Mehmet Paksu, Secde Suresinin 7. âyeti, "O Allah ki, her şeyi en güzel şekilde yarattı" mealinden hareketle ölümün neden güzel olduğunu açıkladı.
Mehmet PAKSU'nun yazısı
Her şey nasıl güzel olur?
Secde suresinin 7. âyeti, "O Allah ki, her şeyi en güzel şekilde yarattı" diyor.
Âyet "Her şeyi" diyor. Ayrıca "güzel" de demiyor, "en güzel" diyor.
Yine Kur'ân'ın anlatımıyla "Allah En Güzel Yaratıcıdır."
Allah çirkin bir şey yaratmaz, ne yaratmışsa güzeldir ve de en güzeldir.
Bu durumda çirkin bir şey yok mudur? Mutlaka vardır, hem de akla, hayale gelmeyecek kadar çok vardır.
Öyleyse burada bir tezat, bir çelişki, bir aykırılık yok mu?
Hayır olmuyor. Çünkü çirkinlik, şer ve kötülük de bir anlamda güzelliktir, güzelliğin bir başka biçimde görünüşüdür.
Bu açıdan "çirkin" olan şeylere, "dolayısıyla güzellik" demek daha yerinde olur.
Çünkü çirkinin çirkinliği olmasaydı, güzelliğin güzelliği olmazdı, anlaşılmazdı.
Burada "Her şey zıddıyla bilinir" kuralı akla geliyor.
Hastalık olmazsa sağlık anlam taşımaz. Açlık olmazsa, tokluk anlaşılmaz. Soğuk olmazsa sıcaklık bilinmez. Karanlık olmazsa aydınlığın anlamı olmaz. Kötü olmazsa iyinin değeri ölçülmez. Cehennem olmazsa Cennet lezzet vermez.
***
Bir de güzelliğin derecesi, içine çirkinliğin girmesiyle anlaşılır.
Buna göre kötü ve istenmeyen şeyler de gerçek anlamda güzeldir ve iyidir.
Mesela hastalığı kimse istemez, uzak durur. Ama sağlığın nimet olması ve değerinin anlaşılması için hastalığın olması lazım. Yoksa hastalık bir anlam taşımaz.
Allah'ın isimleri açısından bakıldığında hem sağlığın, hem de hastalığın bulunması gerekir. Sağlıklı olduğumuzda Allah'ın Muâfi ve Mün'im isimlerini anladığımız gibi, hasta olmadan da ŞÃ¢fi ismi anlayamayız, gizli ve meçhul kalır.
***
Bu arada pek çok insan tarafından sevilmeyen, konuşulması bile istenmeyen bir güzellik daha vardır. Meselâ, ölüm. Ölüm güzel mi, çirkin mi?
Bir kere ölüm tesadüfî bir şey değildir, bir Yaratanı olduğu için güzeldir.
Çünkü Allah'ın bir ismi "Muhyî"dir (hayatı verir), diğer ismi de "Mümît"tir (ölümü verir).
Meselâ, çekirdeğin toprak altında çürümesi, bir çeşit ölümü, ağaç olarak boy atmasıdır, tohumun ölümü bir çiçek olarak açılmasıdır; insanın ölümü de sonsuza adım atması ve ebedi bir hayata geçmesidir.
***
Bir de Azrail'i düşünün. Azrail çirkin mi, güzel mi?
Bir kere çirkin olamaz, çünkü melektir, masumdur, suçsuz ve günahsızdır.
İkincisi, sonsuz güzellik sahibi olan Allah'ın güzel bir emrini yerine getiriyor, kendi başına bir iş yapmıyor.
Üçüncüsü de, yaptığı iş güzeldir. İnsanlar, ölümle fani hayattan baki hayata geçiyor, yok olmaktan kurtuluyor, sonsuz varlığa erişiyor.
Kabir ise her ne kadar karanlık, yalnızlık ve bir vahşet yatağı ise de, mü'min için ebedi saadetin kapısıdır, Cennet'e açılan bir penceredir, Allah'a kavuşmaktır.
Ölüm ve kabir böyle güzel olursa, diğer çirkin ve şer gibi görünen şeylerde gerçek anlamda çirkinlikten ve şerden söz etmek mümkün değildir.
