[INDENT][INDENT][INDENT][INDENT][INDENT][INDENT]
Aşkın büyüsünü bulduğum o aynalarda, bir gün yok oluşu da tanır mıyım? Seninle var olmadım elbette ama sendeki var oluşuma tutunmuşluğum çoktur.
Bir gün gelirde yok olursam içinde, bir yanım eksik kalır. Sözüm eksilir düşlerden, sesim kaybolur. Kına sürülmüş eller gibi, mühürlenirim bir zaman…
Eşin dostun diline düşerim; gerçi dost değildir muhtemelen dilinde taşıyan ama yine de bir söz işitirim arkamdan. Aklım karışır biraz, yüreğim daralır, uzun süre elim kolum bağlanır.
Senin gözlerinde ölürsem, yüreğimin kırgınlıklarına bir yenisi eklenir. Hamallığa alışmış kalbime, biraz daha yük binse ne olur? Yıpranır!
Aşktan yine vazgeçmem mutlaka, senden önce de inanır olduğumu hatırlarım. Ancak çok zor geçer bu yangın. Kırıp atmadan, çökmeden bırakmaz. Ne olsa yaşın da yorgunluğu var…
Düşmesem de, sendelerim. Biraz mola alırım hayattan. Birkaç filmi art arda seyrederim, ne kadar abur cubur varsa yerim. Koltuktan kalkmadan, banyo yapmadan, uyuyup uyanarak birkaç günü deviririm.
Sonra bir sabah güneş yüzüme vurur, kapalı perdelere rağmen. Anlarım işareti, gidip suyla arınırım üstümdeki ataletten. Banyo aynasında kendime bakarım. Gözümden bir damla daha yaş süzülür. “Kısmet değilmiş kızım, ne yapalım, topla kendini! Birileri için ölmüş olsan da, kendin için yaşam devam ediyor!” derim. Kırmızı bir ruj sürer, üstümü giyinirim. Havalanmamış, bulaşığı masa üstünde birikmiş ve izmarit kokan evimin camını açar, her şeyi bırakıp dışarı çıkarım.
Sokakta insanların arasına karışırım. Yine tebessüm ederim kapıyı açan yabancıya. Hayat kaldığı yerden devam eder. Çocukları, arabaları, denizi, insanları seyreder, eve dönerim. Temizlerim senden kalanları.
Yatağımda uyur, içinde sen olan rüyalar görürüm. Sabah yeniden başlar gün, rutine dönerim.Senin gözlerinde ölürsem, bir müddet kendimde de sönerim. Lakin izin vermez hayat tükenmeme, yeniden kalkar ayağa, başka gönüllerde sevilmeyi beklerim.
Candan Ünal
[/INDENT]
[/INDENT][/INDENT][/INDENT][/INDENT][/INDENT]Gözlerinde Ölür müyüm?
Aşkın büyüsünü bulduğum o aynalarda, bir gün yok oluşu da tanır mıyım? Seninle var olmadım elbette ama sendeki var oluşuma tutunmuşluğum çoktur.
Bir gün gelirde yok olursam içinde, bir yanım eksik kalır. Sözüm eksilir düşlerden, sesim kaybolur. Kına sürülmüş eller gibi, mühürlenirim bir zaman…
Eşin dostun diline düşerim; gerçi dost değildir muhtemelen dilinde taşıyan ama yine de bir söz işitirim arkamdan. Aklım karışır biraz, yüreğim daralır, uzun süre elim kolum bağlanır.
Senin gözlerinde ölürsem, yüreğimin kırgınlıklarına bir yenisi eklenir. Hamallığa alışmış kalbime, biraz daha yük binse ne olur? Yıpranır!
Aşktan yine vazgeçmem mutlaka, senden önce de inanır olduğumu hatırlarım. Ancak çok zor geçer bu yangın. Kırıp atmadan, çökmeden bırakmaz. Ne olsa yaşın da yorgunluğu var…
Düşmesem de, sendelerim. Biraz mola alırım hayattan. Birkaç filmi art arda seyrederim, ne kadar abur cubur varsa yerim. Koltuktan kalkmadan, banyo yapmadan, uyuyup uyanarak birkaç günü deviririm.
Sonra bir sabah güneş yüzüme vurur, kapalı perdelere rağmen. Anlarım işareti, gidip suyla arınırım üstümdeki ataletten. Banyo aynasında kendime bakarım. Gözümden bir damla daha yaş süzülür. “Kısmet değilmiş kızım, ne yapalım, topla kendini! Birileri için ölmüş olsan da, kendin için yaşam devam ediyor!” derim. Kırmızı bir ruj sürer, üstümü giyinirim. Havalanmamış, bulaşığı masa üstünde birikmiş ve izmarit kokan evimin camını açar, her şeyi bırakıp dışarı çıkarım.
Sokakta insanların arasına karışırım. Yine tebessüm ederim kapıyı açan yabancıya. Hayat kaldığı yerden devam eder. Çocukları, arabaları, denizi, insanları seyreder, eve dönerim. Temizlerim senden kalanları.
Yatağımda uyur, içinde sen olan rüyalar görürüm. Sabah yeniden başlar gün, rutine dönerim.Senin gözlerinde ölürsem, bir müddet kendimde de sönerim. Lakin izin vermez hayat tükenmeme, yeniden kalkar ayağa, başka gönüllerde sevilmeyi beklerim.
Candan Ünal
[/INDENT]