Sahillerimde ayak izlerin kalıyor.
Ayak izlerin sıradan değil, biliyormusun?
“Demek, sıradan olmayanların ayak izleri de sıradan olmuyormuş” diyorum.
Ayak izlerini seviyorum! ..
Ve içimdeki deniz; yalayıp durmakta, sahilimde kalan öpülesi ayaklarının izlerini! ..
Ve de usul usul sokulup, sana dokunup durmakta...
Güneş vurmuş gibi kızarmış yanaklarını; utanmış olmalı, diyorum! ..
Tek aşinası sensin kumsallarımın... Nedendir bilmem, senden başka kimsecikler uğramaz buralara.
Ya da tek sana açılıyor bu sahilin kapıları. Ve de olanca güzelliği bir tek sana sunmakta...
Makuldür...
Sabahın ilk saatleri bu.
Gecelerim; koyu lacivert renklerinden ilk sana soyunmakta. Ve; günün ilk ışıklarıyla birlikte; hayalinin rengiyle bütünleşip, pastel tonların, muhayyilendeki tonunu kuşanmakta...
Yosun kokuyor martıların sesleri! ..
İyi ki, varsın diyorum.
Zira yokluğunda, fırtınalarım kum savururdu buralarda...
İyi ya; ya senin içindeki denizden ne haber?
O da beni gezdiriyor mu kıyılarında?
Ve ayak izlerime ve bana dokunup duruyor mu? ..
Gizli gizli okşuyor mu hayallimi? ..
Ve; uyutuverecekmiş gibi bağrında beni, mahmurlaştırıyor mu senin gözlerin gibi benim gözlerimi? ..
Suss...
Konuşma...
Sen hep sus! .. kokusunu duyduğun yosunlar gibi sus! ..
Martıları kim anladı bugüne kadar?
Üstelik de çığlıkla anlattıklarının sırrına kim erdi?
Ama, sabahın bu ilk saatlerinde, martılarımın ilk çığlığını, bir demet halinde, iyot kokan sahillerimin ilk sana duyurmakta...
Yosun kokuyor martıların sesleri...
Ayak izlerine bitiyorum...
Sularım çalkantıda!
Ayak izlerine doluyorum!
Ayak izlerine bir sandal, iki de martı düşürüyorum.
Seni seviyorum...
Bu yosun kokuları hiç bitmesin...
Ve sen; gönlümün kıyılarından hiç eksik olma diyorum!
Terledikçe açıl denizlerime, zira ihtiyacımsın...
Mahrum kalmasın suyum tuzundan, mahrum kalmasın sahillerim ve yosunlarım kokusundan.
Esirgeme ayak izlerini sahillerimden.
Ayaklarını; izlerini, seviyorum! ..
alıntı
Ayak izlerin sıradan değil, biliyormusun?
“Demek, sıradan olmayanların ayak izleri de sıradan olmuyormuş” diyorum.
Ayak izlerini seviyorum! ..
Ve içimdeki deniz; yalayıp durmakta, sahilimde kalan öpülesi ayaklarının izlerini! ..
Ve de usul usul sokulup, sana dokunup durmakta...
Güneş vurmuş gibi kızarmış yanaklarını; utanmış olmalı, diyorum! ..
Tek aşinası sensin kumsallarımın... Nedendir bilmem, senden başka kimsecikler uğramaz buralara.
Ya da tek sana açılıyor bu sahilin kapıları. Ve de olanca güzelliği bir tek sana sunmakta...
Makuldür...
Sabahın ilk saatleri bu.
Gecelerim; koyu lacivert renklerinden ilk sana soyunmakta. Ve; günün ilk ışıklarıyla birlikte; hayalinin rengiyle bütünleşip, pastel tonların, muhayyilendeki tonunu kuşanmakta...
Yosun kokuyor martıların sesleri! ..
İyi ki, varsın diyorum.
Zira yokluğunda, fırtınalarım kum savururdu buralarda...
İyi ya; ya senin içindeki denizden ne haber?
O da beni gezdiriyor mu kıyılarında?
Ve ayak izlerime ve bana dokunup duruyor mu? ..
Gizli gizli okşuyor mu hayallimi? ..
Ve; uyutuverecekmiş gibi bağrında beni, mahmurlaştırıyor mu senin gözlerin gibi benim gözlerimi? ..
Suss...
Konuşma...
Sen hep sus! .. kokusunu duyduğun yosunlar gibi sus! ..
Martıları kim anladı bugüne kadar?
Üstelik de çığlıkla anlattıklarının sırrına kim erdi?
Ama, sabahın bu ilk saatlerinde, martılarımın ilk çığlığını, bir demet halinde, iyot kokan sahillerimin ilk sana duyurmakta...
Yosun kokuyor martıların sesleri...
Ayak izlerine bitiyorum...
Sularım çalkantıda!
Ayak izlerine doluyorum!
Ayak izlerine bir sandal, iki de martı düşürüyorum.
Seni seviyorum...
Bu yosun kokuları hiç bitmesin...
Ve sen; gönlümün kıyılarından hiç eksik olma diyorum!
Terledikçe açıl denizlerime, zira ihtiyacımsın...
Mahrum kalmasın suyum tuzundan, mahrum kalmasın sahillerim ve yosunlarım kokusundan.
Esirgeme ayak izlerini sahillerimden.
Ayaklarını; izlerini, seviyorum! ..
alıntı