Kör bir karanlık sisin içinde dans ediyor
Yağmur hiç olmadığı kadar sert vuruyor
Hissediyorum damarlarımdaki kan kaynıyor
Üşüyemiyorum sensizlik öldüresiye sıkı sarıyor
Nefes alamaz halde ciğerlerim anlamadan bitiyor
Anlamadan oluyorum bu karanlık gecede kor
Her yerde bir toprak kokusuna bir sen doğuyor
Birden omzumdaki bütün yükler düşüyor
Burası olacak sevdamın mezarı diyor
Gözlerimden yaşlar hiç süzülüyor
Yanaklarım ıslak yağmur birden kesiliyor
Ne rüzgar kalıyor karanlığın içinde ne de yağmur
Her tarafta hiçbir ses kalıyor duyulmuyor
Bir film şeridi gözlerimin önünden geçerken parçalanıyor
Yerden topluyorum her bir parçası çamurlanıyor
Toprağı ellerimle eşiyorum birden büyük bir çukur beni içine alıyor
Korkmuyorum nefes almaktan korktuğum kadar bedenim boğuluyor
Ruhumu alıyorlar bedenimden ruhum bedenimden geçiveriyor
En sert sesiyle kafam tahtalara vuruyor
Birileri anlamadığım bir şeyler fısıldıyor uzaklaşıyor
Bilmediğim sorulara cevap aranıyor kafamın içinde sorular yankılanıyor
Birden bir ateş topu içinde bedenim beliriyor
Sonra seni görüyorum benle beraber cayır-cayır sende yanıyor
Birden her yeri beyaz siyahsız bir memlekete bedenim gidiyor
Sen ateşler içinde kalıyorsun gözlerimden yaşlar akıyor
Çırılçıplaksın bittiğinde tekrar-tekrar saçların yeniden tutuşuyor
Sen ilk defa gözlerimin önünde korkuyor
Bana soruluyor
Hakkın helal midir hiç düşünmeden dudaklarım helal diyor
Sen ateşlerden çıkartılıyor
İçimden sarılmak geliyor en güzel sana olmuyor
Sana soruluyor
Hiç beklenemeden cevabın geliyor
Dudakların helal etmediklerini söylüyor
İçimde bir burukluk bir kan sızıyor
Tam düşerken ateşlere gözlerimden yaşlar akıyor
Ayaklarımın altına yeşil bir dünya geliyor
Sen ateşlerde yeniden yanıyor
Ben yeniden sana ağlıyor seni özlüyor
Ben yanmasa da yüreğim yanıyor ..
Yaslisin deseler de bana,inanmam aynalara,
Genclik ve sen ayni yastasiniz ya!
Ama zamanin yol yol izler actigini görürüm de sende,
Anlarim,ergec bana da gelip catacak ölüm.
Seni bastan ayaga saran su güzellik var ya,
Yüregimin en gösterisli örtüsü de o iste benim.
Gügsünde yasadikca yüregim, yüreginse ben de arttikca,
Kim der ki, nasil diyebilir ki, senden yasliyim?
Yeni dogmus yavruyu sakinir gibi ebesi,
Tasidigim yüregin üstüne ben nasil titreyeceksem.
Nasil sakinacaksam kendimi, kendim icin degil, senin icin;
Öyle sakin iste sen de kendini, ey sevdigim!
Geri gelir sanma yüregin, benim yüregim öldükten sonra;
Bana vermistin onu, unutma, geri almamak üzere bir daha.
Gidiyorsun...
Ama o tozlu trenler götüremeyebilir seni,
Bir beyaz mendil bile sallayamaz seni sevenler...
Bizim ayrılışımız diğerlerine benzemeyebilir
Ve ben istemesem bile
Senden önceki yaşantıma dönebilirim...
O zaman gene şairliğim canlanır şiir mısralarında,
gene izmir in tenha sokaklarındaki
O acı; ızdırap çekmiş duvalara,
Garip mısralar karalarım
Unutulmuşluğa dayalı...
