Çocuğu erişkinden ayıran en önemli özellik büyümedir. Çocuk döllenmeden itibaren çocukluk çağı bitene kadar büyür, gelişir ve değişir. Çocukluk çağının bitiş yaşı 20 yaştır ve kişi bu yaşa kadar çocuk kabul edilir. Büyüme çocuğu erişkine göre daha aktif ve dinamik kılar. Büyüme süreci içinde çocukta birtakım gelişmeler ve değişimler gerçekleşir. Böylece çocuk, giderek erişkin özelliklerini kazanır.
Büyüme sırasında moleküler ve hücresel birtakım değişiklikler ortaya çıkar. Büyüme çocuk sağlığının en önemli göstergesidir. İyi büyüyen çocuk ruhsal ve bedensel sağlığı yerinde olan çocuktur. Çünkü büyüme çok sayıda faktörün etkisi altındadır. Normal bir büyüme için gerekli en önemli koşullardan ikisi güvenli aile ortamı ve uygun beslenmedir. Yeterli bir büyüme için çocuğun herhangi bir hastalığının olmaması ve hormonlarının yeterli derecede salgılanması gereklidir. Fiziksel sağlığın bozulması büyümeyi etkilediği gibi psikolojik sağlığın bozulması da etkiler. Psikolojik ve sosyal problemler çocukta büyüme hormonunun salgılanmasına da engel olarak boy kısalığına neden olur.
Büyüme döllenme ile başlar ve en hızlı dönemlerinden biri annenin karnında gerçekleşen büyümedir. Bu dönemdeki büyüme de annenin beslenmesi önemli olmasına karşın, başka faktörlerde önemlidir. Doğumdan sonraki ilk yıl büyümenin en hızlı olduğu dönemlerden biridir. İkinci-dördüncü yaşlar arasında yavaşlar. Dört yaşından ergenliğe kadar olan dönemde büyüme daha yavaş ve daha durgun olarak gerçekleşir. İlk iki yaş boyunca gerçekleşen hızlı büyüme döneminde çocuğun beslenmesi çok önemlidir. Bu dönemde çocuğun yaşına uygun kalori alması ve karışık beslenmesi yeterlidir.
Ergenlik dönemine kadar kız ve erkeklerin boyları birbirine yakındır. Ayrıca büyüme mevsimsel farklılıklar gösterir. Çocuklar kış mevsiminde daha yavaş büyürler, yaz mevsiminde büyümeleri daha hızlı olur. Ergenlik dönemi büyümenin en hızlı dönemlerden biridir. Kızlar ergenliğe erkeklere göre daha erken girerler ve ergenlik dönemi süreleri de daha kısadır. Kızların çoğunda ilk adetin başlaması ile büyümede yavaşlama ve kısa bir süre sonra durma ortaya çıkar. Erkekler ergenliğe kızlara göre daha geç girerler ve kızlara göre ergenliğin daha geç döneminde büyüme atağı yaparlar.
ÇOCUKLARIN BOY VE KİLOLARININ TAKİP EDİLMESİ GEREKİR
Çocuklarda boy ve vücut ağırlığının mutlaka belirli aralıklarla izlenmesi gerekir. Her çocuğun boyu ve kilosu doğduğu andan itibaren ölçülmeli ve hazırlanmış standartlar içinde normalle karşılaştırmasının yapılıp, yüzdeler halinde belirtilmesi gerekir. Her ülkenin kendi standartlarına göre hazırladığı bu eğrilere persantil eğrileri denir. Çocuk herhangibir ölçüm yapıldığında bu eğriler üzerindeki en son çizginin (3 persantil) altında ise, çocukta “boy kısalığı” olduğu belirlenip gerekli incelemenin yapılması gerekir.
Aslında tek ölçümle değerlendirmekte doğru değildir. Büyümenin tam olarak değerlendirilmesi için, daha önce söylendiği gibi belli aralıklarla boy ve ağırlık ölçümlerinin yapılması gerekir. Çünkü bazı çocuklar persantil eğrilerinde başlangıçta çok yukarı değerlerde olmalarına karşın, daha sonra alt çizgilere kayarlar. En alt çizgide olmamalarına rağmen bu çocuklarda da yeterli büyüme söz konusu değildir ve “kısa boylu" olarak yorumlanmaları ve incelenmeleri gerekir. Bu nedenle çocukların büyüme ve gelişmesinin değerlendirilmesi için en uygun yer okullardır. Okullarda çocukların 6 ay aralarla boy ve kilolarının ölçülmesi ve bunun kayda alınması gereklidir. Gelişmiş ülkelerde bu uygulama yapılmaktadır.
