Bu yazımda sizleri, düşünmeye davet etmek istediğim, Nahl suresi 43. ve Nisa 59. ayetler olacaktır. Dini nefislerinde şekillendirenler, batıl inançlarına kanıt arayanlar, bu ayetlerde geçen bir cümleye, kelimeye ayette bahsedilmeyen, Kur’an ın asla onaylamayacağı farklı anlamlar vererek, batıl inançlarına delil yapma çabası içine girmişlerdir. Önce ilk ayeti, farklı meallerden yazalım ki doğru anlayabilelim.
Nahl 43: Senden önce de ancak, kendilerine vahyettiğimiz birtakım erkekleri peygamber olarak gönderdik. EÄžER BİLMİYORSANIZ İLİM SAHİPLERİNE SORUN.( Bilmiyorsanız Kitap ehline sorun.) (Diyanet meali)
Nahl 43: (Ey Peygamber!) Senden önce de, kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını peygamber olarak göndermedik. EÄžER BUNU BİLMİYORSANIZ(EHLİ ZİKRE) TEVRAT VE İNCİL ÂLİMLERİNE SORUN. ( Elmalı Hamdi meali)
Nahl 43: Biz senden önce de elçi olarak kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını göndermedik. EÄžER BİLMİYORSANIZ, ZİKİR/KUR'AN EHLİNE SORUN. (Yaşar Nuri Öztürk meali)
BU AYET KUR’AN I ANLAYABİLMEMİZ İÇİN ÂLİM, ULEMA, VELİ KİŞİLERE MUTLAKA SORULMASI, DANIŞILMASININ GEREKTİÄžİNE, DELİL OLARAK GÖSTERMEKTEDİRLER. Tıpkı Kur’an a inandığımız gibi, bu bilgilerinde doğruluğuna inanmamız sizce doğrumu? ALLAH BEN SİZLERE KUR’AN I ANLATAMIYORSAM, BENİM SÖZLERİMDEN ANLAYAMIYORSANIZ, SİZE KUR’AN I ANLATAN İLİM SAHİPLERİNDEN BİLGİ ALIN, ÖÄžRENİN DEMİŞ OLACAÄžINA NASIL İNANIRIZ. Allah anlayamayacağımız hükümler gönderip, daha sonrada bizleri birilerine muhtaç kılar mı sizce?
Hani emin olmadığınız bilgilerin ardına düşmeyin diyordu Rabbimiz. Yemin ederek anlayabilmemiz için kolaylaştırdığını söylediği kitabı, Rabbimiz bizlere açıklayamadı da HÂŞÃ‚, bunu birilerinin başarabileceğini mi söylüyoruz ve buna inanıyoruz. İşte mezheplerin kavgaları bu düşünceden çıkıyor. Senin mezhep imamın kâfir, benim ki en doğrusu zihniyeti dini bölüyor. Kur’an güvenilecek, yardım istenecek yalnız Allah tır der. Sarılacağımız kitabında, yalnız Kur’an olduğunu apaçık belirtir bizlere.
Kur’an kişi odaklı, din inancını yasaklar. Çünkü imtihan olmanın özüne aykırıdır da ondan. Hatta ne der, sakın din ve inancınız adına VELİLERİN ARDINA DÜŞMEYİN. Bir ayetinde de, güvenilecek yardım istenecek yalnız Allah dır der. Velilere, şeyhlere, efendilere güvenmeden İslam ı Kur’an dan yaşamamızı isteyen Allah, acaba güvenilecek kişiler bulup da, İslam ı yaşamamızı, onlardan öğrenmemizi ister mi bizlerden?