Ama gitme diyemem sana bunu bil!
o halde istiyorsan peki derim
İçim yanarak sadece...
İşte bütün yolları açtım...
İzmir yollarında bütün ışıklar yeşil,
İçimde ne kadar hatıra varsa
Hepsini koparıp ettim bir bir
Gururuma yediremem bunu bil...
Giderken arkana bakma sakın,
Bende insanım; dudaklarım titreyebilir
Ellerimle seni çağırabilirim
Giderken arkana bakma ne olur
Gözlerim dur der belkide gitmeyesin diye
Kimbilir; belkide ağlayabilirim..
Sevdiğim;
Sevmediğim uzaklarda olmasaydın,
Bu kadar ölmezdim.
"Çıkmaz yollardan çıktım senin için"
Desem nafile.
Gittiğin yerden dönülmez bilirim.
Ama yokluğunda;
"Sevda kokan gözlerini çok özledim"
Desem yine nafile;
Gittiğin yer uzaktır bilirim.
Sevdiğim;
Sevemediğim uzaklarda olmasaydın,
İnan bana hiç ölmezdim.
"Siyah gözlerinin beni süzdüğü yerde
Siyah yalnızlarım var" desem,
Ne kadar nafiledir?
Gittiğin yer azab mıdır?
Ölmekten de uzak mıdır?
Siyah gözlerin neleri süzüyor?
Hallerinden kimler anlıyor?
Yokluğunu sevdiğim kadar,
Varlığını kimler seviyor!!!
Mavi Düşlerim....
Elimde mavi düşlerim vardı ;
Tatlı, küçük umutların ardında,
Bizi beklesin diye sakladığım....
Kırık birde kalp vardı ;
Yenilenmeyi bekleyen,
Seni bekleyen....
Ben vardım ;
Umuduna mavi düşler iliştiren,
Seni seviyorum derken bile,
Eli ayağı titreyen....
Ufacık bir kıvılcım yeter di belki,
Yeniden ,
Yeniden yaşayabilmek için,
O tatlı gülücükleri,
O samimi ,
Süt kokan öpücükleri....
aah...!
Umutlarıma sarıp ,
Mavi düşler kurduğum,
Tatlı, küçük sevgili ,
Nerelerdesin kimbilir şimdi...?
Bak yine sabah oluyor gece gözlüm
Yine sensiz kalkıyor İstanbul yeni güne
Camilerden ezan seslerini bir başıma dinliyorum
Hiçbir zaman olmaz diye bilirdim ama
Simidimi bile paylaşmak için kuşları bekliyorum
Bak yine sabah oluyor gece gözlüm
Ellerim ceplerimde
Günü boyuyorum maviye
Çaresizlikten dolmuş gözlerim
farkında değilim
Ben ağlamayı bilir miyim
Yoksa sen misin herşeyi öğrettiğin gibi
Bunu da ezberime çizen
Yüreğim ellerinde
Günü boyuyorum maviye
Durağa çıkıyorum öylesine adımların sahibi olarak
Ne kaybedenlerdenim ne de hep galiplerden
Gittiğim yere kadar gitmek
Kaldığım yerde beklemek
Ama sonunda hep sana dönmek istiyorum
Olmuyor
Saatler senin gelişine kurulsun
İnsanlar işlerine senin için gitsin
Kuşlar yavrularına değil
Sana doğru uçsun
Dalgalar bir ileri, bir geri
Bir de sana aksın
Irmaklar seni çağlasın
Tüm dünya benim için ağlasın
Herkes seni benim için arasın istiyorum
Olmuyor
Ve ben yine
Günü boyuyorum maviye
Belki bir gün
Bana gülümsersin diye..