ÇOCUKLARIN KISA BOYLU OLMASI NEYİ GÖSTERİR?
Çocukta boyun yeterince uzamaması çocuğun sağlığının bir yerde bozulduğunun göstergesidir. Büyümeyi etkileyen en önemli faktörlerden biri beslenme olduğu için beslenmenin göstergelerinin değerlendirilmesi gerekir. Bu nedenle boy ile birlikte değerlendirilen vücut ağırlığı da standart eğrilerde yorumlanır ve yaşa göre vücut ağırlığı değerlendirilir. Ancak kısa boylu çocukta asıl önemli olan boya göre ağırlıktır ve bunun hesaplanması gerekir. Yaşa göre vücut ağırlığı ve boya göre ağırlık düşükse beslenme dikkate alınır ve araştırılır.
Kısa boy, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları, anemi, parazitler gibi sık görülen hastalıklar veya Çöliak hastalığı ve kalp hastalıkları gibi çeşitli hastalıkların önemli bir göstergesi de olabilir. Boyunda bulunan tiroid bezinin yetersiz çalışması da bir taraftan kısa boya neden olurken diğer taraftan çocuğun zekasını da etkiler ve ailenin farkedemeyebileceği zeka geriliğine ve okul başarısının düşüklüğüne neden olur.
Boy kısalığı genetik nedenli olabilir. Kısa boylu anne ve babaların çocuklarının kısa boylu olma olasılığı yüksektir. Ancak, kısa boylu anne ve babaların çocukları daha uzun boylu da olabilir. Çocuğun boyunun sapmasına göre anne ve baba boyuna ulaşamaması da söz konusu olabilir. Bu nedenle değerlendirmelerin çeşitli hesaplarla iyi yapılması gerekir. Ayrıca anne veya baba da tesbit edilmemiş bir hormonal bozukluk söz konusu olabilir
KISA BOYLU OLMANIN ETKİLERİ NELERDİR?
Kısa boylu çocuklarda altta yatan önemli sağlık sorunları ve psikolojik sorunlar olabilir. Kısa boylu olmakta çocukta çeşitli psikolojik sorunlar ortaya çıkarabilir. Uzun boy toplumda daima avantaj sağlamaktadır. Örneğin özel şirketler daima uzun boylu elemenlar tercih ederler. Kısa boylu çocuklar okulda da arkadaşları tarafından alay konusu haline gelebilirler. Bu çocuğun kişilik gelişimi sırasında çok önemlidir ve kişilik özelliklerini kazandığı bu dönemde bu nedenle birtakım sapmalar ve bozukluklar ortaya çıkabilir.
Kısa boylu çocuğu değerlendiriken ergenlik durumununda göz önüne alınması gerekir. Eğer ergenlik başlamamışsa müdahale etme gereği olmayabilir ve ergenliğin başlaması ile çocuk büyüme atağı yapabilir ve normal erişkin boya ulaşabilir. Ergenlik başlamışsa kısa boyu değerlendirmenin daha acil yaklaşımlı olması gerekir. Çünkü bu durumda eğer bir tedavi uygulama gerekliliği doğarsa, tedavi süresi ve tedaviye verilecek yanıt azalacaktır.
Kısa boylu bir çocukta başka herhangi bir hastalık bulunmaz ise 6 ay - 1 yıl kadar izlenerek büyümesinin değerlendirilmesi gerekir. Büyüme bu dönem içinde de yeterli bulunmazsa büyüme hormonu salgılanmasının testlerle belirlenmesi gerekmektedir.
KISA BOYLU OLMANIN TEDAVİSİ VAR MI?
Yapılan iki test sonucunda büyüme hormonu salgılanması yetersiz bulunursa büyüme hormonu tedavisinin başlanması gerekir. Büyüme hormonu tedavisi büyüme tamamlanıncaya kadar uygulanır. Ne kadar erken başlanırsa boy uzamasına katkısı o kadar fazla olur. Ergenlik başladıktan sonra katkısı daha az oranda olur. Büyüme hormonunun bazı yan etkileri vardır, fakat bunlar geriye dönüşlüdür. Şeker metabolizmasını bozup, kan şekerini yükseltebilir. Baş ağrısı yapabilir. Bunlar tedavi sırasında izlenir ve bir sorun saptandığında ilaç kesilirse yan etkilerde ortadan kalkar. Hormon yağ yakımına neden olduğu için zayıflatıcı bir etkiye sahiptir. Kas kütlesini güçlendirici etkisi nedeniyle sporcularda bu hormonu kullanmaktadır. Ayrıca gelişmik ülkelerde büyüme hormonu eksikliği olmayan çocuklarda da boy uzatmak için büyüme hormonu kullanılabilmektedir.
