“Hayatın iki anahtarı var” diyor içsesim. Biri hayata uyumunu, ayakta duruşunu, nasıl bir insan olacağını belirler. İkincisi aklını, ruhunu, yüreğini bir gün benzer bir ruha teslim etmek için saklı kalır.
Birinci anahtar çoğu şeyi barındırır içinde. En güçlü dişlisi ailedir. Onlar olmadan ne bir kapı açabilirsin, ne de bir anlam ifade edebilirsin. Bu dünyanın işçiliği en şahane yapılmış, asla ve asla kopyası olmayacak anahtarıdır. İyi sahip çıkıp, kaybetmemelisin.
Dişlileri oluşturmaya aile başlar. Yavaş yavaş kendin de katkıda bulunursun oluşuma. Davranışınla, sözünle, hayata bakışınla; açılabilir bir anahtara dönüştürürsün. Zamanı geldiğinde tek başına bir anahtar olursun. Hayatın anlamlarını açmaya, anlamaya çalışan…
Birinci anahtar çoğu şeyi barındırır içinde. En güçlü dişlisi ailedir. Onlar olmadan ne bir kapı açabilirsin, ne de bir anlam ifade edebilirsin. Bu dünyanın işçiliği en şahane yapılmış, asla ve asla kopyası olmayacak anahtarıdır. İyi sahip çıkıp, kaybetmemelisin.
Dişlileri oluşturmaya aile başlar. Yavaş yavaş kendin de katkıda bulunursun oluşuma. Davranışınla, sözünle, hayata bakışınla; açılabilir bir anahtara dönüştürürsün. Zamanı geldiğinde tek başına bir anahtar olursun. Hayatın anlamlarını açmaya, anlamaya çalışan…
İkinci anahtar yüreğinin bir köşesinde saklıdır. Hiç kimsenin kolay kolay ulaşamayacağını bildiğin için ruhun rahattır. Hakedeni bulana kadar öylece durur içinde. Ve teslim ettiğin insanın aklında, yüreğinde oluşur dişlileri. Şekil alacağı son hal ondadır. Ve kendinin şekil vereceği anahtar ellerinde… Doğru insanın elindedir artık o dişlileri oluşturmak. Ve oluşan anahtarla kapıları açıp, hangilerini kilitleyeceğini belirlemek.
“Hayatın iki anahtarı var” diyor içsesim… Her zaman kıymeti bilinip, kaybedilmeyecek.