Bugüne kadar yapılan bazı araştırmalarda; uykuda aşırı hareket gün boyunca fiziksel durgunluk konsantrasyon bozukluğu hafıza durgunluğu nedenlerinin uykuda düzensizlik ve üst solunum yollarının kısmi tıkanıklığına bağlı olduğu bulunmuştur.
Ancak burada bizi asıl ilgilendiren ve genel anlamda vücuda zararlı olan; apnedir. Apne Yunanca bir kelime olup tam karşılığı; nefes alma isteğidir. Uyku apne sendromu 7 saatlik uyku süresinde 30 veya daha fazla apne sayısının olmasıdır. Bu da saatte ortalama 5 apne indeksi demektir.
Sonuç olarak horlayan bir çocuk saatte en az 5 kere apne geçirirse bu çocukta uyku apne sendromu var denilebilir. Bu sendromun da saatte 5-20 apne; hafif dereceli saatte 20-40 apne; orta dereceli saatte 40’dan fazla; ciddi apne anlamında olmak üzere dereceleri vardır.
Bizi ilgilendiren ve en sık görülen apne tipi tıkayıcı apnedir. Bu da iki şekilde kendini gösterir. Biri üst solunum yolu direnç sendromu ki burada hastalar belirgin kısmi üst solunum yolu tıkanıklığı gösterirler. Ancak burada tamamen tıkanıklık sözkonusu değildir. Oksijen doygunluğu normal seviyededir (% 95) ve kişi tıkanıklığı yenmek için solunum çabası içindedir. Göğüste karında birbirine uyumsuz hareketler oluşur ve uykuda minik sıçramalar görülür. Bu kişiler uzamış solunum çabasından dolayı kalp ve damar sıkıntılarına girerler gündüz devamlı uyuma ve halsizlik semptomları gösterirler.
Diğeri ise daha ileri evrede görülen gece solunum ve oksijen azalmasıdır. Hastalarda uyku sırasındaki apnede akciğerlere hava geçmez ve kişinin o anda solunumda belirgin azalma oluşur ve kanda oksijen doygunluğu önemli ölçüde düşer. İlaveten vücuttaki damar büzücü sistem harekete geçer ve çevre damarlarda daralma ve gecici akciğer ve kalp hipertansiyonu oluşur. Uykuda ani çocuk ölümleri arasında uyku apnesinin bu tipi bulunmaktadır.
Apne esnasında oluşan bu iki olayın ardından üst solunumun yollardaki tıkanıklığı yenmek için yüksek göğüs içi negatif basınç oluşur. Uykudan uyanma sayesinde apne dönemlerinin sonlaması sağlanır. Bu uyanma sonunda oksijen azalması durur ve normal solunuma geçilir. Hasta genellikle bu uyanmaların farkında değildir. Ancak bozulmuş uyku düzenine bağlı olarak gündüz uykusuzluk ve ara ara sızmalar şeklinde kendini gösterir.
Normalde kişi uyanık iken solunum istemli sinir sisteminin kontrolü altındadır. Ancak uyurken istem dışı sistemin kontrolü altına geçer. Uykuda kişiler her 1 saatte 1 ila 4 adet arasında değişen hızlı göz hareketi ve hızlı göz hareketi olmayan dönemlerine geçerler. Hızlı göz hareketi olmayan dönemde uyku daha derindir ve solunum daha düzenlidir. Hızlı göz hareketi döneminde ise uyku daha yüzeyseldir ve üst solunum yollarının adele gerginliklerinde azalma ve bazı bölgelerde daralma oluşur. Buna bağlı olarak da solunum iyice düzensiz olur ve oksijen doygunluğunda düşme karbondioksitte de artma oluşur. Apne de işte bu dönemde oluşur.
Tedavide KBB muayenesi önemlidir.
Bütün bu belirtilerin görülmesi halinde Endoskopik sistem ile tam bir kulak burun boğaz muayenesi yapılır. Gerekli görülmesi halinde radyografiler çekilir ve 7 saatteki apne sayısını ölçen uyku laboratuarına gönderilir.
