Ben hayata yaşamaktan kaçarken tutuldum Sevgili.
Bir intihara koşar gibi kabullendim hayatı.
İnadına ve isyanla yaşadım,
Ölümler çağırmaktan kısıldı sesim,
Beter oldum.
Yaşadım.
Kapanmış bir yarayı dürtüler gibi yaşadım.
Tutup yine de sevmişsem seni, intiharım olan yaşamakta
Aşkın panzehirinin olmayışındandır.
Benim hayatım kaybedişler üzerine kurulmuştur Sevgili.
Eni sonu malum bir cinayetin masum ve meçhul bir maktulüyüm ben.
Ben seni yaraya tuz basar gibi, bütün vuslatları yıkarak sevdim.
Ben seni sadece sevdim.
Dedim sana.
Aşk gibi hüznün de sebebi yoktur Sevgili, tutamağı vardır sadece.
Ben şehirleri nemli bodrum katların kaldırım hizası pencerelerinden tanıdım.
Yokolmuş zamanlar ve imkansız mekanlar gibidir benim sevgim.
Bu yüzden büyük umutlarım olmadı, olamaz benim.
Biliyorum.
Senin gülüşün benim baharımdır.
Ne ki bodrum katların kör odalarında aslolan hüzündür Sevgili
Ben seni hüznüne sevdim, ben seni sadece sevdim
Biliyorum.
Senin gülüşün benim baharımdır.
Oysa benim adım gurbetlere yazılmış, yüreğime hüzün düşürülmüştür.
eylül yorgunu saçlarımla en güzel hüzünleri ben yaşarım.
Ben seni gerekçesiz ve neticesiz sevdim.
Ve nasıl sevmişsem seni böyle dolu dizgin, ulu orta
Öylece hüzne belenmişim işte.
Bazı acılar vardır, tütün gibi işler adamın ciğerine, aşk gibi, yaşamak gibi.
Sevgili, Sevmişsem seni ve yaşıyorsam hala
Tütün çekiyorsam gecenin bir vakti,
Demli bir hüzne çatmışım belle.
Dedim sana.
Aşk gibi hüznün de sebebi yoktur Sevgili,
tutamağı vardır sadece....
Bir intihara koşar gibi kabullendim hayatı.
İnadına ve isyanla yaşadım,
Ölümler çağırmaktan kısıldı sesim,
Beter oldum.
Yaşadım.
Kapanmış bir yarayı dürtüler gibi yaşadım.
Tutup yine de sevmişsem seni, intiharım olan yaşamakta
Aşkın panzehirinin olmayışındandır.
Benim hayatım kaybedişler üzerine kurulmuştur Sevgili.
Eni sonu malum bir cinayetin masum ve meçhul bir maktulüyüm ben.
Ben seni yaraya tuz basar gibi, bütün vuslatları yıkarak sevdim.
Ben seni sadece sevdim.
Dedim sana.
Aşk gibi hüznün de sebebi yoktur Sevgili, tutamağı vardır sadece.
Ben şehirleri nemli bodrum katların kaldırım hizası pencerelerinden tanıdım.
Yokolmuş zamanlar ve imkansız mekanlar gibidir benim sevgim.
Bu yüzden büyük umutlarım olmadı, olamaz benim.
Biliyorum.
Senin gülüşün benim baharımdır.
Ne ki bodrum katların kör odalarında aslolan hüzündür Sevgili
Ben seni hüznüne sevdim, ben seni sadece sevdim
Biliyorum.
Senin gülüşün benim baharımdır.
Oysa benim adım gurbetlere yazılmış, yüreğime hüzün düşürülmüştür.
eylül yorgunu saçlarımla en güzel hüzünleri ben yaşarım.
Ben seni gerekçesiz ve neticesiz sevdim.
Ve nasıl sevmişsem seni böyle dolu dizgin, ulu orta
Öylece hüzne belenmişim işte.
Bazı acılar vardır, tütün gibi işler adamın ciğerine, aşk gibi, yaşamak gibi.
Sevgili, Sevmişsem seni ve yaşıyorsam hala
Tütün çekiyorsam gecenin bir vakti,
Demli bir hüzne çatmışım belle.
Dedim sana.
Aşk gibi hüznün de sebebi yoktur Sevgili,
tutamağı vardır sadece....