BOY KISALIÄžI GENETİK MİDİR?
Boy kısalığı beslenme, genetik gibi nedenlere bağlanıp hafife alındığı takdirde çok sayıda hastalık atlanıp geriye dönüşsüz durumlarla çocuk karşı karşıya kalabilir. Günümüzde özellikle medyada popüler olan bitkisel önlemler ve beslenme destekleri çocukluk çağı için son derecede zararlı girişimler olabilir. İyi bir beslenme için çocuk, yaşına uygun kalori almalı ve doğal besinlerle dengeli bir şekilde beslenmelidir.
Dışarıdan verilen vitaminlerin ve popüler olan çeşitli katkı maddelerinin boy uzatma gibi bir özelliği söz konusu değildir. Boy kısalığı olan çocuklara verilen çinkonun da boy uzatma gibi bir katkısı yoktur. Çinko özellikle iştahsız çocuklarda iştah arttırıcı bir özelliğe sahiptir, ancak bu etkisinin görülmesi içinde gerçek bir çinko eksikliğinin olması gereklidir. Çinko eksikliğinin saptanması da son derece güçtür ve bunun için doğru yöntemler geliştirilememiştir.
Sonuç olarak çocuğun sağlığının iyi değerlendirilmesi için doğumdan itibaren boy ve vücut ağırlığının kaydedilip standartlara göre değerlendirilmesi esastır. Boyu 3 persantilin altında olan çocukların fizik ve ruh sağlığı açısından ayrıntılı bir şekilde değerlendirip, ona göre tedavi altına alınmaları gereklidir. Bunları yapmadan bazı vitamin ve diğer takviyelerle çocuğun büyümesini beklemek hem önemli bazı hastalıkların atlanmasına neden olacak hem de bu durumdan psikolojik olarak etkilenen çocuğun ruh sağlığını da bozarak gelecekte sorunlu kişilerin ortaya çıkmasına neden olacaktır.
Prof. Dr. Betül Ersoy / Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Pediatrik Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı
Büyüme sırasında moleküler ve hücresel birtakım değişiklikler ortaya çıkar. Büyüme çocuk sağlığının en önemli göstergesidir. İyi büyüyen çocuk ruhsal ve bedensel sağlığı yerinde olan çocuktur. Çünkü büyüme çok sayıda faktörün etkisi altındadır. Normal bir büyüme için gerekli en önemli koşullardan ikisi güvenli aile ortamı ve uygun beslenmedir. Yeterli bir büyüme için çocuğun herhangi bir hastalığının olmaması ve hormonlarının yeterli derecede salgılanması gereklidir. Fiziksel sağlığın bozulması büyümeyi etkilediği gibi psikolojik sağlığın bozulması da etkiler. Psikolojik ve sosyal problemler çocukta büyüme hormonunun salgılanmasına da engel olarak boy kısalığına neden olur.
Büyüme döllenme ile başlar ve en hızlı dönemlerinden biri annenin karnında gerçekleşen büyümedir. Bu dönemdeki büyüme de annenin beslenmesi önemli olmasına karşın, başka faktörlerde önemlidir. Doğumdan sonraki ilk yıl büyümenin en hızlı olduğu dönemlerden biridir. İkinci-dördüncü yaşlar arasında yavaşlar. Dört yaşından ergenliğe kadar olan dönemde büyüme daha yavaş ve daha durgun olarak gerçekleşir. İlk iki yaş boyunca gerçekleşen hızlı büyüme döneminde çocuğun beslenmesi çok önemlidir. Bu dönemde çocuğun yaşına uygun kalori alması ve karışık beslenmesi yeterlidir.