Eğer Kur’an ı anlamadığınızda, bilenlere sorun demiş olsaydı, ya da biz böyle bir anlam çıkartırsak, bu ayet diğer ayetlerle çelişirdi. Çünkü Allah ayetler için kolaylaştırılmış, nice örneklerle açıklanmış izah edilmiştir diyor. Bunun içinde birçok kez yemin ediyor Kur’an da. YANİ KUR'AN, ÖÄžRETİCİ BİR ÖÄžRETMENDİR AYNI ZAMANDA, ONUN İÇİN EŞİ BENZERİ YOKTUR. Allah bizlere meydan okuyor ve diyor ki, HAYDİ BİR BENZERİNİ GETİRİN. Düşündürücü değil mi, eşi benzer olmayan bir kitabı biz okuduğumuzda anlayamıyoruz, ama birileri anlayacağımız hale getirebiliyor.
Sözlerim yanlış anlaşılmasın, elbette dini öğrenmek için birbirimizden yararlanmalıyız, hepimiz aynı kapasitede değiliz. Ama körü körüne birilerine güvenerek değil. Ayetleri anlamak için, araştırmadan Kur’an ı okumadan, eğer birilerine güvenirsek, mutlaka yanlış yaparız. Çünkü beşer her zaman şaşa bilir. Mezheplerde bunun için birbirleriyle kavgalı. Onun içinde bizler ayetleri, yine Kur’an ın verdiği örneklerden yola çıkarak anlamaya çalışmalıyız. Kur’an ın hiçbir yerinde muhkem ayetlerin anlaşılamayabileceğinden bahsetmez. Tam tersine kolaylaştırıldığından ve birçok örneklerle izah edildiğinden bahseder. Bizlerde çalışmalarımızı, araştırmalarımızı bu doğrultuda yapmalıyız. YANİ KUR’AN I ANLAMAK İÇİN, GÜVENECEK BEŞER ARAMAK YERİNE, EN GÜVENLİ KUR’AN DAN BİZLER, BİZZAT ÖÄžRENMEYE ÇALIŞMALIYIZ. Elbette anlayamadıklarımızı da sormalıyız. İmtihan olmanın gereği budur.
Gelelim ayete, lütfen ayette anlatılanın, izah edilenin dışına çıkmadan, ayette anlatılmak istenene odaklanalım ki, en doğruya anlayabilelim. Ayette ne diyordu Allah. Senden öncede senin gibi, er kişilerden elçiler gönderdik. Yani senden farkı yoktu gönderdiğim elçilerin, açıklaması yapılıyor. Şimdide bunu kimlere sorulmasını istediği konusunu düşünelim. Lütfen dikkat, Kur’an yeni indirilmiş ve toplum yeni Müslüman olmuş. HATTA DAHA ÖNCE HİÇ BİR EHLİ KİTABA TABİ OLMAYAN, EHLİ KİTABIN İNANÇLARINI ÇOK FAZLA BİLMEYEN, ÜMMİ BİR ELÇİ, PEYGAMBER VAR. Sizce daha önceki peygamberlerinde, birer beşer olduğunu kimler bilebilir bu durumda. Daha ortada İslam toplumu, İslam âlimleri, yok ki sorulsun, danışılsın. DİNİ KONULARDA DANIŞILACAK OLSAYDI, PEYGAMBERİMİZE DANIŞIRLARDI. Demek ki burada sorulan farklı bir soru var. Sorulan soru daha önce gelmiş peygamberlerin durumu hakkında, bunu da bilecek olanlar ayette geçen ZİKİR EHLİ yani Allah katından gönderilmiş kitaplara iman eden, Ehli kitap olduğu anlaşılıyor. Tabi bugün bizler günümüzde, ayette geçen konuyu hiç kimseye sormak durumunda değiliz. Çünkü ayet bunu açıkça belirtmiş, bizlerde buna şüphe duymadan iman ediyoruz.
