Sevdiklerimiz neden cekip gider bizden uzaklara..? Biz neden ulasamayiz artik onlara, bunu herseyden cok istedigimiz halde...? Ve haklida olsalar bizden kacisa ya da uzaklasmaya neden olabilecek neler yasatmisizdir biz onlara ki, bir ''elveda'' bile demeden cekip giderler...? Ve her seferinde neden yalnizca ''sakin aglama'' cümlesini kullanirlar giderlerken...?
Bilmemiz gereken ya da anlamamiz gereken en önemli husus belki de bu...Her sevda, bir terkedilise gebedir...Ve her sevgi bagi mutlu sonla bitmeyebilir...Biz ne kadar hazirliksiz yakalansak da bu terkedilise, gücümüz yetmez bazen gideni geri getirmeye...Öyle cok yakarislarda bulunuruz, öyle cok dualar ederiz Rabb'imize, öyle cok agitlar yakariz gidenin ardindan ve yaslar süzülür her aklimiza gelisinde...ya hic cikmazsa aklimizdan o giden kisi...? Iste o zaman göz pinarlarimiz kuruyana dek akitiriz yaslarimizi belki de gücü yetmez hasret acisinin bu sevgi bagi karsisinda, hic kurumaz o pinar dedigimiz...
Sevdiklerimiz icin akitmayacaksak bu gözyaslarimizi ne anlami kaldi ki feryadin...? Onlar birer birer cekip giderken bizlerden, nasil olacakta güzel düsler kurarak bekleyecegiz mutlu sonla yasami noktalamayi...?Belki bunu beklemeye bile güc bulamayacagiz kendimizde...Onsuz gecen her günün ardindan ömrümüzü daha da kisaltabilecek formüller üretecegiz kendimizce belki de...
Bazen sebepsizdir ayriliklar, terkedilisler...Iste o an kelimelerle ifade edemeyiz o ani bizler ve gelecekte bu anin bizden alip götürdükleriyle hep yenik düseriz bu zalim, bu fani dünyaya...En sevdigimiz gitmistir bizden...Biz hep mutlu bir sonla noktalamak isterken yasamimizi, bunu sadece düsler kurarak, ümitsiz umutlar yeserterek icimizde biraz daha yaklasacagiz sona artik her gecen dakikanin ardindan...Ama hep bir umudumuz olacak, gidenin bir an önce dönmesi icin...Tipki sessizce hayatimizdan cikip gitmesi gibi, sessizce geri dönüsünü bekleyecegiz...Bundan baska bir care birakmamistir cünkü bize giderken...
Insanoglu kaybetmeyi sevmez...Ama kaybetmeyi kabullenmek bir erdemdir aslinda...Iste yasamda en önemli unsur, kaybetmeyi kabullenmeyi basarmaktir...Ve bizler, bunu asla basaramayacagiz...
Bilmemiz gereken ya da anlamamiz gereken en önemli husus belki de bu...Her sevda, bir terkedilise gebedir...Ve her sevgi bagi mutlu sonla bitmeyebilir...Biz ne kadar hazirliksiz yakalansak da bu terkedilise, gücümüz yetmez bazen gideni geri getirmeye...Öyle cok yakarislarda bulunuruz, öyle cok dualar ederiz Rabb'imize, öyle cok agitlar yakariz gidenin ardindan ve yaslar süzülür her aklimiza gelisinde...ya hic cikmazsa aklimizdan o giden kisi...? Iste o zaman göz pinarlarimiz kuruyana dek akitiriz yaslarimizi belki de gücü yetmez hasret acisinin bu sevgi bagi karsisinda, hic kurumaz o pinar dedigimiz...
Sevdiklerimiz icin akitmayacaksak bu gözyaslarimizi ne anlami kaldi ki feryadin...? Onlar birer birer cekip giderken bizlerden, nasil olacakta güzel düsler kurarak bekleyecegiz mutlu sonla yasami noktalamayi...?Belki bunu beklemeye bile güc bulamayacagiz kendimizde...Onsuz gecen her günün ardindan ömrümüzü daha da kisaltabilecek formüller üretecegiz kendimizce belki de...
Bazen sebepsizdir ayriliklar, terkedilisler...Iste o an kelimelerle ifade edemeyiz o ani bizler ve gelecekte bu anin bizden alip götürdükleriyle hep yenik düseriz bu zalim, bu fani dünyaya...En sevdigimiz gitmistir bizden...Biz hep mutlu bir sonla noktalamak isterken yasamimizi, bunu sadece düsler kurarak, ümitsiz umutlar yeserterek icimizde biraz daha yaklasacagiz sona artik her gecen dakikanin ardindan...Ama hep bir umudumuz olacak, gidenin bir an önce dönmesi icin...Tipki sessizce hayatimizdan cikip gitmesi gibi, sessizce geri dönüsünü bekleyecegiz...Bundan baska bir care birakmamistir cünkü bize giderken...
Insanoglu kaybetmeyi sevmez...Ama kaybetmeyi kabullenmek bir erdemdir aslinda...Iste yasamda en önemli unsur, kaybetmeyi kabullenmeyi basarmaktir...Ve bizler, bunu asla basaramayacagiz...