01-02-2008, Saat: 09:43 PM
Bahtımın karasında tükenmeyen ışığım; karanlık bir gecenin dizlerinin dibindeyim yine. Her şeye inat, yüreğime özlemlerle ektiğim her dem taze sevda fidanımsın… Kelimelerin boyu yetişmiyor yine seni anlatmaya. Acıların beni boğduğu yerde, sevdaya dayanaklarımı budayan derbeder düşlerinin gölgesini çekme üzerimden. Büyük aşkların kanatsa da yüreğini, tükenme. Sil bakışlarıma sevdalı kanamalarını. Bir kuşun gagasındaki umuda bırak başıboş yarınlarını. Gül gibi adımın yanışlarına, yeni bir gülüş şahit olsun öpülesi dudaklarında…
Ey yar… Eteklerime topladığım çiçekleri ellerinle saçlarıma tak hadi… Gezdiğim yollardaki ayak izlerimi öpmeyi bırak şimdi… Gözlerindeki ışığı karanlıklarıma sür… Yüreğimin son ihtimallerinde dindir saçlarımı okşayan acıları… Şu koca dünyada yapayalnızken ben; titreyen dudakların, kuruyan yaprakların, soğuk duvarlara dokunan ellerin olsun yarenim… Ele avuca sığmaz suskunluğunu giyin üzerine, yanılmışlığını at bir kenara, son baharında ömrünün sana gülmek yakışır kavga bilmez bir sevdanın koynunda…
Dinle sözlerimi sevgili… Gözlerinin içine al ve yüreğinin dibine çek beni… Yağmur bil gözlerimi işle nakış nakış yüreğine… Güneş bil sözlerimi, ışık bil yüreğimi… Kana kana ıslanırken yağmurlarında hüzünlerimi boğ damlalarında… Yağ hadi üzerime durma… Sesin gelsin ıslak dudaklarıma… Yorgun ayaklarına derman olayım, gitme… Sevmelere koş benimle… Varsın hasret olsun be can boynumuzu büken, ayrılık olmasın…
Yüreğimin kapılarını arala, gün ışığım sızmalı karanlıklarına… İtaatkar yalnızlığını, sevdalı askerlerimin kuşatmasına olanak ver… Hazırlan aşktan ölen sonbaharıma. Hem yakın hem uzak olmanın acısını bilen kalbini tükenen ihtimallerle kırmak istemem. Nam-ı diğer deli kızım ben, galibi olduğum harpleri sana kaybettirmem. Gözlerini yumduğun sevda ülkelerinin tek bir toprağını kaybettirmem sana.
Ardına bakma sevgili sen benim yanımdasın… Mutluluğa en yakın nefes alışlarım, kabule en yakın dualarım ve her gün tazelenen özlemelerimsin… Ayak dibine çöküp dinlendiğim gecemsin, yüreğimin uğruna ölmeyi istediği sevdamsın benim… Şimdi ne kadar seviyorsun diye sorma bana… Bir sınırı bir boyutu yok ki sevdamın… Sağdan sola kadar mı desem yerden göğe kadar mı… Hayır hayır, ben seni yüreğinin büyüklüğü kadar, ben seni gözlerindeki aydınlık kadar seviyorum…
Emanetim olsun yüreğin bırak, aklına gelmeyen başına gelsin, kendini bana bırak… Hadi ne duruyorsun tut ellerimden, özleminin sıcak terlerini çarp yüzüme, üşüyorum… Keskin ayazlarla bükme belimi. Unutma, Ay ışığı değil odana yansıyan, geceyi giymiş sana gelmişim gül kırmızı nefesimle, ne yol bilirim ne iz. Korkma, sarmaşık misali sokul masallarıma, kim bilir ne destanlar yazacağız daha… Almayacağım seni senden, yaralamayacağım… Dört mevsime kor düşürsem de yakmayacağım ellerini, gözlerim cehennem ateşi de olsa sakınma. Anla artık, ait olma “emanet” ol yüreğime… Beni kabul et yürek yangınımla, sen yanmasan da olur…
Gün olur seversin sende hercai menekşe… Ben bir gelin hazan, güze aldanmış bir akasya, sıradan bir papatya… Sevişin hayata gözlerimi kapadığım güne rastlasa da gülümse… Yetişemesen de bana, seninle kurduğum hayallerimin intiharına gülümse ne olur...
Ne kadar güzel olduğunu bir tek ben bilirim …
Sadece ben…
Hep yüreğinin neresindeyim diye soruyorsun ya;
Önüm arkam,
Sağım solum,
Her yanım, sen…