Son söz: Allah adına kâinata bakan bir insan her şeyi güzel görür. Hadiste anlatıldığı gibi "Allah güzeldir, güzeli sever." O güzelse her şey güzeldir
Mehmet PAKSU'nun yazısı
Her şey nasıl güzel olur?
Secde suresinin 7. âyeti, "O Allah ki, her şeyi en güzel şekilde yarattı" diyor.
Âyet "Her şeyi" diyor. Ayrıca "güzel" de demiyor, "en güzel" diyor.
Yine Kur'ân'ın anlatımıyla "Allah En Güzel Yaratıcıdır."
Allah çirkin bir şey yaratmaz, ne yaratmışsa güzeldir ve de en güzeldir.
Bu durumda çirkin bir şey yok mudur? Mutlaka vardır, hem de akla, hayale gelmeyecek kadar çok vardır.
Öyleyse burada bir tezat, bir çelişki, bir aykırılık yok mu?
Hayır olmuyor. Çünkü çirkinlik, şer ve kötülük de bir anlamda güzelliktir, güzelliğin bir başka biçimde görünüşüdür.
Bu açıdan "çirkin" olan şeylere, "dolayısıyla güzellik" demek daha yerinde olur.
Çünkü çirkinin çirkinliği olmasaydı, güzelliğin güzelliği olmazdı, anlaşılmazdı.
Burada "Her şey zıddıyla bilinir" kuralı akla geliyor.
Hastalık olmazsa sağlık anlam taşımaz. Açlık olmazsa, tokluk anlaşılmaz. Soğuk olmazsa sıcaklık bilinmez. Karanlık olmazsa aydınlığın anlamı olmaz. Kötü olmazsa iyinin değeri ölçülmez. Cehennem olmazsa Cennet lezzet vermez.
***
Bir de güzelliğin derecesi, içine çirkinliğin girmesiyle anlaşılır.
Buna göre kötü ve istenmeyen şeyler de gerçek anlamda güzeldir ve iyidir.
Mesela hastalığı kimse istemez, uzak durur. Ama sağlığın nimet olması ve değerinin anlaşılması için hastalığın olması lazım. Yoksa hastalık bir anlam taşımaz.
Allah'ın isimleri açısından bakıldığında hem sağlığın, hem de hastalığın bulunması gerekir. Sağlıklı olduğumuzda Allah'ın Muâfi ve Mün'im isimlerini anladığımız gibi, hasta olmadan da ŞÃ¢fi ismi anlayamayız, gizli ve meçhul kalır.
***
Bu arada pek çok insan tarafından sevilmeyen, konuşulması bile istenmeyen bir güzellik daha vardır. Meselâ, ölüm. Ölüm güzel mi, çirkin mi?
Bir kere ölüm tesadüfî bir şey değildir, bir Yaratanı olduğu için güzeldir.
Çünkü Allah'ın bir ismi "Muhyî"dir (hayatı verir), diğer ismi de "Mümît"tir (ölümü verir).
Meselâ, çekirdeğin toprak altında çürümesi, bir çeşit ölümü, ağaç olarak boy atmasıdır, tohumun ölümü bir çiçek olarak açılmasıdır; insanın ölümü de sonsuza adım atması ve ebedi bir hayata geçmesidir.
***
Bir de Azrail'i düşünün. Azrail çirkin mi, güzel mi?
Bir kere çirkin olamaz, çünkü melektir, masumdur, suçsuz ve günahsızdır.
İkincisi, sonsuz güzellik sahibi olan Allah'ın güzel bir emrini yerine getiriyor, kendi başına bir iş yapmıyor.
Üçüncüsü de, yaptığı iş güzeldir. İnsanlar, ölümle fani hayattan baki hayata geçiyor, yok olmaktan kurtuluyor, sonsuz varlığa erişiyor.
Kabir ise her ne kadar karanlık, yalnızlık ve bir vahşet yatağı ise de, mü'min için ebedi saadetin kapısıdır, Cennet'e açılan bir penceredir, Allah'a kavuşmaktır.
Ölüm ve kabir böyle güzel olursa, diğer çirkin ve şer gibi görünen şeylerde gerçek anlamda çirkinlikten ve şerden söz etmek mümkün değildir.
Son söz: Allah adına kâinata bakan bir insan her şeyi güzel görür. Hadiste anlatıldığı gibi "Allah güzeldir, güzeli sever." O güzelse her şey güzeldir