meclis’te
TBMM Araştırma Komisyonu, Türkçenin korunması ve geliştirilmesi için alınması gereken önlemleri belirledi. Raporda ilginç öneriler yer aldı
Türkçedeki bozulma ve yabancılaşmanın araştırılması, Türkçenin korunması ve geliştirilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla oluşturulan TBMM Araştırma Komisyonu, “Çocuk programları ve bu programlardaki kahraman adlarının Türkçeleştirilmesi, cep telefonu mesajlarında ve internette ’merhaba’yerine ’mrb’, ’selam’yerine ’slm’gibi dilin bozulmasına yol açan Türkçe kısaltmaların önüne geçilmesi” de dahil çeşitli önerilerde bulundu. Çalışmalarını tamamlayan Komisyon, taslak raporunu hazırladı. Raporda; Türkçede yaşanan sorunlar; “yabancı kelime kullanma özentisi, müstehcen ve kaba sözlerin kullanılması, söyleyiş bozuklukları, deyim ve birleşik fiil, vurgu ve duraklama yanlışları, kelimeleri yanlış anlamda ve biçimde kullanma, anlatım bozuklukları ve Türkçe öğretimindeki yetersizlikler” olarak sayılıyor.
Okul öncesi eğitim
Dilin bozulmasını önlemek ve yabancılaşmasının önüne geçmek için Türkçenin doğru kullanımıyla ilgili bilincin oluşturulmasına öncelikle aileden başlanması gerektiği belirtilen raporda, Milli Eğitim Bakanlığı, Türk Dil Kurumu ve ailelere yönelik özel programlar geliştirmesi gerektiği belirtildi. Okul öncesi eğitim, ilk ve ortaöğretim, yükseköğretimde etkin bir Türkçe öğretimi yapılması gereğine işaret edilen raporda, yabancı dille öğretim yerine, yabancı dil öğretiminin özendirilmesi istendi. (AA)
Kapadokya değil, Ürgüp!
Turizm yörelerinin Türkçe isimleri özenle korunmalı, her türlü tabela bir standarda bağlanmalı, öncelik Türkçeye verilmelidir. Türkçesi önce, yabancı dildeki karşılığı sonra yazılmalı, tarihi kalıntılar kendi adları ile anılmalıdır. Turizm adına Ürgüp, Göreme, Nevşehir’e ”Kapadokya“, Selçuk’a ”Efes“ denilmemeli, Spil Dağının adı değiştirilmelidir. Mahalle, sokak, cadde, park, site ve binalara Türkçe ad verilmeli. Türk dilinin kullanıldığı bütün sanat dalları ve araştırmalarda üç yılda bir ”Cumhurbaşkanlığı Türk Diline Hizmet Büyük Ödülü“ verilmelidir. TDK Kanunundaki eksiklikler giderilerek, 8 yıldan beri verilemeyen Türk Dil Kurumu Ödülleri yeniden verilmelidir. Diyanet İşleri Başkanlığı din görevlileri Türkçe hizmet içi eğitime alınmalı, hutbeler ”temiz Türkçe“ ile hazırlanmalıdır.
Milli dil politikası geliştirilmeli
Memur alımlarında Türkçe bilgisi ve becerisi ön planda tutulmalı ve memurluğa girişte Türkçe yeterlilik sınavında başarılı olma şartı aranmalıdır. Kamu Personeli Dil Sınavı (KPDS) gibi, kamu personeli ” Türkçe Sınavı “ yapılmalıdır. Yurt dışında görevlendirilen kamu görevlileri, yılda bir kez Türkçe mülakatına tabi tutulmalıdır. Dil elbette yasalarla ve yasaklarla korunamaz, ancak bir takım düzenlemeler olmadan sağlıklı şekilde gelişmesi de mümkün değildir. Bu nedenle acilen bazı yasal düzenlemelerin yapılması zorunludur. Ayrıca kanun ve yönetmeliklerin Türkçe ile ilgili hükümleri de uygulanmalıdır. Milli dil politikası geliştirilmeli, fakat dilde politika yapılmamalıdır. Bunun için dil konusunda sorumlu kurumları bir araya getirip koordine edecek yapılanmaya gidilmelidir. Anayasa, Anayasa hukukçuları ile Türk dilini çok iyi bilen edebiyatçı ve dil bilimcilerinden kurulu bir komisyonca yeniden hazırlanmalı, milli dil politikasına Anayasa dilinden başlanmalıdır.
Yabancı ve azınlık okullarına denetim
Milli Eğitim Bakanlığı, Türk Dil Kurumu ile sıkı bir işbirliğine gitmeli, kurumun önerilerine açık olmalıdır. Ders kitaplarında kelime sayıları sınıf seviyelerine göre yükseltilmelidir. Okullarda testler yerine, kompozisyon tipi sınavlara ağırlık verilmeli. Azınlık ve yabancı okullar, Hıristiyan vakıfların veya kuruluşların desteklediği okullar, 3 yılda bir değil, her yıl denetlenmeli, bu okullarda Türkçenin ihmal edilmesine izin verilmemelidir. İlk ve ortaöğretim için hazırlanan 100 temel eserin özel sözlüğü hazırlanmalı ve ortaöğretimi bitiren her öğrencinin bu sözlüğün ihtiva ettiği dil seviyesini kazanmış olduğu çeşitli şekillerde ölçülmelidir.
Garip kısaltmalara bir son vermeliyiz
Bilgisayar, İnternet ve cep telefonu dili, Türkçe olmalıdır. Her türlü bilgisayar yazılım ve donanımında Türkçe karakter zorunluluğu getirilmeli, cep telefonu mesajlarında ve internette “merhaba” yerine “mrb”, “selam” yerine “slm” gibi dilin bozulmasına yol açan Türkçe kısaltmaların önüne geçilmelidir. Bilgisayarlarda “Q klavye” yerine, Türkçeye uygun olan “F klavyenin” yaygınlaşması için ilgili düzenleme ve çalışmalar yapılmalıdır. Eurovision Şarkı Yarışması gibi uluslararası yarışmalarda mutlaka Türkçe eserle katılmalı, eserler Türkçe seslendirilmelidir. Televizyonlarda şarkı ve türkülerimiz alt yazıyla sunulmalıdır.