Koklamalısın Emrehan ı
Bir mevsimi sonbahar
Sevda ile
Kalamazsın tek başına
Ey ürkek! Sevda geçerken yanı başından
Kop Kendi'nden kop Kendi'ni yiyip bitirirken
Düş sevdanın peşine
Ellerine salınıversin hüzün
Bakarsın düşler gerçek
Gerçekler birer düş olmuş
Sevda geçerken yollardan
Her şey M@vi olmuş
M@vi kedi, M@vi ağaç, M@vi kaldırım, M@vi toprak
M@vi masal, M@vi deniz, M@vi el
M@vi ses, M@vi kasap, M@vi M@vi
Bir şarkı mırıldan M@vi olanından
Eylül dokunsun M@viye
M@vi Eylül çalsın diğer renkleri
M@vi Eylül, M@viye çalsın dünyayı
Diğer renkleri M@viye kaynatmak için
Atsın hepsini denize
M@vi buharlaşsın denizden
M@vi bulut üzerine bıraksın M@vi yağmuru
M@vi sevda içine doluşsun
Ve bir M@vi Eylül kokusu
Bir M@vi sonbahar
Bir M@vi sevda
Bir M@vi düş ..
Hep hayallerle yaşamayı arzu ediyorum.
Çünkü hayallerime kimse karışmıyor,
Hep hayallerimde seviyor, seviliyorum
Aşka dair ne varsa hepsini orada tadıyorum ..
Dostluklar bile artık sahte, ikiyüzlü oldu,
Şimdiki güller eskisi gibi kokmaz oldu,
Sevgi diye açtığım mektuplar kahır doldu,
Aşka dair ne varsa hepsini orada sanıyorum ..
Sevdim hep, sevmediğim olmadı şu cihanda,
Verdim hep, vermediğim olmadı bu alemde,
Yazdım hep, yazmadığım olmadı bu hayatta,
Aşka dair ne varsa hepsini orada biliyorum ..
Biliyorum yine bana küseceksin bir bahaneyle,
Seviyorum diyeceksin belki önünde bir sananeyle,
Kor ateş düşen yüreğime gel bir derman eyle,
Aşka dair ne varsa hepsini orada yazıyorum ..
Hayal deyip sakın sevgini esirgeme yüreğinden,
Gün gelir elbet gerçek olur inanarak sevdiğinden,
Sen de içersin Tanrıdan dilerim benim içtiğimden,
Aşka dair ne varsa hepsini orada yaşıyorum ..
Hayatımda vazgeçemeyeceğim şeyleri sorsalar, cevabını hemen
veririm:
Umut, sevgi ve acı… Acı.. Çoğumuzun, adını duyduğunda bile ürperdiği,
ama
benim için, hayatımın dönüm noktası olarak nitelendirdiğim gelişmelere
zemin
hazırlayan ve olgunlaşmama yardımcı olan duygu …
Yaşattıklarından dolayı, insanların ikiyüzlülüklerini,
sorumsuzluklarını ve kalıplaşmış yaşamlarını en ince ayrıntısına kadar
gözlerimin önüne seren de o. Teşekkürler acı: Yaşama pamuk ipliği ile
bağlı
iken, en kalın halatlarla tutunmama yardımcı olduğun için… En olumsuz
anlarımda bile, umut kırıntıları ile yetinmem gerektiğini aşıladığın
için…
En önemlisi, hiç anlaşamadığın mutluluğun, beni fethetme girişimi
karşısında, aciz, pasif bir komutan gibi davranıp, kalenin
anahtarlarını
kendi ellerinle teslim ettiğin ve mutluluğun zaferine ortak olduğun
için… En
sıkıntılı zamanlarımda, içimi kemirip, dostlarıma açılmaya ve paylaşıma
zorladığın için…
Şimdi fedakarlık sırası bende. Acısız bir yaşamın imkansızlığını
ve
yaşanan her güzel duygunun, çekilen acılardan sonra anlam kazandığını
insanlara anlatmama ne dersin? Belki, araçta, başını cama dayayıp,
geçmişini
ve ona zarar veren insanları düşünürken rastladığım bir dostuma, belki,
kendine ve yaşama küsen bir insana, belki de, yaşamın anlamını kaybeden
ve
kaybettiğini yanlış yerde arayan birine anlatmakla işe başlayabilirim.
Bu
mücadelede, yine de sana ihtiyacım olacak. Var mısın omuz omuza
çalışmaya?