Ergenlik dönemine kadar kız ve erkeklerin boyları birbirine yakındır. Ayrıca büyüme mevsimsel farklılıklar gösterir. Çocuklar kış mevsiminde daha yavaş büyürler, yaz mevsiminde büyümeleri daha hızlı olur. Ergenlik dönemi büyümenin en hızlı dönemlerden biridir. Kızlar ergenliğe erkeklere göre daha erken girerler ve ergenlik dönemi süreleri de daha kısadır. Kızların çoğunda ilk adetin başlaması ile büyümede yavaşlama ve kısa bir süre sonra durma ortaya çıkar. Erkekler ergenliğe kızlara göre daha geç girerler ve kızlara göre ergenliğin daha geç döneminde büyüme atağı yaparlar.
ÇOCUKLARIN BOY VE KİLOLARININ TAKİP EDİLMESİ GEREKİR
Çocuklarda boy ve vücut ağırlığının mutlaka belirli aralıklarla izlenmesi gerekir. Her çocuğun boyu ve kilosu doğduğu andan itibaren ölçülmeli ve hazırlanmış standartlar içinde normalle karşılaştırmasının yapılıp, yüzdeler halinde belirtilmesi gerekir. Her ülkenin kendi standartlarına göre hazırladığı bu eğrilere persantil eğrileri denir. Çocuk herhangibir ölçüm yapıldığında bu eğriler üzerindeki en son çizginin (3 persantil) altında ise, çocukta “boy kısalığı” olduğu belirlenip gerekli incelemenin yapılması gerekir.
Aslında tek ölçümle değerlendirmekte doğru değildir. Büyümenin tam olarak değerlendirilmesi için, daha önce söylendiği gibi belli aralıklarla boy ve ağırlık ölçümlerinin yapılması gerekir. Çünkü bazı çocuklar persantil eğrilerinde başlangıçta çok yukarı değerlerde olmalarına karşın, daha sonra alt çizgilere kayarlar. En alt çizgide olmamalarına rağmen bu çocuklarda da yeterli büyüme söz konusu değildir ve “kısa boylu" olarak yorumlanmaları ve incelenmeleri gerekir. Bu nedenle çocukların büyüme ve gelişmesinin değerlendirilmesi için en uygun yer okullardır. Okullarda çocukların 6 ay aralarla boy ve kilolarının ölçülmesi ve bunun kayda alınması gereklidir. Gelişmiş ülkelerde bu uygulama yapılmaktadır.
ÇOCUKLARIN KISA BOYLU OLMASI NEYİ GÖSTERİR?
Çocukta boyun yeterince uzamaması çocuğun sağlığının bir yerde bozulduğunun göstergesidir. Büyümeyi etkileyen en önemli faktörlerden biri beslenme olduğu için beslenmenin göstergelerinin değerlendirilmesi gerekir. Bu nedenle boy ile birlikte değerlendirilen vücut ağırlığı da standart eğrilerde yorumlanır ve yaşa göre vücut ağırlığı değerlendirilir. Ancak kısa boylu çocukta asıl önemli olan boya göre ağırlıktır ve bunun hesaplanması gerekir. Yaşa göre vücut ağırlığı ve boya göre ağırlık düşükse beslenme dikkate alınır ve araştırılır.
Kısa boy, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları, anemi, parazitler gibi sık görülen hastalıklar veya Çöliak hastalığı ve kalp hastalıkları gibi çeşitli hastalıkların önemli bir göstergesi de olabilir. Boyunda bulunan tiroid bezinin yetersiz çalışması da bir taraftan kısa boya neden olurken diğer taraftan çocuğun zekasını da etkiler ve ailenin farkedemeyebileceği zeka geriliğine ve okul başarısının düşüklüğüne neden olur.
Boy kısalığı genetik nedenli olabilir. Kısa boylu anne ve babaların çocuklarının kısa boylu olma olasılığı yüksektir. Ancak, kısa boylu anne ve babaların çocukları daha uzun boylu da olabilir. Çocuğun boyunun sapmasına göre anne ve baba boyuna ulaşamaması da söz konusu olabilir. Bu nedenle değerlendirmelerin çeşitli hesaplarla iyi yapılması gerekir. Ayrıca anne veya baba da tesbit edilmemiş bir hormonal bozukluk söz konusu olabilir
KISA BOYLU OLMANIN ETKİLERİ NELERDİR?
Kısa boylu çocuklarda altta yatan önemli sağlık sorunları ve psikolojik sorunlar olabilir. Kısa boylu olmakta çocukta çeşitli psikolojik sorunlar ortaya çıkarabilir. Uzun boy toplumda daima avantaj sağlamaktadır. Örneğin özel şirketler daima uzun boylu elemenlar tercih ederler. Kısa boylu çocuklar okulda da arkadaşları tarafından alay konusu haline gelebilirler. Bu çocuğun kişilik gelişimi sırasında çok önemlidir ve kişilik özelliklerini kazandığı bu dönemde bu nedenle birtakım sapmalar ve bozukluklar ortaya çıkabilir.
