Çok uzak....
Çok uzak...
Yaşam, bu özgürlük türküsünde çağırdığında seni,
Esaret, demir parmaklarında tutukluyor seni,
Anlıyorum gelemiyorsun...
.............
Ara kere Eyüpte bir türbede,
Ya da Eminönü’nde kuşlara yem dökerken,
Veya rıhtıma yanaştığımda Sarıyer’e gitmek için,
Herhangi bir İstanbul’da sana rastlamak,
İhtimalsiz...
….
İkimizin hayatı da bir senaryoya düşmüş,
Sen ve ben, ayrı bir İstanbul oyununa perde çekmişiz,
Bütün filmlerinde dramatik replikler,
Hangi role soyunsak tutmuyor işte,
Kollarımı açtığım bir sahilde bana koşman,
Olasılıksız.
…
Çığ gibi doluşan trenlerin,
Haydarpaşa’dan bastığı çığlığı tarıyorum,
İnen hiç bir yolcu sen değilsin,
Birazdan rayların iniltisinde yine ümitleneceğim,
Ne yazık ki,
Saatlerin hüsranda durması imkansız...
...
Çok uzak...
Yaşam, bu özgürlük türküsünde çağırdığında seni,
Esaret, demir parmaklarında tutukluyor seni,
Anlıyorum gelemiyorsun...
.............
Ara kere Eyüpte bir türbede,
Ya da Eminönü’nde kuşlara yem dökerken,
Veya rıhtıma yanaştığımda Sarıyer’e gitmek için,
Herhangi bir İstanbul’da sana rastlamak,
İhtimalsiz...
….
İkimizin hayatı da bir senaryoya düşmüş,
Sen ve ben, ayrı bir İstanbul oyununa perde çekmişiz,
Bütün filmlerinde dramatik replikler,
Hangi role soyunsak tutmuyor işte,
Kollarımı açtığım bir sahilde bana koşman,
Olasılıksız.
…
Çığ gibi doluşan trenlerin,
Haydarpaşa’dan bastığı çığlığı tarıyorum,
İnen hiç bir yolcu sen değilsin,
Birazdan rayların iniltisinde yine ümitleneceğim,
Ne yazık ki,
Saatlerin hüsranda durması imkansız...
...