İçinde açıklama kırgınlık pişmanlık
hayret küskünlük ve daha bir dolu duygu barındırır.
Bazen tek başına koca bir paragrafı açıklamaya bile yeter...
"Oysa" dersiniz......
Oysa;
"böyle değildi başlangıçta"
"beni sevdiğini söylüyordu"
"başaracağından emindi"
"çok güveniyordu kendine"
"yağmur yağmayacak bir değişiklik olmayacak verilen sözler tutulacak demişlerdi"
"burada olacağını söylemişti;"
"yapabilirim yetişebilirim toparlayabilirim sanıyordum"
"çok uzak değil diye düşünüyordum"
"başka türlü hayal ediyordum"
Başına getireceğiniz her "oysa" anlaşılır bir burukluk taşımaktadır
kuduğunuz şu cümlelerde...
Ölüm oracıkta duruyor kapının kıyısında.
Kimine 80 yıllık bir renkli ömür veriyor
kimini yirmisinde alıyor.
Oysa..................
Oysa herkes hiç ölmeyeceğini düşünerek yaşıyor.
Bu yüzden hiçbir yere götüremeyecekleri "taşınmazlar" için diş biliyor tırnak bileyliyorlar.
Bu yüzden hiç sakınmadan nefret ve öfke kusuyorlar.
Bu yüzden sadece kendilerine bakıyorlar "iç" lerine hiç göz atmadan...
Oysa kısacık hayat.
Kendisine verilenin nasıl alındığını anlamıyor bile insan...
Bugün bir düşünsenize; üç ay önce beş yıl önce yirmi yıl önce ne düşlemiştiniz?..
Neler kurmuştunuz ne çiçekler sipariş etmiştiniz ömrünüzün en güzel bahçesi için...
Görüyor musunuz "oysa" ne yaptınız kendinize?
hayret küskünlük ve daha bir dolu duygu barındırır.
Bazen tek başına koca bir paragrafı açıklamaya bile yeter...
"Oysa" dersiniz......
Oysa;
"böyle değildi başlangıçta"
"beni sevdiğini söylüyordu"
"başaracağından emindi"
"çok güveniyordu kendine"
"yağmur yağmayacak bir değişiklik olmayacak verilen sözler tutulacak demişlerdi"
"burada olacağını söylemişti;"
"yapabilirim yetişebilirim toparlayabilirim sanıyordum"
"çok uzak değil diye düşünüyordum"
"başka türlü hayal ediyordum"
Başına getireceğiniz her "oysa" anlaşılır bir burukluk taşımaktadır
kuduğunuz şu cümlelerde...
Ölüm oracıkta duruyor kapının kıyısında.
Kimine 80 yıllık bir renkli ömür veriyor
kimini yirmisinde alıyor.
Oysa..................
Oysa herkes hiç ölmeyeceğini düşünerek yaşıyor.
Bu yüzden hiçbir yere götüremeyecekleri "taşınmazlar" için diş biliyor tırnak bileyliyorlar.
Bu yüzden hiç sakınmadan nefret ve öfke kusuyorlar.
Bu yüzden sadece kendilerine bakıyorlar "iç" lerine hiç göz atmadan...
Oysa kısacık hayat.
Kendisine verilenin nasıl alındığını anlamıyor bile insan...
Bugün bir düşünsenize; üç ay önce beş yıl önce yirmi yıl önce ne düşlemiştiniz?..
Neler kurmuştunuz ne çiçekler sipariş etmiştiniz ömrünüzün en güzel bahçesi için...
Görüyor musunuz "oysa" ne yaptınız kendinize?