Ne yazılmalı ki silinip gitmesin, ne söylenmeli ki unutulup bitmesin.
Sessizlikle başlayan bir hikaye bu. Eğer başladığı gibi bitecekse sonu,
yaşanan her ne warsa sil, gitsin. Hayallerde gerçek gibi yaşarken seni,
umutlarda bitti bir zaman, sewgiler de.
Seni sewiyorum çünkü ne zaman şiir okusam, mısralarından sen akıyorsun,
gözlerimden yaşlar süzülüp resmine damlıyor, sessizlik sararıyor içimde,
susuyorum.
Tam buldum dediğin anda kaybetmek nedir bilir misin?
Atılmışlığı hissettiğin oldu mu?
Hayaliyle yaşamayı ezberledin mi?
Delicesine sewdiğin ama onun seni sewmediğini öğrendiğin o anı hiç yaşadın mı?
Onun eksik yanlarını bile sewebildin mi ?
Terk edilişe ilk defa görüyormuş gibi baktın mı?
Elwedasız ayrılıklar acıttı mı içini?
Göz kapaklarına inat, uyumadığın oldu mu gecelerce?
Sadece mum ışığının aydınlattığı odanda onu düşündüğün oldu mu saatlerce?
Ellerin onsuz kaldığında üşüdün mü?
Duyuyorum susuyorsun, yine susuyorsun, tıpkı her zamanki gibi söylemiyorsun.
Seni sewiyorum çünkü her gün biraz daha tükenirken her şey, benliğim sessizce
inliyor ben susuyorum. Bir an elinden tutuyorum, biran sonra belki de tamamen
elimden kayıp gitmiş oluyorsun, anlayamıyorum.Yine sensiz kalıyor kollarım,
yine ıslanıyor gözlerim. Yaşamam için tek nedenimdin sen. Fakat binlerce
sebep vardı seni sewmem için Canım.!
Seni sewiyorum çünkü yaşanacak bütün imkansızlıklarda sen warsın.
Bir yerlerim acıyor durmaksızın. Sessizliğin çok şey söylese de bazen
susmanda incitir beni. Bilirim, belki de en iyi ben bilirim ki, susmasını
bilmek, bildiğini söylemekten daha zor. Bir uçurum gibi derinleşen
sessizlik, bizi birbirimizden ayırdı bile. Yenildik dostluğumuza, zamana,
yalnızlığa, yenildik işte! Sinsice sardı sessizlik, böyle birdenbire,
ansızın... ve ben hala unutmam gerektiğini söyleyenlere inanmıyorum.
Hissettiklerimi söylemektense dost kalmayı, seni sensiz yaşamaktansa susmayı
tercih ederim. Senin beni sewme fikri bile beni mutlu edebilecek kadar güzel
we asil!
Seni sewiyorum çünkü sen benim siyah beyaz dünyamı renklendiren o çok az
şeyden birisin. Sensiz her andan korktum, korkuyorum. Alıp gitme ellerini,
alıp gitme gülüşlerimi, götürme düşlerimi. Sen benden gittin gideli öyle
bıktım ki sensiz kendimden.
Seni seviyorum çünkü hala bir şeyler var vazgeçemediğim. Ben herkes için şiir
yazmazdım, bu hep tuhaf gelmişti. Fakat şimdi senin için şiir yazmamak tuhaf
geliyor. Bu yıllarca sürecek we de hiç dinmeyecekmiş gibi düşünürken
görüyorum ki anlamını yitiren birşeyler war aramızda.
Seni sewiyorum çünkü tam her şeyden wazgeçmiştim ki, karanlığımın perdesini
yırttı ellerin. Ama yine diren dik sessizliğe, hala konuşulmadan kalan öyle
çok şey war ki! "Sustuğun yerde bir şeyler kırılıyor"
Nasıl söyleyeceğini sende bilmiyorsun besbelli.. Susman gerekiyor diye
susuyorsun belki de, dostluğumuz için..
Kalbim sendeyken her adımda, aklım sendeyken her dakika, unutmadım,
unutamadım işte!