Bu sözlerimden sonra, şöyle düşünen kardeşlerimde olabilir. Niye ehli kitaba soruyoruz ki, onlar zaten dinden sapmış insanlardı. Çok doğru aslında, ayette mutlaka onlara sorun demiyor zaten. Bugün bizlerin sormasına da gerek yok. İsterseniz sorun denilen, o günkü toplum. ÇÜNKÜ AYETTE GEREKEN AÇIKLAMA YAPILMIŞ VE TÜM GÖNDERDİÄžİM ELÇİLER BEŞERDİ VE ÖLÜMLÜYDÜ DİYOR. Dikkat ederseniz eğer bunu bilmiyorsanız, yani bu konuda şüpheniz varsa, o günkü ehli kitap toplumlar kast edilerek, onlara sorun diyor. YALNIZ DİKKAT, SORULMASI GEREKEN KONU GÖNDERİLEN ELÇİNİN DURUMUYLA İLGİLİ. Yoksa dini konularda, onlara danışılmalıdır anlamında asla değil. Bahsettiğimiz ayetin devamında ki ayet, bakın konuyu aslında açıklıyor.
Nahl 44: (O peygamberleri) apaçık belgeler ve kitaplarla gönderdik. İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman ve onların da (üzerinde) düşünmeleri için sana bu Kur’an’ı indirdik. (Diyanet meali)
Allah daha önce gönderdiği elçileri apaçık belgeler, kitaplar göndererek her bilgiyi açıkladığını söylüyor. Yani 43. Ayette zikir ehline sorun dediği, daha önceki kitaplarda da aynı bilgilerin olduğu açıklanıyor. Ayetin devamında da peygamberimize, sana zikir yani Kur’an indirdik ki, onlara açıklayasın, tebliğ edesin diyor. Devamında söyledikleri çok önemli. Bize tebliğ edilen Kur’an ı da bizler, ÜZERİNDE DÜŞÜNEREK bizzat bizlerin araştırmamızı, imtihanımızın gereklerini yerine getirmemizi istiyor. Bu uyarıları Kur’an da, ayetlerin sonunda çok duyarız. Allah ayetlerin üzerinde bizlerin düşünmesini özellikle emreder. Çünkü kalıcı ve güçlü imanın yolu düşünerek iman etmekten geçer. KUR’AN I ANLAMAK İÇİN ÂLİMLERE, VELİLERE GİDİN SORUN SİZ ANLAYAMAZSINIZ, ŞEKLİNDE BİR AYET, ASLA YOKTUR KUR’AN DA. OLSAYDI DİÄžER AYETLERLE, TEZAT OLUŞTURURDU.
YAZI DEVAM EDİYOR
Nahl 43: Senden önce de ancak, kendilerine vahyettiğimiz birtakım erkekleri peygamber olarak gönderdik. EÄžER BİLMİYORSANIZ İLİM SAHİPLERİNE SORUN.( Bilmiyorsanız Kitap ehline sorun.) (Diyanet meali)
Nahl 43: (Ey Peygamber!) Senden önce de, kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını peygamber olarak göndermedik. EÄžER BUNU BİLMİYORSANIZ(EHLİ ZİKRE) TEVRAT VE İNCİL ÂLİMLERİNE SORUN. ( Elmalı Hamdi meali)
Nahl 43: Biz senden önce de elçi olarak kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını göndermedik. EÄžER BİLMİYORSANIZ, ZİKİR/KUR'AN EHLİNE SORUN. (Yaşar Nuri Öztürk meali)
BU AYET KUR’AN I ANLAYABİLMEMİZ İÇİN ÂLİM, ULEMA, VELİ KİŞİLERE MUTLAKA SORULMASI, DANIŞILMASININ GEREKTİÄžİNE, DELİL OLARAK GÖSTERMEKTEDİRLER. Tıpkı Kur’an a inandığımız gibi, bu bilgilerinde doğruluğuna inanmamız sizce doğrumu? ALLAH BEN SİZLERE KUR’AN I ANLATAMIYORSAM, BENİM SÖZLERİMDEN ANLAYAMIYORSANIZ, SİZE KUR’AN I ANLATAN İLİM SAHİPLERİNDEN BİLGİ ALIN, ÖÄžRENİN DEMİŞ OLACAÄžINA NASIL İNANIRIZ. Allah anlayamayacağımız hükümler gönderip, daha sonrada bizleri birilerine muhtaç kılar mı sizce?
Hani emin olmadığınız bilgilerin ardına düşmeyin diyordu Rabbimiz. Yemin ederek anlayabilmemiz için kolaylaştırdığını söylediği kitabı, Rabbimiz bizlere açıklayamadı da HÂŞÃ‚, bunu birilerinin başarabileceğini mi söylüyoruz ve buna inanıyoruz. İşte mezheplerin kavgaları bu düşünceden çıkıyor. Senin mezhep imamın kâfir, benim ki en doğrusu zihniyeti dini bölüyor. Kur’an güvenilecek, yardım istenecek yalnız Allah tır der. Sarılacağımız kitabında, yalnız Kur’an olduğunu apaçık belirtir bizlere.
Kur’an kişi odaklı, din inancını yasaklar. Çünkü imtihan olmanın özüne aykırıdır da ondan. Hatta ne der, sakın din ve inancınız adına VELİLERİN ARDINA DÜŞMEYİN. Bir ayetinde de, güvenilecek yardım istenecek yalnız Allah dır der. Velilere, şeyhlere, efendilere güvenmeden İslam ı Kur’an dan yaşamamızı isteyen Allah, acaba güvenilecek kişiler bulup da, İslam ı yaşamamızı, onlardan öğrenmemizi ister mi bizlerden?
Eğer Kur’an ı anlamadığınızda, bilenlere sorun demiş olsaydı, ya da biz böyle bir anlam çıkartırsak, bu ayet diğer ayetlerle çelişirdi. Çünkü Allah ayetler için kolaylaştırılmış, nice örneklerle açıklanmış izah edilmiştir diyor. Bunun içinde birçok kez yemin ediyor Kur’an da. YANİ KUR'AN, ÖÄžRETİCİ BİR ÖÄžRETMENDİR AYNI ZAMANDA, ONUN İÇİN EŞİ BENZERİ YOKTUR. Allah bizlere meydan okuyor ve diyor ki, HAYDİ BİR BENZERİNİ GETİRİN. Düşündürücü değil mi, eşi benzer olmayan bir kitabı biz okuduğumuzda anlayamıyoruz, ama birileri anlayacağımız hale getirebiliyor.
Sözlerim yanlış anlaşılmasın, elbette dini öğrenmek için birbirimizden yararlanmalıyız, hepimiz aynı kapasitede değiliz. Ama körü körüne birilerine güvenerek değil. Ayetleri anlamak için, araştırmadan Kur’an ı okumadan, eğer birilerine güvenirsek, mutlaka yanlış yaparız. Çünkü beşer her zaman şaşa bilir. Mezheplerde bunun için birbirleriyle kavgalı. Onun içinde bizler ayetleri, yine Kur’an ın verdiği örneklerden yola çıkarak anlamaya çalışmalıyız. Kur’an ın hiçbir yerinde muhkem ayetlerin anlaşılamayabileceğinden bahsetmez. Tam tersine kolaylaştırıldığından ve birçok örneklerle izah edildiğinden bahseder. Bizlerde çalışmalarımızı, araştırmalarımızı bu doğrultuda yapmalıyız. YANİ KUR’AN I ANLAMAK İÇİN, GÜVENECEK BEŞER ARAMAK YERİNE, EN GÜVENLİ KUR’AN DAN BİZLER, BİZZAT ÖÄžRENMEYE ÇALIŞMALIYIZ. Elbette anlayamadıklarımızı da sormalıyız. İmtihan olmanın gereği budur.
Gelelim ayete, lütfen ayette anlatılanın, izah edilenin dışına çıkmadan, ayette anlatılmak istenene odaklanalım ki, en doğruya anlayabilelim. Ayette ne diyordu Allah. Senden öncede senin gibi, er kişilerden elçiler gönderdik. Yani senden farkı yoktu gönderdiğim elçilerin, açıklaması yapılıyor. Şimdide bunu kimlere sorulmasını istediği konusunu düşünelim. Lütfen dikkat, Kur’an yeni indirilmiş ve toplum yeni Müslüman olmuş. HATTA DAHA ÖNCE HİÇ BİR EHLİ KİTABA TABİ OLMAYAN, EHLİ KİTABIN İNANÇLARINI ÇOK FAZLA BİLMEYEN, ÜMMİ BİR ELÇİ, PEYGAMBER VAR. Sizce daha önceki peygamberlerinde, birer beşer olduğunu kimler bilebilir bu durumda. Daha ortada İslam toplumu, İslam âlimleri, yok ki sorulsun, danışılsın. DİNİ KONULARDA DANIŞILACAK OLSAYDI, PEYGAMBERİMİZE DANIŞIRLARDI. Demek ki burada sorulan farklı bir soru var. Sorulan soru daha önce gelmiş peygamberlerin durumu hakkında, bunu da bilecek olanlar ayette geçen ZİKİR EHLİ yani Allah katından gönderilmiş kitaplara iman eden, Ehli kitap olduğu anlaşılıyor. Tabi bugün bizler günümüzde, ayette geçen konuyu hiç kimseye sormak durumunda değiliz. Çünkü ayet bunu açıkça belirtmiş, bizlerde buna şüphe duymadan iman ediyoruz.
Bu sözlerimden sonra, şöyle düşünen kardeşlerimde olabilir. Niye ehli kitaba soruyoruz ki, onlar zaten dinden sapmış insanlardı. Çok doğru aslında, ayette mutlaka onlara sorun demiyor zaten. Bugün bizlerin sormasına da gerek yok. İsterseniz sorun denilen, o günkü toplum. ÇÜNKÜ AYETTE GEREKEN AÇIKLAMA YAPILMIŞ VE TÜM GÖNDERDİÄžİM ELÇİLER BEŞERDİ VE ÖLÜMLÜYDÜ DİYOR. Dikkat ederseniz eğer bunu bilmiyorsanız, yani bu konuda şüpheniz varsa, o günkü ehli kitap toplumlar kast edilerek, onlara sorun diyor. YALNIZ DİKKAT, SORULMASI GEREKEN KONU GÖNDERİLEN ELÇİNİN DURUMUYLA İLGİLİ. Yoksa dini konularda, onlara danışılmalıdır anlamında asla değil. Bahsettiğimiz ayetin devamında ki ayet, bakın konuyu aslında açıklıyor.
Nahl 44: (O peygamberleri) apaçık belgeler ve kitaplarla gönderdik. İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman ve onların da (üzerinde) düşünmeleri için sana bu Kur’an’ı indirdik. (Diyanet meali)
Allah daha önce gönderdiği elçileri apaçık belgeler, kitaplar göndererek her bilgiyi açıkladığını söylüyor. Yani 43. Ayette zikir ehline sorun dediği, daha önceki kitaplarda da aynı bilgilerin olduğu açıklanıyor. Ayetin devamında da peygamberimize, sana zikir yani Kur’an indirdik ki, onlara açıklayasın, tebliğ edesin diyor. Devamında söyledikleri çok önemli. Bize tebliğ edilen Kur’an ı da bizler, ÜZERİNDE DÜŞÜNEREK bizzat bizlerin araştırmamızı, imtihanımızın gereklerini yerine getirmemizi istiyor. Bu uyarıları Kur’an da, ayetlerin sonunda çok duyarız. Allah ayetlerin üzerinde bizlerin düşünmesini özellikle emreder. Çünkü kalıcı ve güçlü imanın yolu düşünerek iman etmekten geçer. KUR’AN I ANLAMAK İÇİN ÂLİMLERE, VELİLERE GİDİN SORUN SİZ ANLAYAMAZSINIZ, ŞEKLİNDE BİR AYET, ASLA YOKTUR KUR’AN DA. OLSAYDI DİÄžER AYETLERLE, TEZAT OLUŞTURURDU.
YAZI DEVAM EDİYOR