Geniz eti ve bademciklerde üst solunum yollarında darlığa neden olacak aşırı büyüme mevcut ise bu dokuların alınması veya boyunda burun ve genizde yer kaplayıcı dokuların çıkartılması gerekli olduğu hallerde çocuk tekniğine uygun olarak septum deviasyon cerrahisi dil kökü bademciklerinin lazer ile çıkartılması şişman çocuklarda açlık kan şekeri gibi sistemik incelemelerin yapılması ve diet tedavisi tedaviler arasındadır.
Büyüklerde uyguladığımız horlama ameliyatlarını ise çocuklarda önermiyoruz. Çocuklarda öncelikle gelişimin tamamlanmasını ve çene yapısının tam gelişmesini beklemek gerekmektedir.
Horlama:
Üst solunum yollarının kısmi tıkanıklığına bağlı olarak buradaki dokuların titreşmesi ile ortaya çıkan sestir.
Tıp dilinde apne:
Solunan havanın burunda ve ağızda 10 saniye durmasıdır. Apne indeksi 1 saatlik uyku sürecindeki apne sayısıdır. Ve apnenin fiziksel nedenleri burundan ses tellerine kadar oluşan bölgelerin patalojilerine bağlıdır.
APNE’NİN FİZİKSEL NEDENLERİ
Burun içi nedenler:
Burun deliklerini burun içinden ayıran oluşumun eğriliği
Nezle
Alerji
Yabancı cisim
Burun içi ve gerisinde doğumsal olarak görülen kitle ve kistler
Geniz ve boğazlardaki nedenler:
Geniz eti büyümesi
Büyük bademcikler
Büyük dil
Dil arkası lenf dokusunun büyümesi
Çenenin iskelet yapısında gelişme geriliği
Genizde kitle
Aşırı şişmanlık
Ses telleri ve gırtlak bölgesinde:
İnfeksiyon
Ödem
Kitle
HORLAMA VE APNE’NİN BELİRTİ VE SONUÇLARI:
Tıkayıcı uyku apnesi sırasında klinik olarak çarpıcı bulgular gözlenir. Uykuda sıçramalar uyanmalar ve bozulmuş uyku düzeni oluşur. Çocuk terleyerek bazen boğularak çırpınmalar ile birlikte uyanır. Gündüz ise okul performansı düşer gündüz uyuklamaları ve konsantrasyon bozukluğu oluşur. Uykuda büyüme hormonu salgılandığından uyku bozukluklarında bu hormonun salgısı azalır ve gelişme geriliği görülebilir.
Ancak burada bizi asıl ilgilendiren ve genel anlamda vücuda zararlı olan; apnedir. Apne Yunanca bir kelime olup tam karşılığı; nefes alma isteğidir. Uyku apne sendromu 7 saatlik uyku süresinde 30 veya daha fazla apne sayısının olmasıdır. Bu da saatte ortalama 5 apne indeksi demektir.
Sonuç olarak horlayan bir çocuk saatte en az 5 kere apne geçirirse bu çocukta uyku apne sendromu var denilebilir. Bu sendromun da saatte 5-20 apne; hafif dereceli saatte 20-40 apne; orta dereceli saatte 40’dan fazla; ciddi apne anlamında olmak üzere dereceleri vardır.
Bizi ilgilendiren ve en sık görülen apne tipi tıkayıcı apnedir. Bu da iki şekilde kendini gösterir. Biri üst solunum yolu direnç sendromu ki burada hastalar belirgin kısmi üst solunum yolu tıkanıklığı gösterirler. Ancak burada tamamen tıkanıklık sözkonusu değildir. Oksijen doygunluğu normal seviyededir (% 95) ve kişi tıkanıklığı yenmek için solunum çabası içindedir. Göğüste karında birbirine uyumsuz hareketler oluşur ve uykuda minik sıçramalar görülür. Bu kişiler uzamış solunum çabasından dolayı kalp ve damar sıkıntılarına girerler gündüz devamlı uyuma ve halsizlik semptomları gösterirler.
Diğeri ise daha ileri evrede görülen gece solunum ve oksijen azalmasıdır. Hastalarda uyku sırasındaki apnede akciğerlere hava geçmez ve kişinin o anda solunumda belirgin azalma oluşur ve kanda oksijen doygunluğu önemli ölçüde düşer. İlaveten vücuttaki damar büzücü sistem harekete geçer ve çevre damarlarda daralma ve gecici akciğer ve kalp hipertansiyonu oluşur. Uykuda ani çocuk ölümleri arasında uyku apnesinin bu tipi bulunmaktadır.