Kısa boylu çocuğu değerlendiriken ergenlik durumununda göz önüne alınması gerekir. Eğer ergenlik başlamamışsa müdahale etme gereği olmayabilir ve ergenliğin başlaması ile çocuk büyüme atağı yapabilir ve normal erişkin boya ulaşabilir. Ergenlik başlamışsa kısa boyu değerlendirmenin daha acil yaklaşımlı olması gerekir. Çünkü bu durumda eğer bir tedavi uygulama gerekliliği doğarsa, tedavi süresi ve tedaviye verilecek yanıt azalacaktır.
Kısa boylu bir çocukta başka herhangi bir hastalık bulunmaz ise 6 ay - 1 yıl kadar izlenerek büyümesinin değerlendirilmesi gerekir. Büyüme bu dönem içinde de yeterli bulunmazsa büyüme hormonu salgılanmasının testlerle belirlenmesi gerekmektedir.
KISA BOYLU OLMANIN TEDAVİSİ VAR MI?
Yapılan iki test sonucunda büyüme hormonu salgılanması yetersiz bulunursa büyüme hormonu tedavisinin başlanması gerekir. Büyüme hormonu tedavisi büyüme tamamlanıncaya kadar uygulanır. Ne kadar erken başlanırsa boy uzamasına katkısı o kadar fazla olur. Ergenlik başladıktan sonra katkısı daha az oranda olur. Büyüme hormonunun bazı yan etkileri vardır, fakat bunlar geriye dönüşlüdür. Şeker metabolizmasını bozup, kan şekerini yükseltebilir. Baş ağrısı yapabilir. Bunlar tedavi sırasında izlenir ve bir sorun saptandığında ilaç kesilirse yan etkilerde ortadan kalkar. Hormon yağ yakımına neden olduğu için zayıflatıcı bir etkiye sahiptir. Kas kütlesini güçlendirici etkisi nedeniyle sporcularda bu hormonu kullanmaktadır. Ayrıca gelişmik ülkelerde büyüme hormonu eksikliği olmayan çocuklarda da boy uzatmak için büyüme hormonu kullanılabilmektedir.
BOY KISALIÄžI GENETİK MİDİR?
Boy kısalığı beslenme, genetik gibi nedenlere bağlanıp hafife alındığı takdirde çok sayıda hastalık atlanıp geriye dönüşsüz durumlarla çocuk karşı karşıya kalabilir. Günümüzde özellikle medyada popüler olan bitkisel önlemler ve beslenme destekleri çocukluk çağı için son derecede zararlı girişimler olabilir. İyi bir beslenme için çocuk, yaşına uygun kalori almalı ve doğal besinlerle dengeli bir şekilde beslenmelidir.
Dışarıdan verilen vitaminlerin ve popüler olan çeşitli katkı maddelerinin boy uzatma gibi bir özelliği söz konusu değildir. Boy kısalığı olan çocuklara verilen çinkonun da boy uzatma gibi bir katkısı yoktur. Çinko özellikle iştahsız çocuklarda iştah arttırıcı bir özelliğe sahiptir, ancak bu etkisinin görülmesi içinde gerçek bir çinko eksikliğinin olması gereklidir. Çinko eksikliğinin saptanması da son derece güçtür ve bunun için doğru yöntemler geliştirilememiştir.
Sonuç olarak çocuğun sağlığının iyi değerlendirilmesi için doğumdan itibaren boy ve vücut ağırlığının kaydedilip standartlara göre değerlendirilmesi esastır. Boyu 3 persantilin altında olan çocukların fizik ve ruh sağlığı açısından ayrıntılı bir şekilde değerlendirip, ona göre tedavi altına alınmaları gereklidir. Bunları yapmadan bazı vitamin ve diğer takviyelerle çocuğun büyümesini beklemek hem önemli bazı hastalıkların atlanmasına neden olacak hem de bu durumdan psikolojik olarak etkilenen çocuğun ruh sağlığını da bozarak gelecekte sorunlu kişilerin ortaya çıkmasına neden olacaktır.
Prof. Dr. Betül Ersoy / Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Pediatrik Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı