Günlerden perşembe... Saat 23 civarları, arkadaşlar ile beraber otruyoruz. O günü yatmayacagız, sabaha kadar oturacagız, okey oynayacagız, dertlerimizi anlatıp, birbirlerimiz ile dertlesip içecektik... Bir anlamda kafa dagıtacaktık, hayaller ile kendimizi süsleyecektik...
Evin içi darmandagınık, herkez susmus, biri telefonda sevgilisi ile konusmakta, biri elinde ask kitabı okumakta, biri ise sevgdigine ulasmakta, biri ise de televizyon izlemekte. yani herkez bir baska birseyin peşinde... öyle bir sessizlik cokmus ki, kim kimseyle konusmuyor, herkez birbirinin gözüne bakıyor. Ve öyle birşey oldu ki, aramızdaki arkadastan biri, birden zıplayarak, ''yapma bee'' diyerek bagırdı. hepimiz bir saskınlıkla ona bakıyorduk. O kadar sinirliydi ki '' ne oldu '' bile diyemedik. Ve kendi kendine sayıklamaya basladı.'' neden yaptın, olamaz, hayır'' diyerek bir de baktık ki gözyaslarını tutamadı aglamaya basladı.biz hepimiz bir saskınlık içindeyiz. gecenin bir yarısı evde bir suru erkek var ve arkadasımızın biri o kadar erkegin içinde aglamaya basladı.resmen hıckıra hıckıra agladı. Ve hepimiz anlamıstık neden agladıgını. Sonra yanımıza oturdu, hepimize tek tek bakıyordu, gözlerinden yaslar damlıyor, bir sey söylecek ama bir türlü dili varmadı.Sonra bir kelime cıktı agzından ''beni kandırdılar'' diyerek bitti orada...
aradan 1 saat felen gecitkten sonra, yavas yavas kendine gelmeye basladı ve neler oldugunu bize anlatmaya basladı...
dilinden öyle kelimeler cıkıyodu ki, inan hepimizin gözleri yaslar ile doldu.ben artık yokum diyodu, nasıl yasarım diyodu, bittim ben diyodu, ve o gece boyu agladı.hep sustu, kendi kendine dusunup duruyodu bir kösede...
aslında daha bize asıl anlatmak istedigini hale anlatmamıstı.kendide utanıyordu, bunu nasıl söylerim ben arkadaslrıma diye. ama en sonunda basladı anlatmaya.ilk kelimesi! ''kankam sevdigimi aldı elimden''...
diyerek basladı herseyi anlatmaya, o anlattıkca bizim içimi parcalanıyordu adete.aklından hep kötü seyler geciriyordu. bi ara dısarı cıkmak istedi ama biz izin vermedik, ısrarla cıkmak istedi, hava alacagım dedi, bizde cıkmazsın diyorduk her seferinde. çünkü o öyle biri ki eli rahat durmazdı, korkuyorduk birine bişe yapardı diye. sevdigi ugruna canını bile verirdi...
aradan biraz zaman gectikten sonra, herseyi ayrıntılı olarak ögrendik ve kimin ne oldugunu ögrendik. suanda artık kanka yok, o bir sadece efsane oldu bu mektubu ben yasadıgım gunun ertesi gunu yazdım...
Evin içi darmandagınık, herkez susmus, biri telefonda sevgilisi ile konusmakta, biri elinde ask kitabı okumakta, biri ise sevgdigine ulasmakta, biri ise de televizyon izlemekte. yani herkez bir baska birseyin peşinde... öyle bir sessizlik cokmus ki, kim kimseyle konusmuyor, herkez birbirinin gözüne bakıyor. Ve öyle birşey oldu ki, aramızdaki arkadastan biri, birden zıplayarak, ''yapma bee'' diyerek bagırdı. hepimiz bir saskınlıkla ona bakıyorduk. O kadar sinirliydi ki '' ne oldu '' bile diyemedik. Ve kendi kendine sayıklamaya basladı.'' neden yaptın, olamaz, hayır'' diyerek bir de baktık ki gözyaslarını tutamadı aglamaya basladı.biz hepimiz bir saskınlık içindeyiz. gecenin bir yarısı evde bir suru erkek var ve arkadasımızın biri o kadar erkegin içinde aglamaya basladı.resmen hıckıra hıckıra agladı. Ve hepimiz anlamıstık neden agladıgını. Sonra yanımıza oturdu, hepimize tek tek bakıyordu, gözlerinden yaslar damlıyor, bir sey söylecek ama bir türlü dili varmadı.Sonra bir kelime cıktı agzından ''beni kandırdılar'' diyerek bitti orada...
aradan 1 saat felen gecitkten sonra, yavas yavas kendine gelmeye basladı ve neler oldugunu bize anlatmaya basladı...
dilinden öyle kelimeler cıkıyodu ki, inan hepimizin gözleri yaslar ile doldu.ben artık yokum diyodu, nasıl yasarım diyodu, bittim ben diyodu, ve o gece boyu agladı.hep sustu, kendi kendine dusunup duruyodu bir kösede...
aslında daha bize asıl anlatmak istedigini hale anlatmamıstı.kendide utanıyordu, bunu nasıl söylerim ben arkadaslrıma diye. ama en sonunda basladı anlatmaya.ilk kelimesi! ''kankam sevdigimi aldı elimden''...
diyerek basladı herseyi anlatmaya, o anlattıkca bizim içimi parcalanıyordu adete.aklından hep kötü seyler geciriyordu. bi ara dısarı cıkmak istedi ama biz izin vermedik, ısrarla cıkmak istedi, hava alacagım dedi, bizde cıkmazsın diyorduk her seferinde. çünkü o öyle biri ki eli rahat durmazdı, korkuyorduk birine bişe yapardı diye. sevdigi ugruna canını bile verirdi...
aradan biraz zaman gectikten sonra, herseyi ayrıntılı olarak ögrendik ve kimin ne oldugunu ögrendik. suanda artık kanka yok, o bir sadece efsane oldu bu mektubu ben yasadıgım gunun ertesi gunu yazdım...