Apne esnasında oluşan bu iki olayın ardından üst solunumun yollardaki tıkanıklığı yenmek için yüksek göğüs içi negatif basınç oluşur. Uykudan uyanma sayesinde apne dönemlerinin sonlaması sağlanır. Bu uyanma sonunda oksijen azalması durur ve normal solunuma geçilir. Hasta genellikle bu uyanmaların farkında değildir. Ancak bozulmuş uyku düzenine bağlı olarak gündüz uykusuzluk ve ara ara sızmalar şeklinde kendini gösterir.
Normalde kişi uyanık iken solunum istemli sinir sisteminin kontrolü altındadır. Ancak uyurken istem dışı sistemin kontrolü altına geçer. Uykuda kişiler her 1 saatte 1 ila 4 adet arasında değişen hızlı göz hareketi ve hızlı göz hareketi olmayan dönemlerine geçerler. Hızlı göz hareketi olmayan dönemde uyku daha derindir ve solunum daha düzenlidir. Hızlı göz hareketi döneminde ise uyku daha yüzeyseldir ve üst solunum yollarının adele gerginliklerinde azalma ve bazı bölgelerde daralma oluşur. Buna bağlı olarak da solunum iyice düzensiz olur ve oksijen doygunluğunda düşme karbondioksitte de artma oluşur. Apne de işte bu dönemde oluşur.
Tedavide KBB muayenesi önemlidir.
Bütün bu belirtilerin görülmesi halinde Endoskopik sistem ile tam bir kulak burun boğaz muayenesi yapılır. Gerekli görülmesi halinde radyografiler çekilir ve 7 saatteki apne sayısını ölçen uyku laboratuarına gönderilir.
Geniz eti ve bademciklerde üst solunum yollarında darlığa neden olacak aşırı büyüme mevcut ise bu dokuların alınması veya boyunda burun ve genizde yer kaplayıcı dokuların çıkartılması gerekli olduğu hallerde çocuk tekniğine uygun olarak septum deviasyon cerrahisi dil kökü bademciklerinin lazer ile çıkartılması şişman çocuklarda açlık kan şekeri gibi sistemik incelemelerin yapılması ve diet tedavisi tedaviler arasındadır.
Büyüklerde uyguladığımız horlama ameliyatlarını ise çocuklarda önermiyoruz. Çocuklarda öncelikle gelişimin tamamlanmasını ve çene yapısının tam gelişmesini beklemek gerekmektedir.
Horlama:
Üst solunum yollarının kısmi tıkanıklığına bağlı olarak buradaki dokuların titreşmesi ile ortaya çıkan sestir.
Tıp dilinde apne:
Solunan havanın burunda ve ağızda 10 saniye durmasıdır. Apne indeksi 1 saatlik uyku sürecindeki apne sayısıdır. Ve apnenin fiziksel nedenleri burundan ses tellerine kadar oluşan bölgelerin patalojilerine bağlıdır.
APNE’NİN FİZİKSEL NEDENLERİ
Burun içi nedenler:
Burun deliklerini burun içinden ayıran oluşumun eğriliği
Nezle
Alerji
Yabancı cisim
Burun içi ve gerisinde doğumsal olarak görülen kitle ve kistler
Geniz ve boğazlardaki nedenler:
Geniz eti büyümesi
Büyük bademcikler
Büyük dil
Dil arkası lenf dokusunun büyümesi
Çenenin iskelet yapısında gelişme geriliği
Genizde kitle
Aşırı şişmanlık
Ses telleri ve gırtlak bölgesinde:
İnfeksiyon
Ödem
Kitle
HORLAMA VE APNE’NİN BELİRTİ VE SONUÇLARI:
Tıkayıcı uyku apnesi sırasında klinik olarak çarpıcı bulgular gözlenir. Uykuda sıçramalar uyanmalar ve bozulmuş uyku düzeni oluşur. Çocuk terleyerek bazen boğularak çırpınmalar ile birlikte uyanır. Gündüz ise okul performansı düşer gündüz uyuklamaları ve konsantrasyon bozukluğu oluşur. Uykuda büyüme hormonu salgılandığından uyku bozukluklarında bu hormonun salgısı azalır ve gelişme geriliği görülebilir.